H. Merkezi: ÇSK Genel Başkanı Aysu, 31 Mart seçimlerinin sonrasında yaptığı değerlendirme yazısında “Seçimlerin bu şekilde sonuçlanmasında uygulanan yanlış tarım politikalarının etkisi çok. Her ne olursa olsun, seçim sonrası yurttaşların derin bir nefes aldığı gerçek. Şimdi bir kez daha derin nefes alıp, ciğerimize oksijen çekme zamanı. Çünkü var olan krizin daha derinleşeceği günlere dörtnala yol alıyoruz. Kriz süresince oksijene çok, ama çok ihtiyacımız olacak!” dedi.
Aysu, Türkiye’nin “katır yükü ile bile taşınamayacak” kadar borcu olduğunu söyleyerek “2001’de Türkiye’nin toplam dış borcu 113 milyar dolardı. Yani milli gelirin yüzde 56.5’i kadardı. Şu an borç durumu 444.8 milyar dolar. Milli gelire oranı yüzde 56.7, yani mevcut dış borç miktarı, Türkiye’nin 6 aylık toplam gelirini aşan durumda. Çok değil beş (5) yıl önce 2013’te ortalama yüzde 4.5 ile Hazine dışarıdan borç bulabiliyordu. Hazine 2018’de yüzde 20’lere varan faizle borçlanmak zorunda kaldı” dedi.
“Kıtlık kapıyı tıklıyor”
Bu tabloyla birlikte Türkiye’nin kıtlık günlerinin kapıda olduğunu söyleyen Aysu, Türkiye siyasi ve ekonomik istikrarını kaybettikçe döviz kurunda oynamalar, artışlar yaşanıyor. Tarımsal üretimin bütün girdileri (tohum, ilaç, gübre, mazot) ithalatla karşılanıyor. Dolayısıyla girdiler dövize göbekten bağlı. Dövizin her zikzak çizişinde kaybeden de çiftçi oluyor” dedi.
Çiftçilerin durumuna değinin Abdullah Aysu, kişi başına düşen çiftçi gelirinin 2010 yılında 4.065 dolar olduğunu, 2017 verilerine göre %19 azalarak 3.309 dolara gerilediğini, 2018 yılında TL’nin döviz karşısında değer kaybına bağlı olarak çiftçi gelirinin daha da düştüğünü söyledi. Bunun karşısında çiftçinin üretmekten vazgeçtiğini, çiftliklerini ellerinden çıkardıklarını ifade etti.