H. Merkezi: 19 Aralık Katliamının 17’inci yıl dönümüne ilişkin ATİK bir açıklama yaparak, “19 Aralık katliamının 17.yıl dönümünde ölümsüzleşen 128’leri saygıyla anarken, katliamı da bir kez daha lanetliyoruz. Devrim Şehitleri Ölümsüzdür! Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur! Tek Tip Elbiseye Hayır!” dedi.
Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK) 19 Aralık 2000 Katliamının 17. Yıl dönüme ilişkin yaptığı açıklamada,”Türk devletinin birçok konuda olduğu gibi, hapishanelere yönelik şiddet ve saldırıya dayalı politikasındaki geleneğini devamlı kılarak, politik tutsakları teslim almaya ve sindirmeye çalışmaktadır” dedi. TC devletinin tarihi boyunca defalarca hapishanelerdeki politik tutsaklara saldırarak katliamlar yaptığını belirten ATİK, 1996 süresiz açlık grevi ve ölüm orucu direnişinde 12 devrimci tutsağın şehit düşmesinin ardından Amed ve Ulucanlar zindanında kısa aralıklarla yapılan katliamlarda, toplam 20 devrimci tutsağın şehit düşmesinin bunlardan bazıları olduğunu hatırlattı.
“Tarihin defalarca tanık olduğu direnişlerde bu kez verilen bedel daha ağır oldu”
“Tarihin defalarca tanık olduğu direnişlerde bu kez verilen bedel daha ağır oldu!” diyen ATİK, TC devletinin farklı hapishanelerde yeni katliamlarla yaparak, devrimci tutsakları teslim alabilmek için her şeyi yaptığını söyledi.
ATİK, “Tutsakların 1999 yılında F tipine karşı başlatmış oldukları açlık grevinin ölüm orucuna dönüştürülmesi üzerine yapılan ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ sonucu 19 Aralık 2000 tarihinde 28 devrimci tutsak şehit düşerken, yüzlercesi de yaralandı” dedi. F tiplerine zorla geçişten sonra da Ölüm Orucu direnişi devam ettiğini anımsatan ATİK, toplam 128 devrimci tutsağın bu direnişte hayatını kaybettiğini belirtti.
Tutuklama terörün her gecen gün artığı dönemlerden geçildiğini sile getiren ATİK, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutsakların elde etmiş oldukları hakların bir bir gasp edildiğine de dikkat çekti.
“Tüm devrimci, demokrat ve yurtseverler kurumların birlikte hareket etmesi bir zorunluluk”
Elazığ, Tarsus, Şakran ve diğer birçok hapishanelerdeki uygulamaların, 12 Eylül döneminde yapılan saldırılardan farklı olmadığını ifade eden ATİK, PKK lideri Abdullah Öcalan başta olmak üzere, birçok tutsağa yılları bulan tecrit uygulanmakta olduğunu söyleyerek, ailelerin ve avukatların tutsaklardan haber almasına engel olunduğuna da dikkat çekti.
ATİK, 12 Eylül Faşist Cunta döneminde uygulanmak istenen “Tek Tip Elbise” uygulanmasının TC devleti tarafından yeniden gündeme getirilerek, tekleştirme anlayışını hapishanelerde de hayata geçirmeye çalışıldığını söyledi. Bu saldırıların her şeyden önce tutsakları teslim alma ve onları onursuzlaştırmaya yönelik bir çaba olduğunu kaydeden ATİK, “Onur ile onursuzluk arasında çizginin en çok inceldiği dönemlerde bile, bu uygulamayı ret eden tutsaklar, bu kez de direnişi seçerek, Tek Tip Elbise saldırısını boşa çıkaracaklarını deklere ettiler” dedi.
TC devletinin gelenekselleşmiş faşist saldırılarını boşa çıkarmak, devrimci tutsaklarla dayanışma içerisinde olmanın bugün her zamankinden daha önemli olduğuna vurgu yapan ATİK, tüm devrimci demokrat ve yurtseverler kurumların birlikte hareket etmesinin bir zorunluluk olduğunu belirtti.
ATİK açıklamasını şu şekilde sonlandırdı; “19 Aralık katliamının 17.yıl dönümünde ölümsüzleşen 128’leri saygıyla anarken, katliamı da bir kez daha lanetliyoruz. Devrim Şehitleri Ölümsüzdür! Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur! Tek Tip Elbiseye Hayır!”