Almanya ve Fransa kısa bir süre önce geleceğin hava savaş sistemlerinin inşası ve gelişimi için pratik adımlar attıklarını belirttiler. Yapılan ön antlaşmaya göre Airbus ve Dassault firmaları, “Future Combat Air System” (FCAS)[1] için ana konseptin oluşturulmasını ele alabilecekler. Son model savaş ve keşif uçaklarını, uyduları, insansız hava araçları (İHA) ve İHA ağ sistemlerini birleştiren bir hava savaş birliğinden bahsedilmekte ve 2040 yılından sonra dünyanın tüm yerlerinde ki savaşlarda kullanılması planlanmaktadır. Bu projenin maliyeti ise 100 milyardan daha fazla olarak tahmin ediliyor. Önceki salı günü Alman federal Hükümeti’nin, askeri harcamalarını 43,2 Milyardan 60 Milyara çıkarmasını onaylaması projeye alan açıyor. Uzmanlar, FCAS’ın oluşması ile birlikte Avrupa’nın silahlanma, militarizm ve savaş konularında ABD’ye karşı otonomi zeminini yaratacağını dile getirmektedirler.
Savaş uçakları, uydular, dron sürüleri
Alman Federal Savunma Bakanı Ursula von der Leyen ve Fransız mevkidaşı Florence Parly’in önceki günlerde başlamasına dair yaptıkları antlaşma çerçevesinde, geleceğin AB hava savaş sistemlerinin inşasına başlanacak. Projenin ana çekirdeğinde bir savaş uçağı modeli yer alıyor; 2040 yılından sonra kullanıma sokulacak olan ve Alman Eurofighter ve Fransız Rafale modellerinin yerini alması beklenen bir savaş uçağı. Yanı sıra, gelecekte daha geniş bir çerçevede çeşitli hava savaş araçlarının koordinesini sağlayan bir operasyonel sistem tasarlanıyor. Savaş uçaklarının anlık ve gerçekçi bilgi edinme kapasitesini maksimuma çıkarmak için sadece uydularla ve keşif uçakları ile sıkı bağlantılar olmayacak. Bununda ötesine planlanan savaş uçaklarının silahlı İHA’ları ve dron sürüleri ile birlikte uçabilmesinin sağlanmasıdır. Savaş uçakları ve SİHA’lar bombalama ve yok etme amaçlı kullanılırken, dron ve keşif uçakları ise karşı tarafın yanıltıcı eylemleri üzerinden nokta keşifi yapmak ve hava/ kara hedefleri için kamikaze işlemi görecek[2]. Oluşturulması planlanan hava birliğinin kompleks olması nedeniyle “altıncı jenerasyonun savaş uçağı” gibi sırada bir teknolojik gelişim yerine daha üstün ve gelişkin bir sistemden “geleceğin hava savaş sistemlerinden” (FCAS) bahsedilmektedir.
1oo Milyardan daha fazla
Savunma bakanları Von der Leyen ve Parly, Paris’te FCAS’ın geliştirilmesi için bir ana konsept üzerinde prensipte antlaşmaya vardıklarını ilan ettiler. 13 Temmuz 2017’de Paris’te[3] politik düzlemde varılan antlaşma ve 2018 yılının Nisan ayında Berlin’de[4] kapasite gereksinimlerinin tespiti için yapılan görüşmeler sonrasında atılan ilk pratik adım olarak tarihe geçiyor. Airbus (Eurofighter) ve Dassault Aviation (Rafale) projeyi birlikte geliştirecekler; bahsi geçen proje 65 Milyon Avro’luk hacme sahip.[5] Alman Bakan von der Leyen ve Fransız Bakan Parly tarafından yapılan açıklamalara göre yeni savaş uçak sistemlerinin yakıtları ise Fransız firması Safran Aircraft Engines ve Alman firması MTU Aero Engines tarafından ortak geliştirilecek. Sıkı Alman-Fransız ilişkisi bahsedilen gelişmelerin ana zemini ve her iki tarafın aynı derecede bu sistemlerden nemalanmasını ve teknolojik bilgi/ürün paylaşımını garantiliyor. Gözlemciler, İspanya’nın 3. ülke olarak sürece dahil olacaklarını hesaplıyor. Belçika’nın da aynı adımı atılması bekleniyor. Mali uzmanlara göre proje, mali hacim olarak 100 milyarı aşacağı tahmin ediliyor.
F-35’ler yerine Eurofighter
Birkaç gün önce Alman Federal Savunma Bakanı tarafından alınan karar gereği eskiyen bir teknolojiye sahip Tornado savaş uçakları 2025 yılında tedahülden kaldırılacak. Hava savaş sahasında şimdiye kadar Amerikan F-35 savaş uçakları modelinin favori olduğu genel kabul görüyordu: F-35’ler bugün batılı savaş uçak teknolojisi içinde en modern olanları olarak biliniyor ve birçok NATO ülkesi tarafından kullanılıyor. Ancak Berlin, F-35 uçaklarının artık üretilmeyeceğinin kararını vermiş bulunuyor[6]. Bunun yerine Eurofighter uçak modeli ve önceki uçak modeli olan F-18 Amerikan modelleri arasında seçim yapılması bekleniyor. Arka planda bir yandan Alman Hükümeti FCAS’a rekabet olacağı endişesi ile F-35’lerden kurtulmak isterken diğer yandan ise mümkün mertebe Alman-Avrupalı teknolojisini kullanma yoluna gitme seçeneğini öne sürmektedir, ki bu kararın Eurofighter uçak modelleri yönünde olacağına işaret etmektedir. Ancak bu noktada bir zorluk karar alıcıların karşısına çıkıyor; gözden çıkarılan Tornado’nun özellikleri itibariyle elektronik savaş noktasında ve “nükleer katılım” anlamında nükleer bomba kullanımında uzman olduğu biliniyor. Bu noktalarda Eurofighter modellerinin güçlü bir şekilde yenileştirilmesi gerekiyor. F-18 uçakları ise prensipte her iki noktada uygun olduğu belirtiliyor. Diğer bir seçenek ise Eurofighter ve F-18 modellerinin birleşiminden oluşan yeni bir uçak modeli üzerinde duruluyor.
Elli yıllık tasarım olanakları
Uzmanlar, FCAS projesinin başlatılmasının ve F-35 aleyhine alınan kararların önemini alışılagelmişin dışında fazla kayda değer buluyor. Alman Dış Politika Birimi (DGAP) son açıklamasında, “önümüzdeki 50 yıl, Avrupa militarist hava endüstrisinin birçok parçalarını ve bununla birlikte tüm Avrupa endüstriyel ve teknolojik temeli şekillendirme olasılıkları”[7] belirlemesinde bulunulmaktadır. Açıklamaya göre 50 yıl olarak biçilen ömür ilk olarak, ”savaş uçaklarına verilen ömürlerle ilintili olduğu” söyleniyor. İkincil olarak Alman ve Fransız endüstrisinin nemalanacağı, “hava savaş sistemi FCAS için başka teknolojiler geliştirilecektir”. Endüstriyel ve teknolojik kapasite ile Avrupa’da savaş uçaklarını tüm genel sistem olarak geliştirmek ve üretebilmek, Avrupa’nın savaş otonomisi açısından anahtar bir role sahip olmaktadır. FCAS tipinde sistemleri bağımsız bir şekilde inşa edemediğinde ve geliştiremediğinde Almanya, “endüstriyel ve teknolojik kapasitesini kaybedecek” ve gelecekte “diğer savaş uçak üreticilerine” bağımlı hale gelecektir. Fransa’nın FCAS gibi kapsamlı projeleri tek başına destekleyemeyeceği belirtilirken, Alman-Fransız projesinin fiyasko ile sonuçlanması Federal Almanya’nın ABD’ye süresiz bağımlılığını beraberinde getireceğinden bahsedilmektedir.
Silahlanma ihracatı
DGAP, “Avrupa otonomisi”nin bir fiyatı olacağını bildirdi: FCAS’ın geliştirilmesi ve inşasının oldukça külfetli olacağı dile getirildi[8]. Bu, gelecekte hava savaş sistemlerinin ihracatı üzerine olacak masrafların önemli bir bölümünün üçüncü ülkelere (AB ekonomik sınırlarına dahil olmayan ülkeler) yüklenmesi anlamına gelecektir. Bu durum basit bir şekilde silah ihracatına ilişkin alman kısıtlamaları ile çarpışıyor. Gerçekte, Suudi Arabistan’a silah satımının durdurulması, dahası Alman Hükümetin Suudi kraliyetini eleştiren Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi ile yüz yüze gelmek zorunda kalması, Britanya savaş uçaklarının Riyad’a teslim edilmemesini beraberinde getirdi: bu uçaklar Alman firmalarının dahil olduğu Meteor modellerinin MBDA raketlerini kullanıyorlar. Bu olay Fransa’da önemli oranda kaygılara neden oldu; gelecek süreçte Almanların endişeleri yüzünden son derece pahalı olan FCAS projesinde tek başına kalacağı endişesi vuku bulmaktadır[9]. Dolayısıyla kapsamlı projelerin hayat hakkı bulmasının en önemli ön şartı olarak, silah ticareti önünde engel teşkil eden Alman yasal düzenlemelerin silah tüccarları lehine gevşetilmesi gösteriliyor.
Dünya gücü yeteneği
Tüm gelişmelerden bağımsız olarak, FCAS lehine alınan karar Almanya’ya iki haneli Milyar Avro seviyesinde masrafa mal olacaktır. Alman Hükümeti projeleri daha ucuza getirmek için askeri harcamaları ve silahlanma bütçesini büyük oranda yükseltmek istemektedir. Berlin’in NATO temsilcisinin önceki günlerde savaş birliğinin genel sekreterliğine aktardığı yazılı açıklamaya göre, önceki yıl söz verildiği gibi[10] Alman askeri harcamalarının 2014 yılına kadar gayri safi milli hasılanın % 1,5 oranına yükseltileceğini öngörüyor. Şimdiye kadar yapılan hesaplamalara göre bu rakam 60 milyar Avro’yu bulacaktır. Aktüel olarak Alman ordusuna harcanan mali bütçe 43,3 Milyar Avro; hemen hemen %50’lik bir artıştan söz edilmektedir[11]. Bu artış resmi ağızlardan Trump ekibinin baskısı olarak deklere edilmekte, ki yapılan açıklamalarda NATO üyesi ülkelerin silahlanma bütçelerini gayri safi milli hasılanın %2 oranına yükseltmeleri gerektiği belirtiliyor. Gerçekte ise devasa boyutlarda yapılan artışlar Alman Hükümetine, ABD’den bağımsız bir şekilde silahlanma endüstrisinin temellerini atma imkânı sunuyor. Bu durum AB’nin militer/askeri otonomisi ve bununla birlikte gerçek dünya gücü kapasitesi açısından tamamen kaçınılmaz ön şartı olarak gösterilmektedir.
Kaynakça:
[1] FCAS: Geleceğin Hava Savaş Sistemi [2] https://www.german-foreign-policy.com/news/detail/7425/ [3] https://www.german-foreign-policy.com/news/detail/7349/ [4] https://www.german-foreign-policy.com/news/detail/7593/ [5] Alman-Fransız “geleceğin savaş uçağı” işleme başladı. https://diepresse.com/home/ausland/5575149/Deutschfranzoesisches-FutureKampfjetProjekt-hebt-ab [6] Tobias Buck: Almanya Amerikan F-35’leri almaya karşı çıktı. ft.com 31.01.2019. [7] Christian Mölling, Torben Schütz: Tornadoların halefi ve FCAS: çifte karar Almanya ile hedef çatışmaları ile karşı karşıya – DGAPkompakt Nr. 32. Dezember 2018. [8] age [9] Michel Cabirol: L’Allemagne bloque l’exportation du missile Meteor de MBDA vers l’Arabie Saoudite. latribune.fr 05.02.2019. [10] https://www.german-foreign-policy.com/news/detail/7664/ [11] Berlin, savunma giderlerinde NATO hedeflerini tutturuyor – Frankfurter Allgemeine Zeitung 07.02.2019.* ATİK Haber Merkezi(AHM) tarafından German Foreign Policy sitesinden çevrilmiştir