“Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza attıkları gerekçesiyle haklarında “örgüt propagandası” yapmak iddiasıyla dava açılan akademisyenlerin duruşması İstanbul Adliyesi’ndeki 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
H. Merkezi: Duruşma öncesinde Çağlayan’daki Adliye Binası önünde bir araya gelen Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlileri, öğrencileri ile KESK üyeleri, “Yaşamı ve barışı savunan Onur Hamzaoğlu ve Serdar Başçetin derhal serbest bırakılsın” ve “Barış hakkımızdır. Barış talebi suç değildir, yargılanamaz” yazılı pankartlar açtı.
İlk olarak söz alan Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Can Candan, Prof. Onur Hamzaoğlu’nun 47 ve Serdar Başçetin’in 43 gündür tutuklu olduğunu, Barış için Akademisyenler olarak barışı, ifade özgürlüğünü ve akademiyi savunmak için bir kez daha alanlarda olduklarını, 22-26 Mart arasında Boğaziçi Üniversitesi’nden 11 öğrencinin gözaltına alındığını hatırlatarak, 22 Mart’ta yine Boğaziçi’nde gözaltına alınan ve sonra bırakılan 7 öğrencinin gözaltında darp edildiğinin ve tacize uğradığının altını çizdi.
Candan’ın ardından söz alan Eğitim-Sen 4. No’lu Şube Başkanı İzzet İldeş ise konuşmasında şunları söyledi: “Belli bir süreden beri Boğaziçi Üniversitesi’nde özel bir proje uygulanıyor. Özel bir ilgi gösteriliyor. Gerek öğrencilerin gözaltına alınması, öğrencilerin hedef gösterilmesi, akademisyenlerin gözaltına alınmasıyla ilgili bir furya hala devam etmekte. Hem barış imzacılarının, hem de öğrencilerin hak ve hukuklarına sahip çıkmak için buradayız.”
Akademisyenlerin açıklamasının ardından İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Nevim Borçin ve Özlem Beyarslan’ın duruşmaları başladı.
Boğaziçili akademisyenler hakkında avukatları tarafından talep edilen derhal beraat ve birleştirme taleplerini reddedildi. Duruşma 19 Haziran’a erteledi.
