Bugün neoliberal politiklarla birlikte emeğin her türlüsünün üzerindeki sömürü yoğunlaşırken, çocuk emeğinin sömürülmesi de katmerlenmiştir. Uluslararası büyük tekellerin, daha fazla kar için üretimlerini, yarı sömürge ülkelere kaydırması ile bu sömürü katmerlenmiştir. Zaten bu tekellerin Türkiye gibi ülkelerin burjuvaları ile iş tutup bu ülkelerde üretim yapmasının nedeni, üretim maliyetlerini düşürüp sömürüyü yoğun bir şekilde gerçekleştirmektir. Çünkü ucuz işgücü diyarı olan, işçilerinin kazanılmış haklarının yok denecek kadar az olduğu, her türlü denetimsizliğin, hak gaspının olduğu Türkiye gibi ülkelerde üretim yapmak bu tekeller için daha kolay oluyor. Ve bu ucuz işgücü diyarında kendileri için sömürüye en uygun kesim maliyeti az olan çocuklar oluyor!
Çocukların yaşamı, sağlığı, geleceği ne uluslararası burjuvazinin ne de onların yerli işbirlikçilerinin umrunda olmuyor. Onların tek ilkesi daha fazla kar, daha fazla sömürüdür. Karını artırmak için 9-10 yaşlarında çocukları çalıştırması gerekiyorsa, çalıştıracaktır.
Türkiye de çocuk emeğinin yoğun bir şekilde sömürüldüğü bilinen bir gerçek. Rakamlara bakarsak da bu gerçek bir kez daha karşımıza çıkar: “DİSK-AR’ın Türkiye’de Çocuk İşçiliği Gerçeği 2015 Raporuna göre Türkiye’de 1996-2006 yıllarında istihdam edilen çocuk sayısı 2 milyon 270 binden 890 bin düzeyine düştü. Diğer yandan aynı dönemde Türkiye istihdamındaki çocuk işçiliği mücadele ivmesini kaybetti. 2006-2012 yılları ise çocuk işçiliğinde azalma eğilimi durdu ve özellikle tarım kesimindeki artış ile birlikte çocuk işçi sayısı arttı.” (Evrensel, 01.03.2017)
Türkiye gibi ülkelerde çocuklar aileleri ile birlikte sefalete ve yoksulluğa sürükleniyor veya okullarından kopartılarak ya da okullarına devam etseler de çalışmaya itiliyor. Nitekim kimi çocuklar eğitimin paralı olmasından kaynaklı çalışıyor. DİSK-AR’ın raporu da bunu gösteriyor. “6-7 yaş grubundaki çalışan çocuklar içerisinde okula devam eden cocuklari için % 39.3’ü hane halkının ekonomik faaliyetlerine yardımcı olmak, % 24’ü hane halkı gelirine katkıda bulunka için çalışıyor. Okula devam etmeyen çocuklarda ise hane halkı gelirine katkıda bulunmak icin çalışan çocukların oranı % 18.1. toplamda çocukların yarısından fazlası ekonomik nedenlerle çalışıyor.” (Evrensel, 01.03.2017)
Çocuklar çalıştırılırken de güvencesiz ve çok kötü koşullarda çalıştırılıyor. Çok uzun süreler çalıştırılırken aldıkları ücretler ise tam tersi oranda çok düşük. İSİG verileri ise çocukların çalıştırılırken nasıl ölüme sürüklendiğini ortaya koyuyor. “2012 yılında 15 çocuk işçi (14 yaş ve altı), 19 genç işçi (15-17 yaş), 2013 yılında 18 çocuk işçi, 41 genç işçi, 2014 yılında 19 çocuk işçi, 35 çocuk-genç işçi, 2015 yılında 18 çocuk işçi, 45 genç işçi’ 2016 yılında ise 56 çocuk-genç işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.” (ady)
Devlet ise çocukların emeğinin sömürülmesinin önünde engel olmuyor, aksine teşvik ediyor. Mesela en gereksiz konularda bile istatistik tutan TÜİK “2012 yılından beri çocuk işçiliği konusunda araştırma yapmıyor.” (Evrensel, ady) 4+4+4 eğitim sistemi de çocuk işçiliğinin önünün nasıl açıldığını gözler önüne seren başka bir veri! “2012 yılında yasalaşan 4+4+4 yasası ile zorunlu ilköğretim yaşı 6-13 yaş aralığına çekildi. Bu durumda ortaokulun bitiş yaşı aynı zamanda çocuk işçiliğinin yaygınlaşma yaşını fiilen 13’e düşürdü.” (Evrensel, ady) Yine aynı şekilde devletin staj adı altında meslek liselerinde okuyanları nasıl sömürdüğü biliniyor.
Şunu da eklemek gerekiyor ki son dönemde özellikle Suriyeli çocukların birçok alanda çalıştırılmaları ile çok yoğun bir şekilde emek sömürüsüne tabi tutulması tüm bu rakamları daha korkunç hale getiriyor.
Çocukların sömürüden kurtulması bu sistemde mümkün değildir. Bunlar demokratik halk devriminin örülmesi ile ortadan kaldırılabilinecektir. Bunu da başta işçi sınıfı olmak üzere tüm ezilenler örgütlenerek yapacaktır!
Bitti