H. Merkezi: Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu yayımladığı açıklama ile 11 yıl önce devlet tarafından katledilen Hrant Dink’i, “Unutmadık Unutturmayacağız!” dedi.
Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de faşist Türk devletinin miti, Jandarması ve polisi tarafından organize edilen bir suikastla, kurucusu olduğu Agos gazetesi önünde hunharca katledildiğinin belirtildiği açıklamada, “Toplumun her kesiminde yüz binlerce insan cenaze törenine; “Hepimiz Hrant’ız, Hepimiz Ermeni’yiz” sloganı ile faşizme karşı öfkesini sokaklara taşıyarak Hrant’ı sahiplendi. Yaşamı boyunca her türlü saldırı ve tehditlere karşı mücadeleyi daima yüksekte tutmasını bilen Hrant, sonsuzluğa uğurlanırken de yüz binlerin bir araya gelerek mücadele bayrağına sarılmasına vesile olmuştur” denildi.
Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu’nun Hrant Dink’in katledilmesinin yıl dönümünde yayımladığı açıklamanın devamında da su ifadelere yer verildi:
“Hayatı Faşizme Karşı Mücadele Tarihidir!
15 Eylül 1954’de Malatya’da Ermeni asıllı bir ailenin çocuğu olarak doğan Hrant Dink, çocuk yaşta İstanbul’a taşındıktan sonra ailesinin bölünmesinden sonra Gedikpaşa Ermeni Yetimhanesine yerleştirilir. Lise yıllarında TKP/ML’ye sempati duyar ve bu siyasi çizgiden faşist Türk devletine karşı örgütlü mücadele etmeye başlar. İstanbul üniversitesi Fen fakültesini bitirdikten sonra eşi ile birlikte yoksul Ermeni çocuklarına sahiplenmek için Tuzla da Ermeni çocuk kampı kurar ve birinci derecede sorumluluk üstlenir. Yirmi yıl aralıksız yönettiği bu kamp Faşist Türk devleti tarafından kampa el konularak kapatıldığından dolayı sonlanır. Daha sonra birçok gazetede yazı yazan Hrant, 1996’da Agos gazetesini kuruculuğunu üstlenir ve katledilene kadar bu gazetenin yayın yönetmenliği ile başyazarlığını yapar. Halkların kardeşliğinin simgesi olan Hrant Dink, Ermeni ulusuna mensup onurlu ve dik duruşu ile toplumda silinmeyecek izler bırakan bir insandı.
Hrant’ın Unutmadık, Unutturmayacağız!
Onu güneşe uğurlamanın 11. Yıldönümünde bir kez daha saygı ve sevgi ile anıyoruz. Bıraktığı mücadele mirası toplumsal bellekte haklı yerini alırken bilinmelidir ki, katledilen ve kaybedilen yüzlerce gazeteci binlerce ilerici ve devrimciler başta olmak üzere, onurluca bir yaşam uğruna aramızdan ayrılan bütün “güvercinlerimiz” için mücadele ısrarımızdan halkın adaleti tecelli edene kadar asla vazgeçmeyeceğiz!
Hrant Dink faşizmin şovenist saldırılarına karşı yılmak bilmeyen mücadeleyi yaşamı haline getirdiği için faşist Türk devleti tarafından kalleşçe kurşunlandı. O soykırımları, inkar-imha ve ilhak siyasetini deşifre eden çalışmaları nedeniyle katledildi. Her zaman olduğu gibi, devletin resmi söylem ve ideolojisine karşı çıkan ve eleştirenin ’’katli vaciptir’’ fermanı Hrant içinde verildi ve uygulandı. Bugün de aynı uygulamalar tüm ezilenler, Kürtler, Aleviler ve azınlık milliyetler üzerinde aralıksız bir şekilde hiçbir sınır tanımada devam ettiriliyor.
O’nun yüzündeki tebessüm ve yüreğindeki cesaret, ölüm tehditlerine inatla yılmadan ve ölümü küçülterek karşı koyuşu bizlere örnek olmaya devam edecektir. Bizler biliyoruz ki, korkaklık faşizmin karakteridir, sınır tanımayan saldırıları korkaklığın somut dışa vurumudur. Cesaret korkuya karşı koymaktır ve korkuyu yenmektir. Bugün cesaretimizi kuşanarak Hrant için, Kürtler, Aleviler ve tüm ezilenler için mücadeleyi daha da yükselterek, hak ve özgürlüklerimizi kazanabiliriz.”