İBRAHİM KAYPAKKAYA Nerede direniş ve mücadele varsa orada YAŞIYOR ve SAVAŞIYOR
Onu anmak direnişin ve mücadelenin olduğu her yerde kavgaya atılmak, isyanı büyütmek, örgütlü mücadeleyi geliştirmektir!
Katledilişinin 40. yılında selam olsun İbrahim Kaypakkaya’ya!
1970’lerin kabaran kitle hareketlerinin içinde bir militandı İbrahim Kaypakkaya. Dönemin pratiği içinde geliştirip büyüttü düşüncelerini.
Türkiye proletaryasının, ezilen uluslardan halkımızın kurtuluşunu müjdeleyen Marksist Leninist Maoist bilimin bu coğrafyada filizlenmesiydi o.
Kemalizm konusunda faşizm tespiti yapan, ulusal sorunda ulusların kendi kaderini tayin hakkını savunandı Kaypakkaya.
Egemen sınıfların ve ezilenlerin durumunu, devletin niteliğini ve devrimimizin yolunu berrak bir şekilde açıklayarak, yeni bir yol açtı ülkemiz topraklarında.
Yaşadığı dönemden bugüne onun düşünceleri bu coğrafyada en tehlikelisi olarak belirlendi.
Günümüzde de hala onun resmini taşımak, asmak, onunla ilgili slogan atmak ve hatta türküsünü söylemek suç sayılıyor!
Kaypakkaya’nın fikirlerinden ve pratiğinden korkan egemenler, 18 Mayıs 1973’te yoldaşı 90 gün işkencenin ardından katlettiler.
Onu katlederek düşüncelerini de yok edeceklerini sandılar.
Ancak katledilişinin 40. yılında Kaypakkaya’dan devralınan bayrak, yoldaşlarının elinde dalgalanmaya devam ediyor. Halkın bilincinde ve yüreğinde onurlu ve teslim olmaz yerini koruyor.
Çünkü Kaypakkaya’yı Kaypakkaya yapan, nerede direniş ve mücadele varsa orada olmasıdır!
Çünkü Kaypakkaya, düşüncelerini bizzat sosyal pratiğin içinde, sınıf mücadelesinin engin denizinde yer alarak oluşturmuştur!
Çünkü Kaypakkaya, Değirmenköylülerin toprak işgali gündeme geldiğinde, takviye güç örgütleyip köylülerin yardıma koşan, köylüleri sınıf bilinciyle aydınlatmaya çalışandı.
Çünkü Kaypakkaya, işçi grevlerinin içinde aktif yer alan, 15-16 Haziran Direnişi’ne katılan ve işçilerle omuz omuza barikatlar aşandı.
Çünkü halkın sorunlarını duyurabilmek, çözüm yollarını aktarabilmek için muhabirlik yapandı.
Çünkü Fikir Kulüpleri kurarak halk gençliğine soran, sorgulayan araştırandı. Halk gençliğinin sorunlarına karşı ilk kıvılcımı çakanlardan ve harekete geçenlerdendi.
Çünkü o daha Kürt kelimesinin telaffuz dahi edilmediği bir dönemde Kürdistan coğrafyasında bozkırın tutuşturmak için çalışma yürüten ve ilk kıvılcımı çakandı!
Çünkü tutsak düştüğünde, Amed zindanında etleri kesilip tırnakları çekildiğinde ser verip sır vermeyerek direniş geleneğinin bayrağını göklerde dalgalandırandı!
Bugün Kaypakkaya’nın katledilişinin 40. yılında, onu layıkıyla anmak; sınıf mücadelesinin denizine atılmaktan, nerede direniş ve mücadele varsa orada olmaktan, işçi sınıfı ve emekçiler olarak, halk olarak elimizden alınmak istenen haklarımızı korumaktan ve savaşmaktan geçmektedir.
PARTİZAN
