H.Merkezi: Bugün (7 Temmuz), Cumartesi günü Kobané halkıyla dayanışma için çadır kuran ve süresiz oturma eylemi başlatan annelerin 4. günlerinde ziyaretlerine gittik.
Sıcağa rağmen umut ve direçle çadırı bekleyen anneler bulundukları alanı dövizleri ve pankartları ile süslemişler. Barış anneleri sadece Kobané halkının değil, İsrail faşizmi altında ezilen ve katledilen Filistin halkının da sesi oluyorlar. Oraya ilk gittiğinizde bir polis ablukası ile karşılaşıyorsunuz. Annelere gözdağı vermek için ellerindeki mühimmatlarını göstere göstere çadırın önünde volta atıyorlar. Tabi annelerin umrunda bile değil bir anne, “Her yer çadır her yer bizim”, derken bir diğeri ise, “Biz köyde kapıya köpek bağlardık ama köpek sahibini ısırmaz, bunlar her yere saldırıyor” diyerek tiye alıyorlar durumu.
Annelerle sohbet etmeye başladığımızda sıkıntıların ve taleplerin ardı arkası kesilmiyordu. Hangi katliama üzüleceklerini, hangi ezilen halkı savunacaklarını ve hangi ölümü kucaklayacaklarını şaşırdıklarından bahsediyor anneler. Aksaray gibi her türlü pis işin döndüğü bir yerde anneler dayanışmayı örüyorlar ilmek ilmek. Tabi bir de duyarlı insanlar var çadırda anaları yalnız bırakmayan.
“Benim kızım dağları güzelleştirmek için gitti”
Bir ara, zamanında Mardin Dörtgeçit Çelik Köyü’nü devlet yaktığı için şehre göç etmek zorunda bırakılan Berivan anayla konuştuk. Berivan ana, zamanında sürgün yediklerini ve köyü boşaltmadıkları taktirde de canlarından olacaklarını bildikleri için İstanbul yolunu tuttuklarını söylüyor. Ana şimdi de kızının kaybettikleri toprakların dağlarında nöbet tuttuğunu anlatıyor ve, “Benim kızım dağları güzelleştirmek için gitti” diyor. Berivan ana, Filistin’de, Rojava’da ve Kobané’de, çocukların ne olduğunu bile bilmedikleri petrol ve sermaye için öldürüldüklerini anlatıyor. Ve devam ediyor, “Biz yok olmuşuz kendimizi ve rengimizi aramaya çalışıyoruz ve biliyoruz ki bulacağız. Bizim çocuklarımız dağa öldürmek ve ölmek için gitmedi. Bir bayrak aşkıdır tutturmuş gidiyor Tayyip önce Soma’da öldürdüğü işçilerin hesabını versin sonra bayrak peşine düşsün. Anlasın artık insanlar kanlı bayrak istemiyor. IŞİD çetesini besliyor bugün herkes biliyor bunu, bir de utanmadan bizim çocuklarımızın zorla dağa çıkarıldığını söylüyor. Önce aç bırakıp sonra kandırdığı aillelerdir onlar. Savaş kirlidir en çok da kadınları kirletir, bizi yıldıramayacak çünkü biz kazanacağız, biz kazanacağız” Berivan ana son cümlesini iyice vurguluyordu. Savaşın yakıcılığını yaşadıkları okadar belli oluyorki korkmuyorlar çünkü her şeyle rini kaybetmişler, korkmuyorlar çünkü kazanacakları çok şey var. Analar son olarak herkesi dayanışmaya çağırdıklarını bildiriyorlar ve, “Sesimize ses verin” diyorlar.