Londra: Tohum Kültür Merkezi Kültür Sanat Komitesi tarafından organize edilen ve Barış Atay ile Kemal Dinç’in sahnelediği “Anadolu’nun Yüzleri” isimli tiyatro oyunu, 2 Şubat akşamı sergilendi. Haftalar öncesinden biletleri tükenen tiyatro gösterimine yüzlerce kişi katıldı.
ATİK’e bağlı Londra Tohum Kültür Merkezi, 2 Şubat Cuma akşamı “Anadolu’nun Yüzleri” isimli tiyatro oyununun gösterimini organize etti. Tiyatrocular Barış Atay ile Kemal Dinç’in sahnelediği tiyatro oyununun biletleri haftalar öncesinden tükenmişti. Tiyatro yüzlerce kişinin katılımıyla sergilendi ve beğeni topladı.
“TC kuruluşundan bu yana sanata düşmandır”
Tiyatro gösterimi öncesi bir açıklama yapan Tohum Kültür Merkezi (THM) “Tohum Kültür Merkezi kuruluşundan bu yana, bir yandan İngiltere’de yaşayan Türkiyeli göçmen işçi ve emekçilerin ekonomik, demokratik, sosyal ve kültürel haklarını savunmanın mücadelesini vermeye çalışırken, diğer yandan da ülkemizde gelişen olaylara karşı sessiz kalmamış, her dönem, yok sayılan, dili yasaklanan ve katledilen Kürt ulusunun, ezilen ve sömürülen işçi sınıfının ve sanatıyla geniş halk kitlelerinin sorunlarını dile getiren sanatçıların mücadelesini ve taleplerini savunmuş, buna yönelik siyasal, sosyal ve kültürel çalışmalar yürütmüştür” dedi.
TC faşizminin muhalif sanata yönelik tutumunun kuruluşundan bu yana hep baskı, sansür ve katliam olduğuna dikkat çeken THM, “Türkiye’de sanatçı olmak, her türlü baskıya maruz kalmak, Sivas ‘ta olduğu gibi yakılmak, Kürt araştırmacı Musa Anter, Ermeni gazeteci Hrant Dinkler gibi faşizm tarafından bizzat öldürülmek demektir. Enver Gökçe, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Ahmed Arif, Kemal Tahirler gibi birçok aydın-devrimci sanatçı ömürlerinin çoğunu zindanda geçirdiler. Bu anlamda Türkiye’de sanat ve bilimsel bir araştırmacılıktan söz edilmesi mümkün değildir. 12 Eylül’ün en karanlık günlerinde tedavisi faşist cuntacılar tarafından engellenen Ruhi Su gibi değerli sanatçılarımız ise ölüme terk edildi. Nazım Hikmet, Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya ise sürgünde hayata gözlerini yumdu. Faşizmin istediği sanatçı ve araştırmacı tipi; devletin yanında olan ve halkı uyutan kişilerdir. Bu sanatçılar devletin sanat yaklaşımlarını ret ederek safını ezilenlerden yana koymuş büyük bir devrimci sanatçılardı” şeklinde açıklamasını sürdürdü.
“Sanatın dönüştürücü gücüne inanıyoruz”
“Devletin tüm baskı ve sindirme politikalarına rağmen işçi ve emekçiler, kadınlar, gençler, LGBTİ+ ve ezilen tüm sınıf ve katmanlar mücadele alanlarını terk etmiyor, geniş halk yığınlarının öfkeleri her geçen gün artıyor. Bu öfke yanar dağı bir gün patlayacak ve faşizm er ya da geç yenilecektir” diyen THM, açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı:
“Burjuva yaşamın yaratmaya çalıştığı yoz kültüre, yoz insan tipine karşı halkın kendi öz kültürünü yaratma ve bu kültürle şekillenen özgür insanı yaratma mücadelesinde, bir soluk olan halkın sanatçısı ve değerli dostumuz Barış Atay birazdan sahnede olacak. Tekrar kültür-sanatın kitleleri değiştirip, dönüştürücü gücüne olan inancımızla sizleri selamlıyoruz.”