H. Merkezi: İspanya’da greve gittikleri için haklarında dava açılan 300 sendikacı için CICR (Baskıya Karşı Uluslararası Komite) uluslararası emek hareketine ve dünya işçilerine açılan davanın iptali için duyarlılık çağrısında bulundu.
İspanya’da sendikacılar diktatörlük yasalarıyla yargılanıyor
İspanya’da hükümet greve giden sendikacılara suçlu muamelesi yapıyor ve haklarında cinayet ya da şiddet suçlularından daha ağır cezalar isteniyor. Yargıçların yönelttikleri suçlamalar Ceza Yasası’nın 315.3 maddesine dayanıyor. Bu madde, “işçi haklarına karşı işlenmiş” suçlara hapis cezası öngörüyor ve yargıçlara göre grev, çalışma “hakkına” engel teşkil ediyor! En sembolik dava Airbus şirketinden sekiz işçiyle ilgili olan. Savcılık bu davada, her bir işçi için 8 yıl 3 ay olmak üzere toplam 66 yıl hapis cezası istiyor. Sendikacılara karşı böyle hapis cezalar CICR tarafından “Franco diktatörlüğünden beri görülmüş bir şey değil!” şeklinde ifade ediliyor.
ILO standartları doğrudan tehdit altında
“Burada söz konusu olan sadece sekiz Airbus çalışanıyla ya da İspanya’da aleyhinde dava açılmış olan 300 sendikacı ile dayanışma göstermek değil” diyen CICR, ILO’da (Uluslararası Çalışma Örgütü) grev hakkını ve sendika özgürlüğünü koruyan sözleşmelere (87 ve 98 sayılı) yönelik şiddetli bir işveren saldırısı söz konusu olduğunu da belirtiyor.
Ayrıca CICR, “ILO çerçevesinde oluşturulmuş olan uluslararası çalışma standartlarının varlığı, geçerliliği ve izleme istemi doğrudan tehdit ediliyor. Örgütlenme özgürlüğünün grev hakkından ayrılamayacağının bilinciyle grev hakkının kaybedilmesinin ülkemizde de sendikal örgütlenme için nasıl bir anlama geleceği ortadadır” şeklinde İspanya’da sendikal faaliyete yönelik engellemelere değindi.
Grev haktır, yasaklanamaz, yargılanamaz!
“Grev hakkına dönük saldırıların İspanya’daki yansıması”milli güvenlik” gerekçe gösterilerek ertelenen, aslında fiilen yasaklanan grevlerle (son on yılda lastik, cam, maden, en son metal grevi) yaşanıyor. Bu saldırılar ancak sendikaların gerçek, güçlü ve birleşik bir mücadelesi ile durdurulabilir. Grev yapmanın suç olmadığını haykırmalıyız. Birimize ilan ettikleri savaşın hepimize ilan edilmiş bir savaş olduğunu göstermeliyiz” diyerek ülkedeki saldırılara ilişkin bilgi veren CICR, bütün ülkelerdeki sendikaları dayanışmaya çağırdı. Çağrı metni şu şekilde:
“İşçi militanları, sendikacılar, arkadaşlar,
İspanya’da büyümekte olan sendika düşmanı baskının ciddiyetine ve boyutuna dikkatinizi çekmek istiyoruz. Şu anda 300’den fazla işçi temsilcisi ve militanı bu baskının mağduru durumunda. Onlarcası mahkum edildi ve ağır cezalara çarptırıldı. Özellikle şunun altını çizmek istiyoruz ki sendikacılara karşı açılan davaların temel hukuki dayanağı, Ceza Kanunu’nun, Franco diktatörlüğünün meşhur yasalarından gelen 315.3 nolu maddesidir.
İspanya’da UGT (Genel İşçi Sendikası), CCOO (İşçi Komisyonları) sendikal konfederasyonları ve diğer sendikal örgütler tam anlamıyla sendika düşmanı bu savaş aygıtına karşı harekete geçtiler ve haklı olarak bu kanun maddesinin iptalini istiyorlar. Bu amaçla çeşitli ülkelerde çeşitli inisiyatifler alındı.
Bizler de Paris’teki İspanyol Büyükelçisi’yle bu meselerle ilgili temasa geçtik. Kendisi cevabında hükümetinin “ILO’daki en aktif üyelerden biri” olduğuyla övündükten sonra, bizim sendikacılara karşı her türlü hukuki soruşturmanın sonlandırılmasıyla ve özellikle Ceza Kanunu’nun 315.3 nolu maddesinin iptaliyle ilgili taleplerimizi cevaplamadı.
Bu kabul edilemez.
Bu koşullarda, siz sendika militanlarına ve temsilcilerine seslenmeyi ve sizin uygun göreceğiniz biçimlerde bu durumu onaylamadığınızı, kınadığınızı ve tüm soruşturmaların iptalini talep ettiğinizi İspanyol yetkililere duyurmaya davet eden bir çağrı yapmayı gerekli gördük.
İspanya’daki arkadaşlarımızın grev ve örgütlenme hakkını savunmak hepimizin sendikal haklarını ve özgürlüklerini savunmak demektir.
23 Mart 2015, Paris
CICR, Baskıya Karşı Uluslararası Komite”