Katmandu. Nepal Devrimci Komünist Partisi Koordinatörü Mohan Vaidya Kiran, doğal afetlerden zarar gören halkın hükümetin korumasını hissedemediğini belirterek, partinin son siyasi duruma ilişkin görüşünü kamuoyuna açıkladı.
Basın açıklamasında, doğal afette hayatını kaybedenleri anarken, yaralılara da acil şifalar diledi. Ayrıca heyelan sonucu ev yıkıldıktan sonra, Nepal hükümetinden hayatta kalanlar için derhal barınma ve yiyecek ayarlamasını ve yaralılara ücretsiz tedavi sağlamasını şiddetle talep etti.
Açıklamada, “30 Haziran’a kadar ülkenin dört bir yanından 108 Nepalli sel, heyelan gibi felaketlerde hayatını kaybetti, yaralananlardan ise herhangi bir bilgi bulunmuyor. Simaltal toprak kaymasının otobüsleri sürüklemesinin ardından Trishuli’de kaybolan kişilerin sayısı farklı. Nepal hükümeti bugüne kadar Trishuli’de batan otobüs ve yolcuların durumunu öğrenemedi. Genel olarak yağmur, su baskını ve heyelan doğal şeylerdir, siyasetin bunda doğrudan bir rolü yoktur. Ancak meteorologların bu dönemde Nepal’de şiddetli yağışlar olacağı yönündeki uyarılarına rağmen hükümet, halkı bundan kurtarma ve afetten etkilenenleri kurtarma sorumluluğunun farkına varmadı.
Önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da heyelanlar nedeniyle yaşanan insani zenginlik kaybı çoğunlukla Bhir Pakhera’da yaşamak zorunda kalan yoksul, dışlanmış ve Dalit topluluklarını ilgilendiriyordu. Bu ironik bir durum. Partimiz, doğal afetlerde hayatını kaybedenlere başsağlığı, yaralılara acil şifalar diler. Ayrıca partimiz, Nepal hükümetinden, heyelanda evlerin yıkılmasının ardından hayatta kalanlara derhal barınma ve yiyecek sağlanmasını ve yaralılara ücretsiz tedavi sağlanmasını şiddetle talep etmektedir.” şeklinde konuştu.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verdi:
“Nepal’in parlamenter siyasi partileri, ülkenin doğal afetler nedeniyle çalkantılı olduğu ve halkın pes ettiği bir ortamda satlipsa için mücadele vermekle meşgul” denildi. Bazı insanlar Daura suruwal’ı dikmek için sabırsızlanıyor, bazıları ise sattagume’u kaybetme endişesi taşıyor. Mevcut siyasi huzursuzluk herhangi bir parlamento partisinin veya koalisyonun başarısızlığından kaynaklanmıyor. Bu kriz gerici hükümetin ve parlamenter sistemin başarısızlığının sonucudur. Dolayısıyla ülkenin ve halkın geçmişten bu yana yaşadığı sorunlar, bir ittifakın yerine başka bir ittifak getirilerek çözülemez.
Üstelik parlamentonun birinci ve ikinci sıradaki siyasi partileri arasında kurulan yeni koalisyon, parlamenter sistemin yaygın kanaatine aykırı olduğu gibi, ülkeyi önümüzdeki günler daha fazla faşizme sürükleyeceğini de açıkça ortaya koymuştur. Kiminle olursa olsun ittifak yoluyla iktidara gelmek zorunda olan Nepal parlamenter siyasetinin yolsuzluğu kurumsallaştıracağına, ülkeyi daha fakir ve daha bağımlı hale getireceğine şüphe yok.”
Mevcut anayasanın yürürlükten kaldırılması ve demokratik bir anayasanın gerekliliği vurgulanan açıklamada, “Daha da ironik olanı, yeni koalisyonun gece yarısı varılan mutabakat noktalarını bugüne kadar kamuoyuna açıklamaması” denildi.
“Bazı liderlerin gayri resmi propagandasına göre, anayasada değişiklik yapılmasına ilişkin hususlar üzerinde anlaşmaya varıldı. Burada bahsedilen değişiklik, ülke ve milletin sorunlarını çözme amacını taşımamakta olup, emperyalizmin ve yayılmacılığın kendi çıkarlarını gerçekleştirmesi için ajanlarının iktidara gelmesinin kolay bir yolunu açmaktır.
Dolayısıyla sorunun çözümü bu anayasanın değiştirilmesi değil, tamamen yürürlükten kaldırılması ve yerine demokratik bir anayasanın getirilmesidir. Bu durumda partimiz, yurtseverleri, ilericileri, sol ve devrimci grup ve şahsiyetleri, anayasanın değiştirilmesi için değil, mevcut anayasanın tamamen yürürlükten kaldırılması ve demokratik bir anayasanın oluşturulması için seslerini yükseltmeye çağırmaktadır.”
İşte açıklamanın tam metni:
2024 yılı haziran ayının bu ayı Nepal için çok üzücü ve şaşırtıcı oldu. Nepal halkı doğal afetlerden zarar görmüş ve halk devletin yardımını hissedememiştir. Parlamentodaki önde gelen siyasi partiler iktidar mücadelesi içindeler.
Bu basın açıklaması partinin ağırlıklı olarak bu konulara odaklanan görüşlerini kamuoyuna duyurmak amacıyla yapılmıştır. Geçen yıl 28 Mayıs’ta başlayan muson yağmurları Nepal’de büyük hasara yol açtı.
Dün 30 Haziran itibarıyla ülkenin dört bir yanından 108 Nepalli sel, heyelan gibi felaketler nedeniyle hayatını kaybederken, yaralananlara dair ise herhangi bir açıklama yapılmadı. Simaltal toprak kaymasının otobüsleri sürüklemesinin ardından Trishuli’de kaybolan kişilerin sayısı farklı. Nepal hükümeti bugüne kadar Trishuli’de batan otobüs ve yolcuların durumunu öğrenemedi.
Genel olarak yağmur, su baskını ve heyelan doğal şeylerdir, siyasetin bunda doğrudan bir rolü yoktur. Ancak meteorologların bu dönemde Nepal’de şiddetli yağışlar olacağı yönündeki uyarılarına rağmen hükümet, halkı bundan kurtarma ve afetten etkilenenleri kurtarma sorumluluğunun farkına varmadı. Önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da heyelanlar nedeniyle yaşanan insani zenginlik kaybı çoğunlukla Bhir Pakhera’da yaşamak zorunda kalan yoksul, dışlanmış ve Dalit topluluklarını ilgilendiriyordu.
Bu ironik bir durum. Doğal afetlerde hayatını kaybedenlere başsağlığı dileriz.