İstanbul: Beyoğlu Kent Savunması, bugün Beyoğlu Belediye Başkanlığı önünde, Beyoğlu’nda yaşanan sivil zabıtaların halka yönelik saldırılarına karşı “Beyoğlu’nda zabıta terörüne dur diyoruz!” diyerek eylem yaptı.
Sivil giyimli zabıtaların seyyar satıcılar, dükkan sahibi esnaf ve sokak müzisyenlerine saldırıları süreklileşirken geçtiğimiz günlerde ise Taksim Meydanı’na kurulan iftar alanına torunuyla girip yemek yemek isteyen Suriyeli bir kadına yönelik saldırı gerçekleşti. Saldırıya müdahale edenlere de saldıran sivil zabıtalar, 2 hafta önce de 5 kişilik Roman aileyi iftar alanından darp ederek çıkarmışlardı. Roman aileden 2 kişi ağır yaralanırken birinin kafatasına aldığı darbeler sonucu ölümden döndüğünü, artık eski yeteneklerine ve akıl, ruh sağlığına kavuşamadığı öğrenildi.
Beyoğlu’nda yaşanan bu saldırılarla ilgili Belediye Başkanlığı önünde bir araya gelen kitle sık sık “İşte burası terör yuvası”, “Beyoğlu bizim, İstanbul bizim” sloganlarını attı; ayrıca Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’a ithafen de “Misbah elini Beyoğlu’ndan çek” sloganı atıldı.
“Küçük iktidarlar büyük iktidarları taklit ediyorlar”
Eylemde ilk olarak Beyoğlu’nda yaşayan oyuncu Orhan Aydın söz aldı. Aydın, Beyoğlu’nun ülkenin en önemli varlıklarından biri olduğunu belirterek “Buranın çetelere peşkeş çekilmesi kabul edilemez” dedi. Yapılan saldırılara karşı dayanışmayı yükseltme çağrısı yapan Aydın’ın ardından İHD İstanbul Şubesi’nden Av. Hüseyin Boğantekin söz aldı.
Boğantekin, “Bu ülkede terör var” diyerek başladığı sözlerine polisinden askerine, zabıtasına terörün uygulayıcılarını saydı ve “Küçük iktidarlar büyük iktidarları taklit ediyorlar” dedi. Beyoğlu’nun çok kan gördüğünü ifade eden Boğantekin, “Beyoğlu’nun sokaklarında LGBTİ’lerin, kadınların, gençlerin, Kürtlerin, Türklerin mücadelesi ve kanı var” dedi. Boğantekin “Beyoğlu’nu halka kapatamazsınız” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Eski CHP milletvekili Melda Onur ise yaptığı konuşmada, “Beyoğlu’nun göbeğinden çıkıp dünyaya yayılan bir direnişi anlamayan Belediye Başkanı şimdi de zabıtalarıyla halka saldırıyor” dedi ve sözlerini “Beyoğlu’ndan elini çek; Beyoğlu’ndan çek git” şeklinde sonlandırdı.
Yapılan konuşmalarda tarihi eser niteliğinde olan Beyoğlu Belediyesi Başkanlığı binasının üzerine çıkılan kaçak kata da değinilirken “Tarihi esere kaçak kat çıkan bu zihniyet neler yapmaz?” denildi.
“Beyoğlu’nda, Taksim Meydanı’nda buğday pahalı, can ucuz!”
Basın açıklamasını Beyoğlu Kent Savunması adına Suriyeli kadına yönelik saldırıya müdahale ederken darp edilen oyuncu Erol Babaoğlu okudu. Yapılan saldırılarla beraber Beyoğlu Belediyesinin artık iftar alanına “Burası iftar alanı, yemek de yiyebilirsiniz, dayak da. Görevlilerimize dikkat edin” levhası asılması gerektiğini belirttiği açıklamaya, “Beyoğlu’nda, Taksim Meydanı’nda buğday pahalı, can ucuz!” sözleri ile devam etti.
Dün Ankara’da da Ankara Belediyesi ve Melih Gökçek’in otopark kararlarına itiraz eden insanların üstüne ateş açılması sonucu 17 yaşındaki esnaf Mehmet Karagöz’ün otoparkçılar tarafından öldürüldüğüne dikkat çeken Babaoğlu, “Şiddetin, barbarlığın en tepeden en aşağıya, sokağa nasıl tesir ettiğini, yayıldığını, taklit edildiği, tekrar edildiğini, bu tekinsiz zamanları yaşamaya devam ediyoruz” dedi.
Beyoğlu’nun tüm karakteristiğinin yok edilmeye çalışıldığını; kültür merkezlerinin, tiyatroların, cafelerin, hanların bir bir yok edildiğini belirten Babaoğlu, sivil zabıta ekiplerinin de bu işin tetikçiliğini yaptığını ifade etti ve “Yaşamımızı kaygıyla, belirsizlikle, korku ve güvensizlikle doldurmaya çalışıyorlar” dedi.
Babaoğlu Gezi İsyanı’nda Eskişehir’de katledilen Ali İsmail Korkmaz’ı anarak devam ettiği açıklamada kitle tarafından “Ali İsmail Korkmaz ölümsüzdür” sloganı atıldı.
Babaoğlu’nun, “Yıkamayacaksınız, dağıtamayacaksınız, mağlup edemeyeceksiniz bizi!” şeklinde bitirdiği açıklamanın ardından eylem sloganlarla son buldu.