İstanbul: Devletin devrimci, demokrat ve ilerici kesimlere yönelik saldırıları sonucunda kapatılan Özgür Gündem gazetesi yayın danışma kurulu üyesi ve yazarı için tutuklu kaldığı Bakırköy Kadın Ceza İnfaz Kurumu önünde özgürlük nöbeti devam ediyor.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı Genel Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, HDP Eski milletvekili Levent Tüzel ve Hasip Kaplan, Türkiye Yazarlar Sendikası, Uluslararası Pen ve Türkiye Pen üyeleri, Hrant Dink’in avukatı Fethiye Çetin, Demokrasi İçin Birlik Platformu’nun olduğu demokratik kitle örgütleri hapishane önünde dün (2 Eylül) bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. Yapılan açıklamalarda Aslı Erdoğan ve geçtiğimiz günlerde tutuklanan edebiyatçı yazar Necmiye Alpay şahsında düşüncesine zincir vurulan tüm gazeteciler için özgürlük talebinde bulunuldu.
“Darbe fırsatçılığı sergiliyorlar”
İlk olarak açıklamada bulunan TİHV başkanı Fincancı; uzun süredir baskılar, hapishaneler ve yargılamalar ile insan hakları mücadelesi verenlerin yıldırılmaya çalıştıklarını belirterek “15 Temmuz darbe girişimi sonrası darbe fırsatçılığı sergiliyorlar. Biz bu baskılara boyun eğecek insanlar değiliz. Kimimiz içeride kimimiz dışarıda mücadele ağları oluşturuyoruz” dedi. Fincancı’nın ardından söz alan HDP eski milletvekili Hasip Kaplan ise “Türkiye’de ünlü yazarların hepsinin geçmişinde cezaevinde kaldıklarını belirterek bu nöbetlerde genel yayın yönetmenlerini, yazı işleri müdürlerini unutmamak lazım” şeklinde açıklamalarda bulundu.
“Özgürlük için nöbet utanç vericidir”
İHD kurucularından Akın Birdal da “1950 sonrası olduğu gibi darbeler sonrasında insanlar susturulmaya çalışılır. Darbelerin sonuçlarının teşhir edilmesini istemezler. Yasaklar konulur, insanlar susturulur. 15 Temmuz’da bir darbe girişimi oluyor ve bu darbeye karşı duruluyor ve bir yönetim oluşturuluyor. Bu yönetimde barışın dili susturulmak isteniyor. Demokrasinin bütün değerleri yerle bir edilmek isteniyor. ve bunun adına da demokrasi nöbeti diyorlar. Biz burada özgürlük nöbeti için bir aradayız. Özgürlük için nöbet utanç vericidir” diye konuştu.
Aslı Erdoğan: “Hukuksuz olarak buradayız”
Yapılan açıklamaların ardından Aslı Erdoğan’ın mektubu okunurken mektupta şu ifadeler dile getirildi; “Cezaevi çok korkunç bir yer değil, ama hukuksuz olarak buradayız. Burada tutulmak bu şiddetin ne zaman ne şekilde son bulacağını kestirmemek yaşadığım en ağır işkence. Ne yazık ki ben son olmadım, yazarlara, gazetecilere, akademisyenlere, avukatlara yönelik sindirme hareketi bütün hızıyla sürüyor. Cesaretimizi kaybetmeyelim. Şu an koğuşta iki yazarız. Vedat Türkali’nin ölümünü öğrendim cenazesine katılamadığım için üzgünüm. Biz okurlarının başı sağ olsun.”
Özgürlük nöbeti, Beksav’ın tiyatro gösterisi ve müzik dinletisiyle sona erdi.
