İlk sayımızla sizlerle birlikteyiz. İşçi-Köylü’nün 10 yıllık devrimci-sosyalist basın meşalesi artık Özgür Gelecek’in elinde. Maratonun kalan kısmına Özgür Gelecek adıyla devam edeceğiz. İşçi-Köylü’nün önceki (son) sayısında gazetemizdeki değişikliklere birkaç başlık altında değinmiştik. Gazetemizin bu ilk sayısında nasıl bir gazete yaratmak istediğimizi tartışmaya devam edeceğiz. Yeni olmayan bu tartışmanın temel amacı; daha okunur, kitlelerden daha fazla beslenebilen ve daha geniş kesimlere ulaşan bir gazete çıkarabilmek. İşçi-Köylü’de karşılığını belli oranda bulan bu tartışmayı Özgür Gelecek’le birlikte ilerletmeyi hedefliyoruz. Bundan önce gazetemizin üzerinde yükseldiği çerçeveyi açmak yerinde olacaktır.
Özgür Gelecek, geniş emekçi yığınlarının sesidir. Kitlelerin, yaşamın akışı içinde karşı karşıya kaldıkları sorunlarını, özlemlerini, acılarını ve öfkelerini yansıtmayı kendine görev sayar. Emekçi yığınların yaşadıkları çelişkilerin nedenlerini ortaya koymayı, bunların çözümüne dair yöntemler önermeyi, bu doğrultuda kitlelerin kurtuluş için örgütlenmesini kendine amaç edinir. Bu eksende temel olarak işçi sınıfı ve köylülüğün, Kürt halkının ve emekçi kadınların sesini dünyaya duyurdukları bir kürsüdür.
Gazetemizin sayfalarında sınıf mücadelesinin bu en dinamik unsurlarına daha ağırlıklı olarak yer vermeyi düşünüyoruz. İşçi sınıfının tarihsel rolü gereği objektifimizi ona çevirdiğimizde; onun içinde işçi olmasından başka bir de Kürt olduğu için bir kez daha ezilen kesimleri görmeye çalışacağız. Bununla birlikte yine aynı çerçevede işçi ve Kürt olmasından başka bir de kadın olduğu için sömürüsü ve çalışma koşulları ağırlaşan, çelişkileri derinleşen kadınlar temel hedefimiz olacak. Aynı güzergâhı objektifimizi diğer toplumsal kesimlere çevirdiğimizde de izleyeceğiz. Özgür Gelecek’in yayın politikasını bu bakış açısı üzerinde inşa etmeyi hedefliyoruz.
Buradan hareketle daha nitelikli bir gazete yaratma mücadelesinde yol haritamız da kendiliğinden ortaya çıkmış bulunuyor. Peki, bu yolu nasıl alacağız?
Biz gazetemizin daha nitelikli olmasından söz ettiğimizde; gündemi yakalayan, politik gelişmeleri akıcı bir dille teşhir edebilen, yığınlardan beslenen bir içerikten ve bunun kitlelere yaygın bir şekilde ulaşmasından söz ediyoruz demektir. Buradaki halkaların birbirinden kopmaz bir biçimde bağlı olmasını kastediyoruz. Kuşkusuz bu sürecin en önemli aktörleri de okurlarımızdır.
Bahsini ettiğimiz halkaların birbiri ile kurduğu ilişkide okurlarımızın müdahalesi, sahiplenmesi ve yığınlarla kurduğu ilişki büyük önem taşımaktadır. Özetle söylenebilir ki; daha nitelikli bir gazete, okurlarının daha fazla sahiplenmesi ile yaratılabilir. Mücadelenin değişik alanlarında ve bölgelerinde faaliyet yürüten ve yaşamın sayısız rengi içinde kendine yer bulan okurlarımızın, yoldaşlarımızın sahiplenmesi olmadan bu hedeflerimize ulaşmamız imkânsızdır.
Özgür Gelecek’in sınıf mücadelesini bir bütün olarak yansıtabilmesi ve kendi içinde bütünlüklü-uyumlu bir fotoğraf verebilmesi için bu gereklidir. Bunun için okurlarımızın alanlarında; çeşitli yayın komisyonları kurabileceğini, haber-yazı yazmak üzere kendi içinde görevlendirmeler yapabileceğini düşünüyoruz. Doğal muhabirlik de dâhil olmak üzere okurlarımızdan gelecek önerilerle bu tartışmanın zenginleşebileceği açıktır. Örneğin; işçi sayfasında (diğer sayfalar için de geçerli) bu alanda faaliyet yürüten okurlarımızın daha belirleyici katkılarının olmasını hedefliyoruz.
Yukarıda bir kısmını açmaya çalıştığımız bu tartışmayı bir kampanya biçiminde ele almak faydalı olacaktır. İşçi-Köylü’nün ulaştığı tüm okurlarımızı bu tartışmaya dâhil etmek oldukça önemlidir. İşçi-Köylü’nün Özgür Gelecek’le yoluna devam ettiğini geniş kesimlere duyurmak da bir ihtiyaç olarak önümüzde durmaktadır. Bunun için merkezi olarak hazırlanabilecek materyallerle ve bunları da beklemeden; stiker, ozalit, afiş vb. araçları kullanarak, çeşitli etkinlikler-toplantılar örgütleyerek, yaygın-kitlesel dağıtımlar yaparak güçlü bir ajitasyon çalışması yürütmeliyiz. Bu eksende kullanılabilecek tüm araçları ve yöntemleri etkili bir şekilde seferber etmeliyiz. İşçi-Köylü’den Özgür Gelecek’e sesimiz her yerde yankılanmalı, duymayan kalmamalı!