Asrın Hukuk Bürosu avukatları, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi’nde tutsak olan müvekkilleri Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’a dair verilen aile yasağı ile son disiplin cezasına ilişkin 17 Ocak 2020 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuruda bulundu. Avukatlar, müvekkillerinin adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini kaydederek, ihlalleri açıklanan hakların tespit edilmesini talep etti.
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre başvuruda adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından biri olan mahkemeye erişim hakkının engellendiğine vurgusu yapıldı.
İmralı Hapishanesi’ndeki müvekkillerine son 15 ay içerisinde sistematik olarak 3’er aylık ziyaretçi yasaklaması biçiminde disiplin cezasının verildiği belirtilen başvuruda, verilen bir cezanın üç ay süreyle uygulandığı, yaptırım süresinin bitimine doğru yeni bir disiplin cezasının uygulanmasına geçildiğine işaret edildi.
Aynı başvurucuların, aynı disiplin cezasına 15 ay içerisinde beşinci kez maruz bırakıldığı belirtilen başvuruda, “Başvuru konusu son disiplin cezası, bu sürecin son halkasıdır. Bu cezaların tamamında avukatların disiplin dosyasına erişme talepleri ret edilmiş, disiplin yargılamasının dışında tutulmuşlardır. Uygulanan beş disiplin cezası da aynı gerekçeyle açılmış, aynı yaptırıma bağlanmış, aynı biçimde başvurucu vekillerinden gizlenerek yürütülmüş, aynı sınırlamalara tabi kılınmıştır” ifadelerine yer verildi.
Siyasi görüş nedeniyle bu muameleye tabi tutuluyorlar
Başvuruculardan Abdullah Öcalan’ın 7 Ağustos 2019 tarihinden beri avukatlarıyla görüştürülmediğine dikkat çekilen başvuruda, diğer başvurucuların ise İmralı Hapishanesi’ne getirildikleri tarihten itibaren hiçbir avukat görüşmesi yapmalarına izin verilmediği hatırlatıldı.
Başvurucuların sözleşme ile güvence altına alınan mahkemeye erişim ve avukatları ile görüşme hakkının sağlanmasına ilişkin taleplerin, iç hukukta gerçekleştirecek etkili bir mekanizmanın bulunmadığına dikkat çekilen başvuruda, başvurucular adına yasalarda düzenlenen yargı mercilerine başvurulmuş olmasına rağmen sonuç alınamadığı ifade edildi.
Başvurucuların etnik kökenleri ve siyasi görüşleri nedeniyle farklı muameleye tabi tutulduklarını belirtilen başvuruda, “İmralı Cezaevi’ndeki mahpusların tamamını oluşturan dört başvurucu açısından, diğer cezaevlerinde rastlanmayan türden haksız ve özel bir kısıtlılık hali yaratmaktadır. Uygulamanın son 15 ayın tamamını kapsayan ve tüm disiplin cezalarında karara dönüştürülen bir kısıtlama haline gelmesi, yani sistematik ve total bir engelleme halini alması, kısıtlamayı orantısız, ölçüsüz ve demokratik bir toplumda gerekli olmayan bir müdahale haline getirmektedir” ifadelerine yer verilerek, ihlalleri açıklanan hakların tespit edilmesi talep edildi.