H. Merkezi: Gezi İsyanı’nın yaşandığı günlerde, evden ekmek almaya çıktığı sırada kafasından gaz kapsülü ile vurulan ve yoğun bakıma kaldırılmasından 269 gün sonra yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın aramızdan ayrılışının üzerinden 3 yıl geçti.
Geçen süre içinde Elvan Ailesi adaletin işlemesini beklerken, 1270 gün sonra gelen iddianamenin ardından dün(6 Nisan) görülen davanın ilk duruşması başladı.
Çağlayan Adliyesi’nde gerçekleşecek olan duruşmada sanık polisin SEGBİS ile ifade vereceği öğrenilirken, davaya katılmak için gelenler mahkeme salonuna alındı.
Davanın başlamasından kısa süre önce adliye önünde yapılan basın açıklaması şu şekilde:
Saat 10:00’da başlayan duruşmadan ilk itiraz SEGBİS sistemine yapıldı. Avukatlar sanığın SEGBİS üzerinden dinlenmesine itiraz etti.
TÜBİTAK VE TRT SKANDALI
Van’da görev yapmaya devam eden sanık polisle, SEGBİS üzerinden görüşme başlatıldı. Tensip zaptı uyarınca yerine getirilen ara kararlar okundu. Öte yandan TÜBİTAK ve TRT’nin Berkin Elvan’ın vurulma anına ilişkin görüntüleri “yeterli personel” olmadığı gerekçesiyle reddettiği ortaya çıktı. Tanık yoklamasına geçildi, tanık isimleri zapta yazıldı.
Duruşmaların sesli ve görüntülü olarak kayda alınmasına karar verildi. Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan, annesi Gülsüm Elvan ve kardeşleri Gamze ile Özge Elvan şikâyetçi olduklarını ve davaya katılma taleplerinin olduğunu söyledi.
Ankara, İstanbul, Adana, Aydın, Bursa, Antalya, Balıkesir, Diyarbakır, Van Barosu davaya katılma talebinde bulundu. Adana Barosu, “Emri ben verdim diyenden başlanarak soruşturmanın genişletilmesi gerekir” açıklamasında bulundu.
BAROLARIN BAŞVURUSUNA RET
Sanık polis Fatih Dalgalı’nın vekili “aile dışında herkesin davaya katılma talebinin reddini isteriz” dedi. Sanık polisin vekilleri Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından görevlendirildiklerini söyledi. Bunun üzerine davanın savcısı, “Barolar suçtan zarar gören değildir. Baroların katılma taleplerinin reddini talep ederiz” açıklamasında bulundu. Tüm baroların davaya katılma talepleri, “doğrudan suçtan zarar görmedikleri” gerekçesiyle mahkeme tarafından reddedildi.
Mahkemenin tüm baroların davaya katılma talebini reddetmesi üzerine, Ankara Barosu’ndan “Aileden yetki belgesi alarak davaları takip edeceğiz!” açıklaması geldi.
Elvan ailesinin avukatları mahkemeye SEGBİS itirazlarını sürdürmeye devam etti. Avukatlar mahkeme başkanına, “Tanıklar Berkin’in katilini teşhis edebilecek durumda, SEGBİS sisteminden sanığı teşhis edemezler” ifadelerini yöneltti.
SANIK GİZLENİYOR
Sanığın takma bıyık ve gözlüklü olmasına tepki gösteren avukatlar, önlerinde parodi olduğunu ifade etti. Avukatlar mahkemeye “Sanığın saçında eklenti var mı? Kendi gözlüğü mü? Bıyığı takma mı? Bu hususların tespitini talep ediyoruz” sorusunu sordu. Avukatlar sanığın emniyet tarafından gizlenmesi için çok çabaya girildiğini ifade ederek, sanığın yine gizlendiğini vurguladı.
Sanık polis Fatih Dalgalı’nın avukatı, “Müvekkilimi sahtekarlıkla suçluyorsunuz” dedi. Salondan “doğru, parodi bu” sesleriyle birlikte, alkışlar yükseldi.
Sanık polis, can güvenliğinden endişelendiğini ve eşinin hamile olduğu iddiasıyla Van’dan duruşmaya katılmak istediğini söyledi.
Adliye güvenliği, açıklama yapan avukatları dışarı attı:
İLK ARA VERİLDİ
Adliye dışında, ‘Berkin Elvan ölümsüzdür’ sloganları atılıyor. Mahkeme duruşmaya 13:30’a kadar ara verdi. “Sanığın can güvenliği yok” iddiasıyla Van’dan SEGBİS ile dinlenmesine karar verildi.
DURUŞMA YENİDEN BAŞLADI
Berkin Elvan duruşması verilen aranın ardından tekrar başladı. Duruşmanın başlamasıyla sanık polis Fatih Dalgalı’nın ifadesinin SEGBİS ile alınmasına karar verildi. Kimlik tespitinin ardından sanık polis Fatih Dalgalı ifadesine “Gezi Parkı’na terör örgütleri olduğu için müdahale edildi. Aynı akşam Türkiye çapında olaylar başladı. Okmeydanı’ndaki olaya takviye gittik. Göstericiler bize saldırdı. Biz otoban açılsın diye müdahale ettik” sözleriyle başladı.
“Aldığım talimat doğrultusunda gaz tüfeği kullandım. Görev sürem boyunca kimsenin yaralanmasına sebep olacak şekilde gaz tüfeği kullanmadım” diyen sanık polis, “Görev yaptığımız gün orada öyle bir olay yaşandığına dair herhangi bir bilgi gelmedi. Gaz tüfeğini kendi aramızda değişimli olarak kullanıyorduk. Kağıt üzerinde benim zetçi olarak görünmem kullandığım anlamına gelmiyor. Tüfeği kullanan benim haricimde 4-5 kişi vardı” ifadelerini kullandı.
HATIRLAMIYORMUŞ
Sanık polis Dalgalı ifadesine şöyle devam etti: “Gece E-5 üzerinde zet tüfeği kullanmış olabilirim. E-5’in etrafındaydım. İç kesimlere ben girmedim, kimsenin girdiğini de görmedim. Sabaha karşı iç kısımlara doğru gaz atışı yapılıyordu. Başbakanımızın güvenli bir şekilde geçişini sağlamak için iç kısımlara gaz atıyorduk. Görüntüler net değil, kimsenin yüzü net görülmüyor, herkesin kafasında kask, üzerinde polis üniforması var, kimseyi teşhis edemedim. Yüzde 30 benzediğim söylenmiş bilirkişi raporunda bu matematiksel olarak yüzde 70 benzemediğim anlamına gelir. Kağıt üzerinde yazan şekliyle gaz tüfeği kullanılması her zaman mümkün değil. 45 derecelik atışla gaz tüfeği maksimum mesafeye gider. Prensip olarak 40 metreden yakın gruplarda gaz tüfeği kullanmıyoruz. Sokak arası olduğu söyleniyor olay yerinin orada 45 dereceyle ateş edilse evin camından girer yangın çıkarır”
GÖZLÜK AKSESUARMIŞ
Salondaki avukatın, sanık polisin gözündeki gözlüğü sorması üzerine, sanık Dalgalı “Gözümde rahatsızlık yok, gözlüğü aksesuar olarak kullanıyorum” yanıtını verdi.
Elvan Ailesi’nin avukatları, sanık polise sorular sormaya başladı. 2013 Temmuz ayında çevik kuvvetle ilişkisinin kesildiğini söyleyen sanık polise sorulan “Kağıt üzerinde ZET kullanan kişi olarak siz gözüküyorsunuz. Ancak birden fazla kişi oldugu biliniyor” şeklinde soruya, sanık Dalgalı’dan “Grubumda kimlerin olduğunu bilmiyorum. Her grupta 3- 4 kişi bu sertifakaya sahip. ZET sertifikası kimde vardı bilmiyorum. Gaz fişeği ile bir kişiyi hedef almanız fiziken imkansız” yanıtı geldi.
‘BAŞKA ZET’ÇİLERİ TANIMAM’
Ayrıca gelen sorulara yanıt veren sanık, kendisini “Kendi grubumda bir yıldan fazla süre görev yaptım. Diğerler gruplar ile ictimada toplanırdık. O gruptaki ZET’çileri tanımam” şeklinde savundu.
Mahkeme başkanının “Dosyada gaz tüfeği kullanan kişilerin isimleri var, isimleri okundu” şeklindeki sözlerine sanık “Tanımıyorum” karşılığını verdi. Sanığın savunmasının ardından Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan, annesi Gülsüm Elvan ve kardeşleri Gamze ile Özge Elvan’ın kimlik tespitleri yapıldı.
GÜLSÜM ELVAN OLAY GÜNÜNÜ ANLATTI
Kimlik tespitlerinin ardından konuşan anne Gülsüm Elvan, olay gününü şöyle anlattı:
“Oğlumun mezuniyet töreni vardı. Alışveriş yaptık. Oğluma kıyafet aldık. Eve geçtik. Oğlum pazara gelmedi. Pazardan döndük, yemek hazırladık. Oğlum ‘karnım tok’ dedi. Sonra dışarıda yürüyüş olduğunu duyduk, biz de katıldık. Benim ayağım önceden kırık olduğu için hala tam yürüyemiyordum, eve döndüm. Berkin mahalledeydi. Ayağım şişmişti, Berkin bana kızdı. Sakat ayağımla yürüdüğüm için. Polis aniden saldırdı. Molotof atılması, taş, sopa, vesaire yoktu. Polis azdı zaten. İnsanlar daha kalabalıktı. Herkes evine çekilmeye başladı, Okmeydanı’nda. Biz de eve çekildik. Eşim zaten evden hiç çıkmamıştı. Sonra olaylar sakinleşti. Biz yemek sofrasını hazırladık. Ekmek olmadığını fark ettim. Herkes işinde gücündeydi. Berkin koşarak ekmek almaya gitti. Dışarıdan ses geldi ama çok da anlayamadım. Ortada bir olay yoktu. Bir kargaşa olsa, ben oğlumu ekmek almaya gonderir miydim? Zil çaldı, ‘Berkin’in kafası kırıldı’ dediler. Konduramadım, düştü sandım. Komşum sarıldı ağlamaya başladı. Vurdular yetmiyormuş gibi çocuğumun kurtulma şansını elinden aldılar. Götürmemize izin vermediler. 5 dakika uzaktayken hastaneden, 25 dakikada götürdük hastaneye. Çocuğumu ekmeğe gönderdim, kanını döktüler, çocuğumu bekliyorum ekmeğiyle gelecek diye. Hala gidemiyorum o fırına”
‘ADALET GELMEDİĞİ SÜRECE…’
Oğlu Berkin Elvan’a, mezuniyeti için aldığı elbiseyi bile giydiremediğini belirten Gülsüm Elvan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben daha diplomasını alamadım, aldığım kıyafeti bir kere giydiremedim. Çocuk o çocuk. Hala tehdit ediyorlar. İki kızım kaldı elimde. Bu ülke adalet olmadığı sürece daha çok Berkinler ölür, daha çok Miray bebekler ölür, daha çok evlere girer öldürürler”
GÜSLÜM ELVAN FENALAŞTI
Gülsüm Elvan fenalaştığı için duruşmaya ara verildi. Mahkeme salonuna doktor çağrıldı.
SAMİ ELVAN YAŞANANLARI ANLATTI
Gülsüm Elvan’ın fenalaşmasının ardından ara verilen mahkemeye devam ediliyor. Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan, olay gününü anlatmaya başladı.
Elvan şunları söyledi: “Eşim de, ben de tekstil işçisiyiz. Oğlumun Pazartesi günü mezuniyeti vardı. Çocuklarla çıkıp alışveriş yaptık. Ben uyuyordum, kızım geldi, ‘Berkin’in kafası kırılmış’ dedi. Ben konduramadım küçük bir şey var sandım. Daha uzaktaki hastaneye gittik. Kimse bize bilgi vermedi. Hemen ameliyata alındı ve uzun süren ameliyattan sonra hemen yogun bakıma alındı. Oğlumu vuran polis bellidir, görüntüler çok açık. Benim oğlum küçücük çocuktu, onu terörize etmelerini kabul etmiyorum. Ufacıktı”
BERKİN’İN ABLASI: POLİSLER TEHDİT EDİYOR BENİ
Berkin Elvan’ın ablası Gamze Elvan “Polisler tehdit ediyor beni. Kardeşin gibi tüm teröristleri temizleyeceğiz dediler. Mahalleli kurtardı beni” ifadesini kullandı.
Gamze Elvan’nın konuşmasının ardından tanıkların dinlenilmesine geçildi.
İlk tanık Berkin Elvan’ın vurulması ile ilgili “O dönemde Gezi Parkı olayları vardı. Polisler cok sert müdahalede bulundular, çalıştığımız yere gaz attılar. Biz “içeri atmayın” dedik, ancak polisler dönüp bize hakaret ettiler. Ben de o anda fotoğraflarını çektim” ifadelerini kullandı.
İkinci tanık ise, “Gezi parkı dolayısıyla dışarı çıkamadık. Sabaha doğru gaz fişekleri ile saldırdı polisler. Oranın klinik oldugu belliydi ama gaz attılar camlara. Biz uyardık polisleri ama bize küfür ettiler. Fotoğraflarını çektik polislerin 19:05’teydi. Zaten Berkin bu saatten sonra vuruldu. Polisler Berkin’in vuruldugu yere dogru hızlıca gittiler. İlk başta ‘hiç polis yok’ demişlerdi. Benim kliniğim olay yerine 4 dakika. Fotoğraftaki polisler Berkin’in vuruldugu yere yönelmişti” dedi.
İkinci tanığın dinlenmesinin ardından, söz isteyen sanık avukatı “ZET silahının kullanımı ile ilgili bilgili bir kişinin dinlenilmesini talep ediyoruz. Olası kast ile müvekkilin Berkin’i vurduğunu kabul etmiyoruz” dedi.
Sanık avukatının ardından söz alan Elvan Ailesi’nin avukatı, sanığın sorgusunun bitmediğini hatırlatarak, “Delliller henüz toplamamıştır. Sanığın duruşmadan bağışık tutulmamasını talep ederiz” ifadelerini kullandı.
Elvan Ailesi’nin avukatları Haziran Direnişi’ni meşru olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu konuda Uluslararası Af Raporu gibi önemli rapor vardır, bunlar esas alınmalıdır. Sanık başkaları ile iştirak halinde bu suçu işlemiştir. Fişek ile yaralan, astım krizi geçiren pek çok kişi var. Polisler orantısız güç değil, haksız ve hukuka aykırı bir şekilde şiddet uygulamıştır. O kadar yoğun gaz kullanmıştır ki, gaz bile tek başına insanlara ciddi zarar verebilecek boyuta ulaşmıştır”
‘GAZ FİŞEĞİ SİLAH OLARAK KULLANILMIŞTIR’
Haziran Direnişi günlerindeki polis saldırısına ilişkin gaz fişeklerinin silah olarak kullanıldığını belirten avukatlar, “İmzasız emniyet tutanağı degil, uluslararası raporlar esas alınmalıdır. Gaz fişeği bir silah olarak kullanılmıştır. Bölgede ‘kamera yok’ dendi. Olay saatini gören görüntü yok, sanığın beyanının aksine telsiz kaydı yok. Polislerin silah zimnet listesi yok. Sulh Ceza Hakimligi, savcılığın keşif ve bilirkişi toplama talebini reddetti” açıklamasını yaptı.
Avukatlar konuşmasında, Sulh Ceza Hakimligi’nin delil toplamayı, “gereksiz masraf” ve “görevi kötüye kullanma olur” diyerek reddettiği de vurgulandı. Avukatlar ayrıca, sanık polis Fatih Dalgalı’nın kendisini gizleme çabası hakkında “Sanığın kendisini saklaması örgütlü bir suçun ifadesidir” dedi.
SANIK AVUKATLARINA TEPKİ
Sanık polisin avukatlarının “Emniyet Genel Müdürlüğü, tarafından görevlendirilmelerini” açıklamalarına Elvan Ailesi’nin avukatlarından tepki geldi. “Emniyet müdürlüğü görevlendirmiş sanık vekillerini. Resmi yazısı var emniyetin. Sanık ile emniyet arasındaki ilişkinin göstergesidir bu yazı” diyen avukatlar, “Başka dosyada olsa organize suç araştırması yapılırdı. TÜBİTAK ticari bir kuruluş değildir, yargı erkinin talebini nasıl reddeder. Emniyet Genel Müdürlüğü açıkça suçluyu saklıyor. Mahkeme kararlarını yerine getirmelidir. Dosyada herkesin telsiz kodu var. Bizim şüphelendiğimiz 3 kişinin de telsiz kodu bulunamamış. Telsiz kayıtları saklanıyor ” ifadelerini kullandı.
Avukatlar mahkemeden ZET tüfeğini kullanan polislerin listesini istediklerini anca “öyle bir liste yok” yanıtını aldıklarını söyledi.
“Olay anında aktif olarak müdahalede bulunan tüm grupları tespit ettik” diyen avukatlar; “Bu kişilerin çağrılmasını ve sanik olarak dosyaya dahil edilmesini talep ediyoruz. Tanıkların fotoğrafını çektiği polisler 5.birliktendir. O birlikteki polislerin beyanları alınmalıdır” dedi.
GÖRÜNTÜLER İZLETİLİYOR
Elvan ailesinin avukatları “Olay anında aktif olarak müdahalede bulunan tum grupları tespit ettik. Bu kisilerin çağrılmasını ve sanik olarak dosyaya dahil edilmesini talep ediyoruz” dedikten sonra, mahkemeye bulundukları talep doğrultusunda, hedef alarak yurttaşları vuran polislerin görüntüleri izletilmeye başlandı.
Tanıklarin fotoğrafını çektiği polislerlerin beşinci birlikten olduğunu belirten avukatlar “O birlikteki polislerin beyanları alınmalıdır” ifadelerini kullandı. Elvan ailesinn avukatları, mahkemeye yeni görüntüler sundu. Aynı gün çekilen görüntülerde sanık polis Fatih Dalgalı açık bir şekilde gözüktüğü ortaya çıktı. Avukatlar mahkemeden sanık polis Fatih Dalgalı’nın tutuklanmasını istedi.
Elvan Ailesi’nin vekillerinin ardından konuşan sanık vekili, “ZET silahı ile kişi hedef alınamaz. Görüntülerdeki kişi müvekkile benzemiyor” iddiasında bulundu.
SANIK AVUKATLARI KENDİNİ SAVUNDU
Elvan Ailesi’nin avukatlarının, sanık vekillerine yönelik tepkisi hakkında açıklama yapan sanık avukatları “Bizim Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından görevlendirilmemiz normal. Görevi sırasında bu olay gerçekleştiği için görevlendirdik” ifadelerini kulllandı.
Sanık avukatları ayrıca, sanık polis Dalgalı’nın “kaçma ihtimali” olamdığı iddiasıyla, tutuklama talebine itiraz etti.
Diğer taraftan Avukat Atakan Arar, mahkemeye “Polislerin bıyık bırakması yasaktır.Bu bıyık dün çıkmamıştır. Sanık hakkında disiplin sorusturmasi baslatılmış mıdır?” diye sordu. Arar, “Bu bıyık, gözlük sadece kendisini saklama uğraşını gösterir bu yüzden sanığın tutuklanmasını talep ederiz” ifadelerini kullandı.
DURUŞMA 6 TEMMUZ’A BIRAKILDI
Mahkeme heyeti ara kararında, sanığın tutuklanmasına ilişkin talebi dosyadaki delil durumu, sanığın duruşmaları takip etmiş olması, yaptığı görev itibariyle kaçma şüphesinin bulunmaması dikkate alınarak yerinde görülmediğinden reddine karar verdi.
Heyet, sanığın Adli Tıp Kurumu’na sevk edilerek bıyığı ve saçıyla ilgili rapor aldırılması yönündeki talepleri de dosyada fotoğrafların bulunması, görüntü kayıtları, sanığın görüntü kayıtlarının yeniden aldırılmasına ilişkin hususlar dikkate alınarak reddine hükmetti.
BERKİN ELVAN DAVASI SKANDALLARLA BAŞLADI: DURUŞMA SONA ERDİ!
TÜBİTAK’a görüntü iyileştirilmesine dair müzekkerenin beklenmesine de karar veren heyet, duruşma sırasında taraflarca iddia ve savunma dokunulmazlığını aşan söz ve eylemlerin olup olmadığının takdir ve ifası için İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilmesini kararlaştırdı. Duruşma, 6 Temmuz tarihine bırakıldı.
Kaynak: Sol Haber