Ankara Liseli YDG olarak Berkin Elvan’ın ölüm yıldönümü vesilesiyle gerçekleştirdiğimiz kendi eylemliliklerimizin ve ortak hareket ettiğimiz çalışmaların değerlendirmesini kendi içimizde yapma fırsatı bulsak da, ortak örgütlediğimiz eylem için aynı şansı yakalayamadık.
Çağrısını yaptığımız “değerlendirme toplantısına” DLB’nin “gerek yok” yanıtı ve www.kızılbayrak.net sitesinde çıkan eylem değerlendirmeleri üzerine bu yazıyı “zorunlu” kaldığımız için kaleme alıyoruz. (Özgür Lise değerlendirme toplantısını kabul etse de, DLB’nin tutumundan kaynaklı böyle bir ortam oluşamamıştır.)
Ortak eylem sürecine dair kısa bir bakış
Geçtiğimiz haftalarda Berkin Elvan’ımızın katledilişinin 1. yıl dönümü olması vesilesiyle eylemler örgütlenmiş, Liseli YDG olarak da süreci merkezi olarak ele alarak bulunduğumuz bütün alanlarda çalışmalara yoğunlaşmıştık.
Ankara’da ise süreci iki aşama olarak planlayarak, bir kendi eylemliliklerimiz noktasında bir de ortak nelerin yapılabileceği üzerine tartışmalar yaptık. Kendi çalışmalarımızın son ayağı olarak ‘’Dilek Fenerlerimizi Uçuruyoruz ‘’ adlı etkinliğimizi gerçekleştirmiştik. (Kendi çalışmalarımıza dair neler yaptığımızı ayrıntılı bir şekilde yazma ihtiyacı duymuyoruz. Çalışmalarımızı haber şeklinde yayınlarımızdan duyurduk.) Fakat sadece bununla sınırlı kalmayarak sokakları zapt etmek için ortak eylemler örgütlenmeye başlanmış biz de eylem birlikteliği çağrılarına kulak vererek toplantılara katılmıştık. Bizim toplantılara bakış açımız eylemleri ortaklaştırmak ve daha güçlü bir şekilde alanlarda hesap sorma şiarlarıyla hareket etmekti. Fakat bir Ankara klasiği olarak toplantı çağrılarına kulak vermeyen ‘’ Liseli Genç Umut, Dev-Lis‘’ gibi kurumlar ise toplantıya katılmayarak dar grupçu çizgide ısrar etmişlerdi. Ortaklaşılabilen süreç için ise Liseli YDG, DLB, Özgür Lise, Marksist Liseliler olarak 11 Mart’ta bir eylem örgütleme kararı aldık ve güzergah tartışılırken ‘’ Marksist Liseliler ‘’ güzergahtan dolayı eylemden çekildiklerini belirtti. LÖB ise ortak eylem toplantısına katılmadı.
Toplantıda aldığımız kararlar şöyle;
- Eylemin kitle çalışmasının ortak bir şekilde yapılmaması. Her kurumun kendi çalışmasıyla eylemin çağrısını güçlendirmesi.
- Eylemin sosyal medya ayağının ortak bir şekilde yürütülmesi.
- Pankart hazırlanışı vs. teknik işler.
- Eylem anında her kurumdan temsilciler belirlenip görüşmelerin ve inisiyatifin onlarda olması.
- Eylem güzergâhı, sloganlar.
- Önümüz çevik kuvvet tarafından kesildiği zaman hiçbir şekilde geri çekilmeyip, polisin önerilerini kabul etmeyerek belirlediğimiz güzergâhta kalarak direnmek.
Ankara DLB’nin dar grupçu yaklaşımlarına dair
Bu kararlar ışığında, DLB’nin ortak eylem sürecini de değerlendiren yazılarından yola çıkacak olursak;
DLB değerlendirmesinde sürece dair kendilerinin neler yaptığını ayrıntılı bir şekilde anlatmış, ancak diğer kurumların neler yaptığını kurumlara sorarak ya da araştırma yaparak bile öğrenmeye çalışmamıştır.
‘’Ancak eylem diğer güçler tarafından aynı hazırlıkla örgütlenmemiştir. Ortak eylem yine kendi içerisine sıkışan bir eylem birlikteliğine dönüşmüştür.’’ (Berkin Elvan Eylemi Işığında / Ankara DLB)
Kararlara baktığımızda yapılan eleştirinin haksız olduğunu görebiliyoruz. Çünkü eylemde pankart, sosyal medya vs. dışında çalışmalarda hiçbir şekilde ortaklaştırılmayacağı kararı alınmıştı. Aynı zamanda eylemin diğer güçler tarafından aynı hazırlıkla örgütlenmediği belirtiliyor. Biz bunu, diğer kurumların nerede, ne zaman, ne yaptığını hiçbir şekilde sorgulamadan, değerlendirmeden yapılmış bir eleştiri olarak görüyoruz. Eylem sonrası Liseli YDG olarak bir değerlendirme toplantısı talebinde bulunmuş, bu talebi 2-3 kere yinelemiştik. Fakat gel gelelim ki değerlendirme toplantısının reddedilmesi (üstelik “değerlendirmeye gerek yok” denilerek) ile birlikte tam da kendilerinin de “dar grupçuluk” olarak ifade ettikleri eleştirilere konu olabilecek nitelikte bir yazı yazmışlardır. Bizim de Liseli YDG olarak eylemin başladığı andan bitişine kadar birçok eleştirimiz mevcuttu fakat yayınladıkları ‘değerlendirme’ ile bunun, devrimci çalışma tarzına uyulmayarak, önü kesilmiş, ortak sürecin ortak değerlendirmeye alınması engellenmiştir. Ve bizce esas olan da ortak eylemliliklerin değerlendirmelerinin ortak bir şekilde yapıldığı değerlendirme toplantılarıdır.
Bizim de Liseli YDG olarak, “değerlendirme toplantısının” yapılmayacağının DLB’li arkadaşlar tarafından netleştirilmesi ile sürece dair sunacağımız belli başlı eleştiri ve önerilerimiz şunlardır;
- Eylem başlangıcında liseli olmayan DGB’li bir arkadaşın, kurum temsilcilerinin inisiyatifini kırıp, çevik kuvvetin önümüzü kestiğinde tek başına polis ile görüşme yapması yanlıştır. Bu görüşmeyi neye dayanarak yapmıştır? Burada ise liseli temsilcilerinin inisiyatifinin kırılmasını mahkûm ediyoruz. Aynı tarzın eylem boyunca sürmesi, liseliler olarak kabul edemeyeceğimiz bir durumdur.
- Ortak süreçlerde devrimci kültür anlayışı, eylem değerlendirmesini ve eleştirileri toplantıda alıp ortak tartışmaları yaptıktan sonra kamuoyuna sunulmasını gerektirir. Fakat bu olay bu şekilde gerçekleşmemiş, DLB “değerlendirmeye gerek yok” diyerek toplantı çağrısını reddetmiştir! Bizce değerlendirme toplantısı olmasa dahi, yazılacak ve kitleye sunulacak herhangi bir değerlendirme metni kendi yaptığımızla birlikte diğer kurumların da neler yaptığını takip edip, araştırarak ve de titizlikle sunulmalıdır.
- Polisin saldırı hazırlığı yapmaya başladığında eylem alanında sadece DLB ve Liseli YDG’nin kalmasıyla ortak bir duruş sağlanamaması olumsuz bir görüntü yaratmıştır.
- Önümüzdeki süreçte bu tür ortak eylemlerde, çok daha geniş bir bileşenle ve doğru çalışma tarzıyla süreçler örgütlemeyi önemsiyoruz.
- Ortak örgütlenen eylemlerde çalışmaların da ortaklaştırılması ve daha geniş kitleye birlikte ulaşabilmenin önemli olduğunu düşünüyoruz.