Dün (30 Eylül) İstanbul’da Avcılar Kadın Platformu tarafından Avcılar Marmara Caddesi girişinde Jina Masha için eylemdeydi. Kadınlar adına açıklama Nurgül Uci tarafından yapıldı.
Uci, “İran’da 1979 yılından beri uygulanan yasalar kadın düşmanlığı üzerinden inşa edilmiştir. Kadınlara başörtüyü dayatan, kadınların yaşamlarına, giyimlerine, davranışlarına her türlü müdahaleyi hak gören, “İslami Kurallara” uymadıkları gerekçesi ile kadınları darp eden, katleden bu rejim yok olmaya mahkûmdur.
İranlı kadınlar, haklarına ve yaşamlarına yönelik bu saldırılara karşı mücadele etmekten bir an olsun vazgeçmemiştir. Mahsa’nın direnişi bunun en büyük kanıtıdır. İktidarlarının giderek sarsıldığını gören rejim ve onun polisi ise kadınlara ve mücadelelerine saldırarak kadınları yıldırmaya ve sindirmeye çalışmakta.
Ancak şu iyi bilinsin ki; “Jin, Jiyan, Azadi” sloganları ile sokaktan geri adım atmayarak yaşamları pahasına dinci faşizme karşı mücadele eden kadınların direnişi engellenemeyecek! Kadınlar başta olmak üzere ezilenlerin mücadelesi ve direnişi engellenemeyecek! İranlı kadınlar başta olmak üzere tüm dünyada kadınlar artık yeter diyor! İran halkları, dünya halkları yeter diyor!” dedi.
Uci, “Mahsa şahsında katledilen tüm kadınlara sözümüz, ahlaksızlık sizin görünen saç tellerinizde değil, İran’dan tüm dünyaya erkek egemen iktidarların zihniyetindedir” diyerek, Mahsa’nın direnişi ve mücadelesinin kendi mücadelelerini olduğunu vurgulayarak, “Bu mücadeleyi halkların isyanı ve direnişiyle ile birleştirerek özgür bir dünyayı hep birlikte inşa edeceğiz” şeklinde açıklamasına son verdi.
Açıklamada İranlı kadınlar da söz alarak dayanışma çağrısı yaptı.
“Sabır ve mücadele”
Eyleme katılan İranlı bir kadın İran’daki isyana ve neden Türkiye’ye gelmek zorunda kaldığına dair paylaşımlarda bulundu.
“43 yıldır İran’da böyle isyanlar oluyor ama tam böyle değil, çok insanımız katledildi. Ama diğer isyanlar böyle değildi, bütün ülkelere yayılmadı isyanımız bunun gibi. Ama bu kez inanıyoruz biz özgür olacağız, bu kez gidecekler biz eminiz. Bu kez ülkenin bütün şehirlerine yayıldı ve bütün dünya sesimizi duydu. Bir de bu kez bu isyanı kadınlar başlattı. Ve kadınlar korkmuyor ve “artık yeter” diyor.
Ben örneğin niye buradayım, niye kendi ülkemde değilim, kendi ülkemi seviyorum ama kızım için geldim. Kızım sokağa çıktığında öldürülecekti, orada bir saç için, bir kıyafet için kadınlar öldürülüyor. Bir de biz Kürdüz, İran Kürdüyüz. Bizim için hayat orada daha kötü, çünkü şehrimiz ile belli oluyor. Mesela siz Urfalısınız, “tamam bu Kürt” deniliyorsa orada kimlikte yazılı şehir sizin Kürdistanlı olduğunu yazmış. Örneğin biz orada üniversiteye gidince “Ama siz Sünni’siniz biz Şii’yiz”. Yani Din baskısı da var ve Şiiler istemiyor Sünnileri. Dini herkes kullanıyor.
Buradan sabır ve mücadele başka bir çağrıda bulunamam ben.