İstanbul: Wan depreminin ardından startı verilen kentsel dönüşüm projesi ile emekçi mahalleler talan edilmek isteniyor. Birçok tarihi doku tahrip edilirken buradan elde edilmek istenen kâr, özel şirketlere aralanan kapı “şefaat ya inşaat” sözüyle açık şekilde anlatılabilir. Talan edilmek istenen emekçi mahallelerden birisi de Esenyurt Ardıçlı Mahallesi. 4 Mart günü yaptıkları eylemle seslerini duyuran mahalle halkı kararlı bir şekilde talana karşı çıkıyor. Özgür Gelecek gazetesi olarak Ardıçlı Mahallesi’ne giderek mahalle sakinlerinden Hasan Ayhan ile bir röportaj yaptık.
“Burayı Sulukule yapmak istiyorlar”
Hasan Ayhan: Ben 1990’da buradan arsa aldım. Buraya ev yaptığımda etraf boştu. Biz noter senetleriyle aldık arazimizi. Yaklaşık 20 yıldır buraları tapuya çeviremiyorduk. 2010 yılında mahkeme bitti ve biz tapularımızı aldık. Ancak mahkeme bitene kadar buradaki arsalar ve tapular kişilere kaydırılmış. Kaydırılan kişilerin hemen hepsi de ne hikmetse emlakçı.
Biz buranın elektriğini, suyunu, doğalgazını, vergisini her şeyini bu yıla kadar ödedik. Elimizde kağıtları var ödediğimize dair. Ancak bir baktık; arsamızın, evimizin ortakları var. 23 yıldır bizim ortağımız yoktu şimdi nereden çıktı bunlar? Bunları bizim başımıza kim getirdi? Bir de gelenlerin hepsi nasıl emlakçı olabiliyor? Bir türlü anlam veremedik.
– Nasıl ortak oluyorlar, bunu biraz açabilir misiniz?
– Ben 1990’da bu arsayı aldığımda tek başıma aldım, kimseyle ortaklaşa almadım. Evimi de kendim yaptım. Ama şimdi bakıyorsun ki, 1100 metrekarelik yer, çıkan ortaklar yüzünden 200 metrekareye düşüyor. Yani notere 1100 metrekarelik yer için para veriyorsunuz. Gökten zembille inen ortaklarla bu arazi gasp ediliyor.
Bir de benim anlamadığım bir şey daha var. Buranın mülki sahipleri çok eski. 1970’te buradan arsa alan var. Ama bakıyorsun ki senin ortağın 25 yaşında. Bu da bir oyunun olduğunu gösteriyor.
– Siz bu durumu nasıl yorumluyorsunuz. Sizce arka planında neler yatıyor?
– Zaten burada toplu konut projeleri var. Buradan rant sağlayacaklar. Bizi soyup soğana çevirip buralardan sürecekler. Bunu yapacak güçleri de var. Her türlü yasa çıkarıldı bu hırsızlar için. Bakanlık bile kuruldu. Bizi Sulukule gibi kaldırıp atacaklar buradan. Bir de borçlu gönderecekler.
“Bizim paramızla Umre’ye gidiyor”
– Buradan rant elde etmek istediklerini söylediniz. Ancak bunu yapabilmeleri için yasal bir dayanakları olmak zorunda. Sizlerin de tapularınız ve senetleriniz var.
– İnsanlar buranın durumunu çözemiyor zaten. Anlam veremedik. Elimizde her türlü resmi evrak var. Kazanmamız yüzde yüz. Avukatlar da böyle söylüyor. Ama belediyeye “hakkınızda dava açacağız” dediğimizde “gidin açın” diyorlar. Kendilerine bu kadar güveniyorlar. Anlayacağınız mahkeme köşelerinde kendilerini garantiye almışlar.
– Belediyenin bölgeye dair bir projesi var mı?
– Buralar bölüm bölüm ayrılıyor tapu numaralarına göre. Belediye buralara site kurmak istiyor. Örneğin 1703 no’lu tapu bölgesinde üniversite kampüsü yapılacak. Bu ana projede duruyor. Ancak projeyi bize açıklamadılar.
– “Siteler yapılacak” dediniz. Buranın fizibilite çalışması var mı? Yani buranın zemini yüksek katlı mimarilere uygun mu?
– Hayır uygun değil. Buranın zemini yumuşak. Biz evlerimize bir kat çıkacağımızda çıkıp bize “depreme dayanıksız bir zemini var” diyorlar. Ama kendileri burada siteler kuracaklar.
– Bu konuya ilişkin bir görüşme gerçekleştirdiniz mi?
– Yıllardır bu sorun yaşanıyor. Her seçimde gelip bize bunları düzeltileceği sözü veriliyor. Ama hiçbiri yapılmıyor. Belediye ile kaç defa görüşme yapıldı, hatırlamıyorum. O kadar çok! Belediye Başkan Yardımcısı Emin Batmazoğlu seçimlerde buraya ilk geldiğinde bize her hane 500 TL getirirse bu işi çözeceğini belirtti. Biz de buna uyduk. Ama bir şey çıkmadı. Bir de Umre’ye gidiyor, dua ediyor. Bizim paramızla gidiyor. Ben söylüyorum; o adam cennete gidecekse beni cehenneme atsınlar. Buraya cami yaptırdılar. Burası Alevi mahallesi, mahallenin tam ortasına cami diktiler. O kadar para yatırımını buranın halkına değil camisine yapıyorlar. Yeri gelmişken söyleyeyim burada tapular öyle bir satıldı ki şu an yapılan caminin arsasının bile sahibi var.
“Diğer mahallelerle dayanışma içinde olacağız”
– Peki ne yapmayı düşünüyorsunuz?
– Bu konuda yapacak tek şey mücadelemize devam etmek. Eylemlerimize devam edeceğiz. Yani devlet bizim gözümüzü gerçekten açtı. Devlet bize diyor ki; ben sizin arsanıza geleceğim, siz de benimle çatışın ya da gelen ortaklarınızı vurun. Madem devlet baba suç işlememizi istiyor, biz de gerekirse işleriz.
– Son olarak bu mücadele süreci size bir şey öğretti mi?
– Elbette öğretti, her şeyden önce biz kendi hakkımızı aramıyormuşuz. Hakkımı aramayı öğrendim. Bir de insanlara güvenmediğimi gördüm. Meğer ne çok ortak sorunumuz varmış. Küs olduğum insanlarla Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu’nun karşısına çıktım. Hakkımı savundum. Dernekleşmek gerekiyormuş, haklarımızı aramak için.
– Nasıl bir dernek? Adı ne olacak?
– Yani tam olarak anlatamayacağım ama mahallemizde yaşanan tüm mağduriyetleri giderecek bir dernek olmalı. Eşinden dayak yiyen kadın da gelecek, çocuk da. Kavga eden gençler de gelecek… Anlayacağınız mahallemizdeki herkesi üye yapacağız. Diğer mahallelerle dayanışma içinde olacağız…
