GüncelMakaleler

Çeviri | “Aşının Jeopolitiği”

"Ekim ayı sonunda ABD’li Council on Foreign Relations (CFR)’dan bir uzman; “Çin en nihayetinde bu denemeden ‘kazanan’ olarak çıkacaktır, uluslararası arenada aşı yarışındaki etkisini arttıracaktır”dedi.

Almanya ve AB, Covid-19 aşısı dağılımında kendi içinde yoğunlaşma halinde. Çin, vakzin maddesinin ihracatında etki alanını büyütmeyi başardı.

Alman-ABD ortaklığının, Covid-19 aşısı çerçevesinde büyük atılım gerçekleştirmelerine rağmen, uzmanlara göre küresel çapta aşı konusunda Çin’in daha kazançlı çıktığı öngörüsünde bulunuyorlar.

Almanya, AB çapında aşının dağılımının nasıl yapılacağı üzerinde tartışadursun Çin, aşıyı ülke çapında uygulamakla kalmadı, diğer ülkelere ihracatına başladı bile. Birleşik Arap Emirlikleri’nde sağlık çalışanlarına aşılar yapıldı. Yeterli miktarda aşının mevcudiyetinin sağlanması için Çin’in ürettiği aşının hem Güneydoğu Asya’da hem de Afrika’da patentli üretilmesi planlanıyor. Birçok ülkeye aşının verilmesinde öncelik tanınacağı belirtiliyor.

Gözlemciler, Çin’in bu adımları ile uluslararası arenada “güvenilir partner pozisyonunu” güçlendirme eğilimini taşıdığına işaret ediyorlar. Rusya da birçok ülkeye öncelik tanıyarak kendi ürettiği aşıyı gönderiyor. Bu durum uzmanların daha şimdiden “aşının jeopolitiği” üzerine tartışmalarına neden oldu.

Batıda ilk aşı

Almanya ve AB ilk etapta bir Mainz ve ABD firmasının ortaklaşa ürettiği 200 milyon yeni Covid-19 aşısını güvence altına aldı. Bu aşının yakın zamanda AB ve ABD’de piyasaya sürülmesi bekleniyor. Bununla birlikte üretilen aşı sadece piyasaya sunulan ilk Covid-19 aşısı olmayacak, aynı zamanda Mesajcı-Nukleikasit (MRNA) temelinde etki eden bir madde olma özelliğine sahip olacak. Bunun kullanımına büyük ölçekte Batıda izin verilecek.

MRNA aşısına epidemilere karşı gelecekte kullanılacak bir silah olarak bakılıyor, aynı zamanda kansere karşı da kullanılması amaçlanıyor([1]). BioNTech-Pfizer ortaklığının ürettiği aşının %90 oranında koruma etkisinin olduğu vurgulanıyor.

AB’nin yanı sıra ABD’nin 100 milyon, Japonya’nın 120 milyon ve İngiltere’nin 30 milyon aşıyı kullanıma sunacağı garanti ediliyor; Brüksel’in opsiyonel olarak 100 milyon aşı daha kullanıma sunacağı belirtiliyor([2]). İki firmanın verdiği demece bakılırsa bu yılın sonuna kadar 50 milyon, bir sonraki yıl içinde 1,3 milyar aşının üretilmesi amaçlanıyor.

AB, aşı dağılımını nüfus sayısı yüksek ülkelere ilk etapta yapacağı için, örneğin Almanya’ya ilk etapta 37 milyon aşı dağıtılacak. 300 milyon opsiyonel aşı dağılımından 56 milyon aşı Almanya’nın payına düşebilecek([3]). Her kişiye iki aşı gerekecek. Aşının ne kadar süre etkili kalacağı ise henüz bilinmiyor.

Başarılı bir aşı

Aşı konusunda Transatlantik Batılı rakiplerine yetişiyor. Rusya’da geçtiğimiz Ağustos, Gamaleya Enstitüsü bir aşıyı kayıt altına aldı. Burada elbette Enstitü, yapılması gereken 3. test sürecinden vazgeçerek aşının yüksek riskli düzeyde kategorize edilmesini sağladı.

Gamaleya Enstitüsü, 80’li yıllardan bu yana Adenovirüs üzerine araştırmaları ve birikimleri ile biliniyor ve aynı zamanda uluslararası düzeyde tanınan Ebola aşısını geliştirmesi ile tanınıyor([4]). Çin’de Ekim ayında ilk aşılar 3. test süreci yapılma aşamasında yürürlüğe girdi.

Pratik olarak pandemi Çin’de sona erdirildi ve özellikle meslek icabı yurtdışına çıkmak zorunda kalanlara aşılar yapıldı. Bir aşı üretim firması olan Sinopharm’ın bildirdiğine göre, aşı vurulduktan sonra yurtdışına çıkan 56 bin Çinlide yan etki veya bulaşma durumu ortaya çıkmadı.

Bir örnek olarak, Meksika’daki bir Huawei bürosunda 99 çalışandan 81 çalışana aşı yapıldığı ve sağlıklı kaldıkları, aşı yapılmayan 10 kişiye ise hastalığın bulaştığı belirtildi. Meksika, pandemiden en fazla etkilenen ülkeler arasında yer alıyor([5]).

Hemen hemen hepsi satıldı

Uzmanlar, aşının üretimi için yapılan küresel rekabete ve etkin maddenin dağılımına bakarak belli bir süredir “aşının jeopolitiği”nden bahsetmektedirler. Burada önemli olan noktalardan birisi, kimin aşıyı daha önce bulduğuna dair olan prestij sorunudur.

Örneğin Londra merkezli yayın yapan Financial Times’a göre, ağustos ayında Rusya’da 3. test sürecini yapmaksızın, hızlı ve risksiz bir aşı buluşu üzerine Batıda yayılan açıklamaların kökeninde “bilimden daha ziyade jeopolitika” yer alıyor([6]). Noktalardan bir diğeri ise önümüzdeki süreçte küresel çapta yapılacak aşının dağılımı. Bu noktada hiçbir garanti verilmemektedir.

Kısa bir zaman önce bir hatırlatma yapan ABD’li bir yayın olan Foreign Affairs, 2009 yılında hüküm süren “domuz gribine” karşı 7 ayda aşı bulunmasına karşın zengin ülkelerin bu ilacın tümünü satın aldığına dikkat çekiyor([7]). Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) çabası ile belli ülkelerin sahip oldukları aşı miktarının %10 civarını fakir ülkelerle paylaşmaları sağlanabildi.

Aynı gelişmenin tekrarlanmaması için WHO tarafından gelecek açısından küresel bir aşı dağılımını üstlenen “Covax İnisiyatifi” projesi başlatıldı. Elbette tüm ülkeler bu inisiyatife dahil olmak istemiyor, özellikle ABD bu inisiyatiften uzak duruyor.

Kesin nakliyat teminatı

Covax İnisiyatifi’ne dahil olan Rusya ve Çin, kendilerince başka ülkeleri aşı konusunda desteklemeye başladılar. Daha Eylül ayında Moskova’nın ilk planlamalarının ondan fazla Asya, Latin Amerika ve Ortadoğu ülkesi ile ele aldığı duyuruldu([8]). Örneğin Mısır, Rusya’dan 25 milyon aşı alacak; özellikle bir AB ülkesi olan Macaristan’ın bu aşıya ilgisinin olduğu bildirildi([9]). Çin, özellikle ülkede pandemi aşıldığından beri rahat bir süreç yaşıyor ve aşıya acil olarak ihtiyacı yok gibi görünüyor; dolayısıyla kendi aşısını büyük miktarlarda ihracatını yapabilir durumda.

Kesin nakliyat teminatı alan ve Çin aşı denemesinin yapıldığı örnek ülkeler arasında Endonezya ve Brezilya yer alıyor. Çin’de bulaşma riski azaldığı için aşı denemeleri yapılamıyor. Brezilya’nın başkenti Sao Paulo için 46 milyon aşı alacağı belirtiliyor. Çin aşısının denendiği bir diğer ülke olan Birleşik Arap Emirlikleri, Ekim ayında acil bir program uygulamasına gitti. Bu programa göre öncelikle sağlık çalışanları, öğretmenler ve havalimanı çalışanlarının aşıları yapılacak.

Güvenilir partner

Pekin, Güney-Doğu Asya ve Afrika ülkelerini öncelik ülke statüsüne alarak ilk etapta buralara aşının ulaştırılacağını açıkladı. Sinovac için denemeler yapılan Endonezya’da, aşının üretimi yapılabilecek. Filipinler’in de böylesi bir anlaşmaya eğilimi olduğu vurgulanıyor.

Malezya, Vietnam, Laos, Kamboçya, Tayland ve Myanmar da öncelik olarak söz verilen ülkeler. Asya-Pasifik bölgesine dair yayınları ile bilinen “The Diplomat”, Çin’in Güney-Doğu Asya ülkelerine kendisini “güvenilir partner” olarak göstermek istediğini, oysa ki Batı’nın bu devletleri yıllardır Çin’e karşı konumlandırmak için her şeyi yaptığını geçen haftaki yayınında vurguluyor([10]).

Benzer bir politika Afrika kıtasında uygulanıyor. Jack Ma Foundation, kıtanın en büyük havayolları şirketi olan Etiyopya Havayolları ile yaptığı yakın işbirliği çerçevesinde yüksek miktarda Covid-19’a karşı koruma mühimmatı ulaştırdı. Çinli şirket BGI, Etiyopya’nın başkenti Addis Abeba’da deneme kitleri üreten bir fabrika inşa etti([11]). Pekin bunun da ötesinde daha fazla aşının teslimatı temelinde destek verme taahhüdünde bulundu.

“The Africa Report” gazetesinin bildirdiğine göre, ABD’nin ve Avrupalı devletlerin konuya yaklaşımları ise dikkat çekici bir şekilde “sessizlik” oldu. Aşının başarılı olması halinde, Pekin kıtada “yüksek bir diplomatik başarı” sağlayacaktır([12]) – ki Berlin ve AB, aynı zamanda Afrika’daki sallantılı olan etkilerini tekrardan derinleştirmek için boşa çabalamaktadırlar([13]).

Kazanan: Çin

Ekim ayı sonunda ABD’li Council on Foreign Relations (CFR)’dan bir uzman; “Çin en nihayetinde bu denemeden ‘kazanan’ olarak çıkacaktır, uluslararası arenada aşı yarışındaki etkisini arttıracaktır”([14]) dedi. Güney-Doğu Asya ve Afrika kıtasındaki gelişmeler ve aynı zamanda AB’nin aşı konusundaki kendi içine yoğunlaşması bu görüşü güçlendiriyor.

Çeviri: ÖG Kolektifi

Bu yazı German Foreign Policy sitesinden çevrilmiştir.

 

[1]Genlerle aşılama, pharmazeutische-zeitung.de 23.05.18

[2]Siegfried Hofman, Maike Telgheder, Gregor Waschinski: BioNTech’teki Aşı-Atılım-Yarışı borsaların ruh halinde sarsıntılara neden oluyor. Handelsblatt.com 09.11.20

[3]Aşı üzerine AB Antlaşması sağlandı. Tagesschau.de 10.11.20

[4]Henry foy: Batı’nın Rus aşısına tepkisi bilimin yanı sıra jeopolitiğede borçlu. ft.com 13.08.20

[5]Sinopharm tarafından geliştirlen covid-19 aşısı yapıldıktan sonra ülke dışına seyehat eden 56 bin kişide infeksiyona rastlanmadı: geliştirici. Globaltimes.cn 07.11.20

[6]Henry foy: Batı’nın Rus aşısına tepkisi bilimin yanı sıra jeopolitiğede borçlu. ft.com 13.08.20

[7]Thomas J. Bollyky,  Chad P. Bown: Aşı nasyonalizminin trajedisi. Sadece işbirliği pandemiyi sona erdirebilir. Foreign Affairs Eylül/Ekim 2020, S. 96-109

[8]Georgi Kantchev: Rusya uluslararası alanda covid-19 aşısını satmak için antlaştı. Wsj.com 20.09.20

[9]Pierre-Paul Bermingham: Russia’s Sputnik coronavirus vaccine gets a Twitter account. Politico.eu 09.11.20

[10]Sebastian Strangio: Çin’in güney doğu Asya’ya yönelik “Aşı diplomasisi”nde rahatlama

[11]Roundup: Çin’in bioteknoloji devi BGI Etiyopya’da test kit fabrikasını açtı. Xinhuanet.com 23.09.20

[12]Eric Olander: Çin: Afrika Covid-19 aşısı bağlamında öncelikli. Theafricareport.com 08.09.20

[13]German-Foreign-Policy.com

[14]Cristian Shebherd, Stephanie Findlay, Stefania Palma: Çin’in Covid-19 aşı diplomasisi ABD’den önceliği çaldı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu