İstanbul: Cumartesi anneleri, Galatasaray Lisesi önünde 437. kez kayıplarının akıbetini sordu.
Eylemde ilk olarak, 1996’da kaybedilen Ahmet Kaya’nın kızı Emine Kaya Erbek söz alarak; herkes bayramda mezara giderken, kayıp yakınlarının gidecek mezarlarının bile olmadığını dile getirdi.
Sonrasında söz alan kayıp yakını Şerif Taşkaya, 1993’te Jitem tarafından gözaltına alınan ve kendisinden tekrar haber alınamayan babası Hüseyin Taşkaya’nın faillerinin bulunmasını istedi. Taşkaya konuşmasında: “Balyoz davasında yargılanan Albay Ahmet Şentürk babamı kaçıranlardan biridir. Fakat bu davada ‘darbe girişimi’ sebebiyle ceza verilmesine karşın, bizimle ilgili herhangi bir mahkûmiyete gidilmemiştir. Bu göstermelik bir mahkemedir.” dedi.
Ardından 1995’te gözaltında kaybedilen ve ardından Kimsesizler Mezarlığı’nda bulunan Hasan Ocak’ın ağabeyi Ali Ocak, Balyoz ve Ergenekon davalarının yargılama süreçlerine değinerek; “Yargılanan kişilere kaybedilenler, işkencede katledilenler sorulmamıştır. Astronomik cezalarla bu suçlar gizlenmeye çalışılmıştır.” dedi.
Devamında söz alan Kadriye Ceylan, 9 yıl önce 10 Ağustos 2004’te son kez telefonda sesini duyduğu ve bir daha haber alamadığı oğlu Tolga Baykal Ceylan’ın hikâyesini anlattı. Ceylan konuşmasında, “Gözaltında kaybedilenler ve Gezi Parkı direnişinde kaybedilen canlar birbirinden bağımsız değildir. Sistem aynı sistemdir, failler değişmemiştir.” dedi.
BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de söz alarak: “Kemiklerin verilmesi ne yazık ki 437 haftadır bayramda gidecek bir mezarları olsun diye burada bekleyen ailelere bir bayram hediyesi olacaktır.” dedi.
Haftanın basın açıklamasını Ümit Efe okudu. Ergenekon ve Balyoz davalarının yargılama süreçlerinde kişilerin işlediği insanlık suçlarının davayı takip ederek hatırlatıldığı; fakat taleplerinin “yargılama kapsamı dışında olduğu” gerekçesiyle reddedildiğini belirtti ve gerçek açığa çıkarılıncaya kadar, Tolga gibi kaybedilen herkesin akıbetini sormaya devam edeceklerini belirterek açıklamayı sonlandırdı.
