Almanya: 30-31 Ocak tarihlerinde ATİK Genel Konseyi toplantısı gerçekleştirildi. 5. gerçekleştirilen toplantıya konsey üyelerinin çoğunluğu ile Denetim Kurulu Başkanı katıldı. Toplantıda alınan kararlara, tartışılan konulara ve önümüzdeki dönemde yapılacak çalışmalara yönelik olarak gerçekleştirdiğimiz söyleşide ATİK Başkanı Çetin Yaman ve ATİK Sekreteri şu bilgileri AHM (ATİK Haber Merkezi) ile paylaştı.
“Mülteci göçünün nedeni emperyalist savaş politikalarıdır”
AHM: ATİK 5. toplantısında hangi siyasal kararlar alındı? Sürecin görevlerine ilişkin neler konuşuldu?
Çetin Yaman: Türkiye ve T. Kürdistanı’nda yaşanan son gelişmeler ele alınarak, Türk devletinin Kürt ulusuna yönelik katliamlarının ve AB devletlerinin katliamcı Türk hükümetiyle süren ilişkilerinin Avrupa kamuoyunda teşhir edilmesi görevi tartışıldı. Batı Avrupa’ya göç eden mültecilerle dayanışmak ve AB ülkelerinin ırkçılığı körükleyen, hakları budayan ve göçmenleri “potansiyel suçlu” olarak gösteren rasist, dışlayıcı ve sınır dışı etme politikalarına karşı çıkılarak demokratik, devrimci güç ve kurumlarla birlikte çalışmalar ve mücadeleler yürütmek önemlidir. Konseyimiz bu doğrultuda tartışarak ve ortaklaşarak kararlar aldı.
Ortadoğu’da ve Suriye’de emperyalist haydutlar ve büyük sermaye sahibi tekellerin çıkar dalaşı ve savaşı ile körüklediği halklar arası düşmanlık, göçün ve göç yollarında denizlerde boğularak yaşamları son bulan binlerce insanın ölmesiyle sonuçlanan bu insanlık trajedilerinin sorumlularıdır. Emperyalistler, kapitalistler ve onların uşakları gerici faşist rejimler ve hükümetlerdir.
“Güvenceli yaşam bir insanlık hakkıdır”
Ortadoğu ve dünyanın çeşitli bölgelerindeki kan ve zulümden kaçan insanların güvencede yaşam hakları bir insanlık hakkıdır. Bu nedenle Suriye’ye tüm komşu ülkeler ve AB ülkeleri mültecilere kapılarını açmalıdır. AB emperyalistlerinin bir yandan savaş çıkartarak ve silah satıp diğer yandan kapılarını kapatarak ve işbirlikçisi AKP hükümetine 3 milyar euro vererek mültecileri ve göçün Avrupa’ya gelmesini önlemeye yönelik girişimleriyle, insanlık dışı yüzleri bir kez daha açığa çıkmıştır.
“Kürt ulusunun direnişi meşrudur”
Türk hakim sınıflarının egemen ulus baskısı ile Türk devletinin katliam ve zulmüyle baskı altında tutulan Kürt ulusunun Cizre’de, Sur’da ve daha birçok yerde direnişi ve özgürlük yolunda sürdürdüğü mücadele haklı ve meşrudur. ATİK olarak Kürt ulusuna yönelik baskı ve devlet zulmüne karşı çıkmaya ve haklı direnişin yanında olarak mücadele yürütmeye ve dayanışma göstermeye devam edeceğiz.
“Toplantımız süreci karşılama bilinci ve kararlılığıyla gerçekleşti”
– Toplantıda tartışarak karar altına aldığınız ve kamuoyu ile paylaşmak istediğiniz faaliyetleriniz hakkında neler söylemek istersiniz?
ATİK Sekreteri: 5. toplantımızda geçmiş dönem çalışmalarımızı tartışarak çeşitli sonuçlar çıkardık. Faaliyetlerimizde olumlu ve eksik yanları tespit ederek telafisi için neler yapılması ve nelerin yapılmaması gerektiğine ilişkin olarak, yoğunlaşılması gerekli faaliyetler hakkında verimli ve öğretici tartışmalar yürüttük. İçinden geçtiğimiz süreç çok yoğun ve tüm ATİK camiasını bekleyen önemli görevlerimiz ve tarihsel sorumluluklarımız var. Tüm üyelerimiz, yoldaşlarımız ve dostlarımızla faaliyetlere sarılmalı ve desteklerini artırarak süreci göğüslemeliyiz. Başaracağız… Başarmak için ileri atılmak gereklidir. Ertelemeden ve savsaklamadan duyarlı olarak sorunlara yaklaştığımızda altından kalkamayacağımız sorun yoktur… Bu görevlerimizden bazılarını sürdüreceğimiz demokratik faaliyetlerimize ilişkin bazı kararlarımızı sizlerin aracılığıyla kamuoyu ile paylaşmak isteriz.
“Emperyalist haydutlar halkların kanını dökmeye devam ediyor”
Bu konuya dikkat çeken, Avrupa’da duyarlılık oluşturmayı amaçlayan çeşitli dillerde yayınlanacak bir açıklama ve görsel bir afiş hazırlanacak. 13 Şubat’ta NATO Zirvesi’nin Almanya’da yapılacağı tarihlerde emperyalist savaş aygıtı NATO’ya karşı emperyalist savaşları ve savaşın sorumlularını protesto eden gösterilere bölgesel olarak katılınması kararlaştırıldı.
“Tutsaklara sahip çıkalım, özgürlükleri için mücadele edelim “
20 Şubat’ta Nürnberg kentinde gerçekleştirilecek olan ve hazırlıkları tamamlanan “Uluslararası Hukuk Sempozyumu”nda /129 a-b yasaları ve ATİK’li tutsaklar şahsında Almanya’da hukuk arızalarını ve hak ihlallerini konu edinen sempozyumda bu konuya hakim akademisyen, avukat ve insan hakları savunucularının konuşmacı olarak yer alacağı etkinlik ile mahkeme öncesi kamuoyu duyarlılığı sağlanmaya çalışılacak…
18 Mart Uluslararası Tutsaklar Günü ve 15 Nisan ATİK aktivistlerine yönelik tutuklama operasyonunun 1. yılı vesilesiyle çeşitli etkinlikler ve kamuoyu çalışmaları organize edilecek. 2 Nisan’da gerçekleştirilecek olan “Basın-Yayın Konferansı”nın hazırlıkları görüşülerek çeşitli görevlendirmeler yapıldı. Konsey tarafından hazırlanan tartışma taslağının Şubat sonuna kadar derneklerimize yollanması kararlaştırıldı. 13 Mayıs’ta Münih’te başlayacağı öğrenilen mahkemeye ilişkin tutsaklarla dayanışmayı amaçlayan ve demokratik kamuoyu tepkisini örgütleyecek çeşitli etkinlikler planlandı.
Almanya hükümeti ve Adalet Bakanlığı’nın devrimci, demokrat kesimlere yönelik baskıcı ve kısıtlayıcı tutumundan vazgeçmesi ve Türk devletiyle sürdürülen işbirliğini gözden geçirmesi, patlatılan bombalarla İstanbul-Sultanahmet’te katledilen Almanlarla, Suruç ve Ankara’da katledilenler, Kürt kentlerinde özel timlerce ve Kolluk kuvvetlerince katledilen insanların katilleriyle ve destekçisi, uygulayıcısı Türk hükümetiyle kirli çıkar ilişkilerine son verilmesi ve devrimci-politik tutsakların serbest bırakılması talebi ve mücadelesi, Alman kamuoyunun duyarlılığının artırılması önümüzdeki sürecin önemli ve ana görevleri arasındadır.
Bu görevler aynı zamanda tüm Alman yerli demokratik ve devrimci örgütlerinin Avrupa’daki göçmen, demokratik, ilerici tüm kurum, birey ve aydınların sorumlulukları arasındadır. Dostlarımızın ve mücadele ortaklarımızın bu ve benzeri çalışmalarda bizlerin yanında olmalarını ve dayanışmayı artırmalarını beklemekteyiz.
“Avrupa’da Güç Birlikleri ve yeni birlik tartışmalarına yönelik”
Konfederasyonumuz ATİK ve ona bağlı federasyon, kurum ve derneklerin son birkaç yıldır katkısı ve yönlendiriciliğiyle de süren “Demokratik Güç Birliği Platformları” şeklinde sürdürülen eylem birliklerinin devam ettirilmesi kararı alındı. Demokratik Güç Birliklerinin Türkiye ve Avrupa’da demokratik mücadele araçlarının asgari müştereklerde ortaklaştırılması faşizme, emperyalizme, ırkçılığa ve hak gasplarına karşı işçi ve emekçilerin, ezilen halkların mücadelesinin ortaklaştırılması ve birlikte mücadele hattının örgütlenmesi ATİK’in anlayışı ve görevleri arasındadır.
Son yıllarda eksiklikleri olsa da güç birlikleri platformlarının demokratik ve devrimci mücadele geleneğini büyüttüğü ve dayanışmayı güçlendirdiği, kurumlar arası bazı önyargıları kırmaya hizmet ederek ve olumlu işlev gördüğü gerçektir.
Türkiye ve T. Kürdistanı’nda yürütülen birlikte mücadelenin, Avrupa coğrafyasında gündeme taşınmasında demokratik güç birliklerinin daha uygun ve işlevli olduğuna karar vererek, eylem birlikleri ve birlikte mücadele anlayışının DGB şeklinde sürdürülmesinden ve devam ettirilmesinden yana olduğunu sizler aracılığıyla kamuoyuna duyurmaktadır.
Kurumsal etkinlikler:
– Eylül-Kasım döneminde Avusturya, Almanya, Fransa ve Hollanda’da olmak üzere 8-10 kentte sanatçı Barış Atay’ın oynadığı “Sadece Diktatör” adlı tiyatro etkinlikleri düzenlenecek.
– 19 Kasım’da Frankfurt’ta gerçekleşecek YDG Kültür Sanat Festivali, 26-27 Kasım’da Viyana’da gerçekleştirilmesi Yeni Kadın tarafından kararlaştırılmış ve organizesi planlanmış olan, “Yeni Kadın’ın 25. yılını kutlama ve Uluslararası Kadın Festivali” ile, 17 Aralık’ta gerçekleştirilmesi düşünülen “30. mücadele yılında ATİK’in kuruluşu” etkinliklerine yönelik çeşitli planlamalar yapıldı ve kurumların düşüncelerine başvurularak, öneriler alınmasının uygun olacağı yönünde görüşü benimsedi.