Adil yargılanma talebiyle 210 gündür ölüm orucunda olan Avukat Aytaç Ünsal’ın babası Nihat Ünsal, “Tek çocuğum o benim. Daha 32 yaşında hayatının, ömrünün baharında. Sesimi duyun, feryadımı duyun. Oğlum ölmesin” diye seslendi.
Ölüm orucunun 238. gününde hayatını kaybeden Avukat Ebru Timtik ile birlikte ölüm orucu eylemine başlayan Avukat Aytaç Ünsal’ın durumu giderek kritikleşiyor.
Avukat Ünsal’ın Evrensel’e konuşan babası, “Doktor raporunda oğlumun hayatı riskinin olduğu söyleniyor. Hayatı riski olan bir insanı cezaevinden daha ağır koşulları olan bir yerde zorla tutuyorlar ve 33 gündür burada” dedi.
“Cezaevinden daha ağır koşullarda tutuluyor”
“Ben görüşemedim, annesiyle de jandarmaların arasında küçücük bir pencere var oradan görüşebiliyor. Cezaevinden daha ağır koşullarda tutuluyor. Havalandırması yok, sürekli ışıklı” diyen Baba Ünsal, şöyle konuştu:
“Bugün eşimin gözü kan çanağıydı ‘ne oldu’ diye sordum. Sabaha kadar uyuyamamışlar. İçeri giren çıkan jandarmalar sayesinde sabaha kadar uyumak mümkün olmuyor. Havalandırma çok kötü. Her türlü kötülük var içerde. Öyle bir ortamda oğlumun durumunun kötüleşme riski de artıyor. Tedaviyi kabul etmiyor oğlum. Tedaviyi kabul etmeyen insanı nedeni hastanede tutarlar ki?”
“Yürümekte güçlük çekiyor”
Oğlunun sağlık durumuna kötüleştiğini anlatan baba Ünsal, “Oğlumun giderek bacak ağrıları artıyor. Gece uykusundan uyandırıyor bacak ağrıları. Sonra kollarında uyuşma başladı. Yaralar da oluşmaya başladı. Bir süre sonra aynı Ebru’nun düştüğü duruma düşecek. Belki şeker ve suyu da alamayacak. Yürümekte güçlük çekmeye başladı. Bir deri bir kemik kalmış zaten. Bu hafta bir şey yapılmalı. Yoksa oğlumu kaybederim” diye konuştu.
“32 yaşındaki oğlum yaşasın”
Devlet yetkililerine seslenen Baba Ünsal, ”Artık bir şeyler yapsınlar. 32 yaşındaki oğlum yaşasın. Oğlum ölmesin. Ve herkesin bu çağrıma destek vermesini ve yardımlarını bekliyorum. Bir babanın feryadını duyun. Oğlumu yaşatalım. Maalesef kimseden ses çıkmıyor. Bir açıklama yapın bir şey söyleyin bu kadar insafsızlık, vicdansızlıkta olmaz artık. Ne yaptı oğlum size. Eli kanlı katiller sokakta geziyor. Tek çocuğum o benim. Daha 32 yaşında hayatının, ömrünün baharında. 6 yıllık avukattı, 3 yılını cezaevinde geçirdi. Biz Yargıtay’dan umutluyduk. Hukuki bir karar verir diye düşünüyorduk. Dosyayı 1 Haziran gibi ele aldılar, en geç bir ay içinde bu işin çözüleceğini, kararın verileceği söylenmişti. Maalesef adli tatilden önce 45 gün geçmesine rağmen herhangi bir adım atmadı Yargıtay’dan. Ama sanıyorum Yargıtay’a da müdahale edildi. Yargıtay bu müdahaleyi kabul etmemeli. Koltuk o kadar önemli olmamalı bir yaşam söz konusu. 33 gündür oğlum ve eşim tecrit hücresinde. Ben de kapıda nöbet bekliyorum 62 yaşındayım, çaresiz durumdayım. Vicdanı olan insani değer taşıyan herkesi oğlumun ölmemesi için sahiplenmeye çağırıyorum” dedi.