Türkiye’de tutuklu ve hükümlü sayısı 315 bini geçti. Hapishanelerde tutuklulara infaz yakmalar, hak gaspları, hasta tutsakların tedavi haklarının engellenmesi, mektup, kitap, gazete-dergi engelleri gibi birçok alanda tecrit uygulanıyor. Türkiye’de 2000’li yıllarda F tipi hapishane olarak uygulanan tecrit uygulamaları bugün ise Y tipi hapishaneler olarak karşımıza çıkıyor.
Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan Avukat Barkın Timtik, hapishanelerde derinleşen tecride ve bunun hüküm sürdüğü Y tipi hapishanelere dair PİRHA’ya mektup yazdı.
Yeni model hapishanelerin ülke gündeminin ilk sıralarında olması gerektiğini belirten Barkın Timtik, “Toplumsal muhalefet, haklar ve özgürlükler mücadelesinin bir bütün olduğu gerçeği göz ardı ediliyor. Yeni model hapishaneler demokratik kitle örgütlerinin, insan hakları kuruluşlarının, hak ve adalet iddiası taşıyan herkesin mutlaka ilgi alanı içerisinde olması gerekiyor. Siyasi iktidarın yönetme araçlarından en önemlisi hapishaneler.
Yeni tip hapishaneler, halk muhalefetinin mücadelesini parçalamanın devamıdır. O bütünün parçaları olan kişileri tek tek hücrelere kapatarak bu kez de bireylerin kişiliklerini parçalamak amaçlanıyor. İnsan varlığı zihinsel, duygusal, kültürel, siyasal, ideolojik bir bütündür. O bütünü diğer bütün insan ve doğa güçlerinden koparırsan bu o varlığın önce gelişimini durdurur, sonra yavaş yavaş duyguları, düşünceleri ve tepkileri yok olmaya başlar” dedi.
19-22 Aralık Hapishane Katliamı’ndan sonra egemenlerin istedikleri sonuçları elde edemediği için yeni tip cezaevlerini yapmaya başladığını vurgulayan Barkın Timtik, konuşmasının devamında şunları dile getirdi:
“Yeni tip hapishanelerin tekli hücrelerinin fazlalığı ‘havalandırma’ denilen hücre ile bitişik, gökyüzünün görülüp yürüyüş yapılabilen, çamaşır kurutulup çöp kutusunun konulduğu, açık hava ve güneşten yararlanabilen bir mekânın olmaması, gardiyanlarla doğrudan değil telefon ahizesi ile konuşulması, insanlardan yalıtmayı doğanın her türlü unsurundan yalıtmaya kadar genişletildiğini gösteriyor. Bunu hukuki olarak tutukluluk ya da hükümlülük gibi kavramlarla anlatamayız. Bu durum Anayasa’nın işkence yasağı ilkesine aykırıdır. Yeni tip hapishanelerle insan onuruna aykırı bir tutulma rejimi olan ağır hapis cezasının uygulama biçimini genelleştiriyor. Mücadele edilmesi ve ortadan kaldırılması gereken bu infaz rejimi katlanarak arttırılıyor.”