Partizan, Alınteri, Devrimci Parti, Demoktatik Bölgeler Partisi (DBP), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Mücadele Birliği ve Sosyalist Meclisler Federasyonu’nun (SMF) oluşturduğu Birleşik Mücadele Güçleri, (BMG) Gazi Direnişi’nin 26’ıncı yılında yayınladığı açıklamayla, yarın Gazi Mahallesi’nde gerçekleştirilecek anma yürüyüşüne çağrı yaptı. Açıklama “Halklara karşı kendisini soykırımlar, katliamlar ve zor üzerinden inşa ederek bugünlere kadar gelen ve aynı gerici genetik kodlarla burjuva gerici faşist iktidarını ayakta tutmaya çalışan T.C. devletinin faşist ittifak iktidarı önderliğindeki gerici savaş, katliam, sömürü siyaseti yeni biçim ve boyutlar alarak devam etmektedir” sözleriyle başladı.
“12-15 Mart katliam tarihi olduğu kadar direnişimizin de tarihidir”
Bundan 26 yıl önce yine Gazi’de tarihsel katliamlardan birinin daha yaşandığı hatırlatılarak “12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesi’nde katliam gerçekleştirilmiş, onlarca kişi yaşamını yitirmiştir. Katliama karşı yürüyüşe geçen Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi halkına da aynı katliamcı saldırı yapılmıştır” denildi. Yaşanan saldırılara karşı devrimci güçlerin ve halkın sokak sokak direnişi ördüğü de vurgulanarak şunlar ifade edildi:
“12-15 Mart 1995 tarihlerinde gerçekleştirilen katliam ve saldırılar sonucu 22 kişi katledilmiş, yüzlerce kişi yaralanmış ve gözaltına alınarak vahşi işkencelerden geçirilmiştir. Katliama karşı başta İstanbul olmak üzere Türkiye ve Kürdistan’a yayılan direniş devlete güçlü bir yanıt olmuştur. Direnişe yanıt devletin kontrgerilla saldırısı olmuş, Gazi direnişinin öznelerinden biri olan Hasan Ocak kaçırılarak katledilmiştir. Yine direniş içerisinde yer alan yüzlerce devrimci gözaltına alınıp ağır işkencelerden geçirilerek tutuklanmıştır. 12-15 Mart katliam tarihi olduğu kadar direnişimizin de tarihidir. Devletin Gazi Mahallesi’nde gerçekleştirdiği katliam yükselen toplumsal mücadeleyi bastırma hedefiyle örgütlenmiş özel bir katliamdır. Kürdistan’da yükselen ulusal kurtuluş mücadelesi ve serhildanlara karşı devletin ‘düşük yoğunluklu savaş stratejisi’ konseptiyle geliştirdiği topyekûn imha ve saldırı stratejisinin ürünüdür. 12-15 Mart 1995 tarihlerinde Gazi ve 1 Mayıs emekçi mahallerinde gerçekleştirilen katliam ve saldırı konsepti tam da bu topyekûn savaş stratejisinin bir parçası olarak devreye koyulmuştur.”
Açıklamanın devamında aynı devlet geleneğinin Suruç, Ankara ve Kürdistan’daki katliamları sürdürdüğü de belirtilerek “Faşist iktidar sadece katliamlar, kitle kıyımları ile değil, her direnişe, her toplumsal mücadele dinamiğine polis terörü, gözaltı-tutuklama saldırısı ile yanıt vermekte, işkence, taciz, tecavüz, kaçırma, kaybetme biçimindeki kontra yöntemlerini yönetmenin olağan biçimleri haline getirmektedir” denildi.
“Yürüyüşe katılmaya ve hesap sormaya çağırıyoruz”
Gazi Direnişinin yıldönümünde yarın (12 Mart) Gazi Mahallesi’nde yapılacak yürüyüşe çağrı yapan BMG, açıklamayı şöyle sonlandırdı:
“Dün olduğu gibi bugün de hiçbir saldırı, katliam ve zorbalık işçi sınıfı ve halkların özgürlük ve kurtuluş mücadelesini engelleyemeyecektir. Faşist ittifak iktidarının her ne yaparsa yapsın, işçi sınıfı ve emekçi halklarımızın direnişini bastırma; onun isyanından, özgürlük ve kurtuluş mücadelesinden kurtulma imkanı yoktur. Bizler bu isyanı ve kurtuluş düşünü birleşik mücadele gücüne dönüştürmüş devrimciler olarak; 12 Mart’ta Gazi’deyiz. Gazi katliamının 26’ncı yılında tüm halkımızı 12 Mart’ta Gazi Mahallesi’nde yapılacak olan yürüyüşe katılmaya ve hesap sormaya çağırıyoruz. Faşist iktidarın zulüm ve sömürü saltanatına son vermek ve katliamların hesabını sormak için tüm halkımızı Birleşik Mücadele Güçleri etrafında kenetlenmeye ve toplumsal mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz!”