Colemerg (Hakkari), 2016 yılındaki askeri darbe girişimi sonrası uygulanan Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamalarından en çok nasibini alan kentlerin başında geliyor.
Söz konusu tarihten sonra kent merkezi ve bağlı ilçelerde “güvenlik” adı altındaki baskı ve yasaklar had safhada. Kent genelinde bir yandan onlarca yeni karakol, kalekol ve üs bölgesi, diğer yandan polis ve asker kontrol noktaları kuruldu.
Bunların yanı sıra kimi boşaltılmış köyleri de kapsayan yüzlerce alana giriş ve çıkışlara “özel güvenlik bölgesi” gerekçesiyle izin verilmiyor.
Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Gökhan Altay’ın haberine göre giriş ve çıkışlara kısmen izin verilen köylere ise özellikle son 3 yılı aşkın bir süredir adı konulmamış bir “ambargo” uygulanıyor.
Colemerg-Çele (Hakkari-Çukurca) karayolundaki Zap, Valto, Kato Marinos ve Kazan vadilerinde yer alan Ağaçdibi, Oğul, Ceylanlı, Taşbaşı, Akkaya, Çeltik, Armutlu, Marinos, Gelinli, Cevizli, Kayalık ve Kazan köyleri ile bağlı mezralar söz konusu ambargonun uygulandığı yerlerden bazıları olarak öne çıkıyor.
Geçişe ikametgah şartı
Binlerce insanın ikamet ettiği köylerin bulunduğu tüm vadilerin girişinde askeri kontrol noktaları bulunuyor.
Askerler, özellikle Kazan ve Marinos vadilerindeki yerleşim yerlerine giden yurttaşlara sadece saat 08.00 ile 17.00 arasında geçiş izni veriyor.
Ancak bu köylerde ikametgahı bulunmayan kişilere geçiş izni verilmiyor. Yakın akrabalarının yanına gitmek isteyenler de bu adı konulmamış “yasağa” takılıyor.
Tüm ürünlere kota
Bunun yanı sıra vadilerdeki köylere “gıda kotası” da uygulanıyor.
Köylüler, askerlerin belirlediği “kota” dahilinde un, şeker, yağ ve çay gibi yaşamsal ihtiyaçlarını evlerine götürebiliyor.
Askerler tarafından “fazla” görülen ürünler ise yoldan geçen servis ya da özel araçlarla kent merkezine geri gönderiliyor.
Kota uygulanan ürünler bununla da sınırlı değil. Tarımda kullanılan gübreye “güvenlik” gerekçesiyle izin verilmezken, elektrik ürünlerine şartlı izin veriliyor.
Söz konusu malzemelerin nerede ve hangi işte kullanılacağına bakılıyor. “Sakıncalı” görüldüğü takdirde bu malzemelerin götürülmesine de izin verilmiyor.
Hastane için izin gerekiyor
Köylülerin sağlığa erişim hakları da engellemelerden kaynaklı kısıtlanıyor.
Geçişlere izin verilen saatler (08.00 ile 17.00) dışında muhtarlar aracılığıyla ilgili karakolların yetkililerinden izin alınması gerekiyor.
İzin verildiği takdirde köylüler, varsa kendi araçlarını yoksa da merkezden çağırdıkları ambulans ya da sivil bir aracın gelmesini bekliyor.
İzinli ürüne engel
Yaşadıkları zorluklara dair konuşan Kazan köyü sakinlerinden İsmail Keskin, engellemelerin yaşamlarını olumsuz etkilediğine dikkati çekiyor.
Ana caddelere çıkamadıklarını, sürekli insansız hava aracı hareketliliğinin yaşandığını aktaran Keskin, her ürünü sınırlı sayıda götürebildiklerini söylüyor.
Daha önce kısmi izin verilen gübrenin tamamen yasaklanmasından kaynaklı tarım ürünlerin azaldığını belirten Keskin, kimi ürünleri valilik izni ve faturalara rağmen evlerine götüremediklerini vurguluyor.
Kazan Vadisi sakinlerinden Abdullah Acar ise “kota” uygulamasının sona ermesini istiyor.
Her ürüne “yasak” gerekçesiyle izin verilmediğini dile getiren Acar, “Tütün, domates, pirinç… İki şey götürüyoruz. Birine izin veriliyor. İki torba un götüremiyoruz. Bu sıkıntının sonra ermesini istiyoruz” çağrısında bulunuyor.