GüncelMakaleler

ANALİZ | Sansür Yasası; Toplumsal Çelişkileri Gizleme ve Muhalefeti Boğma Hamlesi

Bu yasa ile, AKP-MHP iktidarı seçim süreci boyunca kamuoyunu yanlış bilgilendirmeyi, manipüle etmeyi ve gerek burjuva muhalefetin gerekse de devrimci, ilerici güçlerin sesini kısmayı, güçten düşürmeyi ve etkisizleştirmeyi hedeflemektedir.

AKP-MHP faşist bloğu tarafından hazırlıkları bir süredir yapılan ve “Dezenformasyonla mücadele düzenlemesi” olarak kamuoyuna sunulan gerçekte ise “Sansür Yasası” olarak bilinen “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı. Gazetecilik faaliyetleri, internet medyası ve sosyal medya ile ilgili yeni yaptırımlar öngören Sansür Yasası, AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi.

Bu yeni düzenleme, AKP-MHP iktidarının bu alan üzerindeki denetim, baskı ve cezalandırma tasarrufunu genişletmesini beraberinde getiriyor. Nitekim partili Cumhurbaşkanı R.T.Erdoğan ve iktidarın küçük ortağı MHP tarafından sıklıkla hedef tahtasına konulan sosyal medya mecraları, ana akım/yandaş medyaya mahkum edilmek istenen geniş kamuoyu için adeta bir nefes borusu işlevi görüyordu.Yeni yasa ile yapılan düzenlemelere bir göz atmak söz konusu adım ile iktidarın neyi hedeflediğini anlamak açısından yararlı olacaktır.

Yasanın 29. maddesiyle Türk Ceza Kanunu’na “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçu ve hapis cezası eklendi. İlgili madde göre: “Halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak.”

Örneğin, Enflasyon Araştırma Grubu uzmanları enflasyon verilerini açıkladığı için hapis cezasıyla yargılanabilecek. Veyahut ekonomistler, Hazine ve Maliye Bakanının yaptığı açıklamaların aksi görüş beyan ettiğinde soluğu Silivri’de alabilecek. Öte yandan burjuva siyaset sahnesi açısından Ankara kulislerinde AKP-MHP aleyhine konuşulanları yazan gazetecilere yargılanmanın önü açılacak.

“Yanıltıcı bilgi” olduğu öne sürülen haber veya sosyal medya paylaşımlarını beğenen kişiler “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma”dan hapisle cezalandırılabilecek. Yanıltıcı bilgiden kastın, R.T.Erdoğan’a, AKP’ye, MHP’ye yahut iktidarın herhangi bir açıklama, politika ve uygulamasına yönelik eleştirel bir tutum, yaklaşım olduğunu söylemeye gerek yok sanırız.

Diğer yandan Whatsapp’tan yaptığımız görüşmelerin verileri bir üst yazıyla paylaşılacak. Sosyal ağ sağlayıcıları, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) istediği bilgileri vermekle yükümlü olacak. Yeni getirilen “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunun da olduğu İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun kapsamındaki suçlara ilişkin içerikler ile başlık etiketlerinin yayınlanmamasına ilişkin kendi sistem, mekanizma ve algoritmasında BTK’yle işbirliği halinde gerekli “tedbirleri” alacak.

Başka bir deyişle sosyal medya cendereye alınacak, anlık mesajlaşma uygulamaları bundan sonra görüşmelere ilişkin bilgileri BTK’ya verecek. Gazetecilerin basın kartı taşımasının hiçbir anlamı kalmayacak, çünkü dernek ve vakıf yöneticilerinin basın kartı alabilmesi için medya alanında faaliyet göstermesi yeterli olacak.

Basın İlân Kurumu, gazetelere ve internet haber sitelerine hem para hem ceza veren bir kurum olarak geniş yetkilerle donatılacak. Tıpkı, televizyon ve radyolar üzerinde kılıcını sallayan RTÜK gibi yazılı ve dijital medya üzerindeki baskısını artıracak, iktidarın emir eri görevini daha etkin bir şekilde yerine getirecek.

BTK ile BİK, basılı ve dijital medyanın yanısıra sosyal medya ile Whatsapp gibi haberleşme uygulamalarını da çok sıkı bir denetim ve ceza tehdidi altına alınacak. Kullanıcı bilgilerini vermek ya da suç işlediği öne sürülen hesaplarla ilgili işlem yapmak gibi ağır yükümlülükleri kabul etmeyen sosyal medya şirketlerinin bant genişliği yüzde 95 oranında daraltılacak. Böyle olunca hepimizin her gün kullandığı bu uygulamalar çalışmayacak. Yerel gazetelerin ana yaşam kaynağı olan resmi ilân gelirinin yüzde 75’i buharlaşacak, matbaalar çalışamaz hâle gelecek.

Özetle; İktidar, sosyal medya üzerindeki baskı mekanizmasını, BTK, BİK ve mahkemeler eliyle ağırlaştıracak bir düzenlemeyi yaşama geçirmiş durumda.

Söz konusu yasanın basın meslek alanında ciddi sonuçları olacak olsa da asıl hedef geniş kesimler. Bu düzenlemeler ile geniş emekçi kitlelerin her türlü yazışması, haberleşmesi, bilgi paylaşımı ve elbette AKP-MHP iktidarına yönelik muhalefeti, aykırı görüş ve eyleminin cezalandırılmasının yasal dayanağı hazırlanmış durumda. Daha doğrusu zaten var olan yasal dayanağın kapsamı ve cezai yaptırımları genişletilmiş durumda.

AKP iktidarı, elindeki devlet aygıtlarının sunduğu imkanlara rağmen ezilenlerin haber alma hakkı, bilgi paylaşımı üzerinde tam bir tahakkümü bugüne kadar kuramadı. Ağırlaşan ekonomik ve siyasi kriz ortamında, iktidar için en ufak bir bilgi kırıntısının; hayat pahalılığına, açlık ve sefalete, baskı ve zulme dair en küçük bir gelişmenin yayılması, duyulması büyük bir tehlike olarak görülür oldu.

AKP-MHP iktidarı, keskinleşen çelişkileri, derinleşen krizi yönetemediği oranda gerçekleri gizleme, çarpıtma yoluna girdi. Bugün sokak röportajlarının bile yasaklanmak istenmesi, toplumun kılcal damarlarında gelişen tepkilerden duyulan korkunun bir sonucudur. Açık ki iktidar tek bir kıvılcımın bütün bozkırı tutuşturacağını çok iyi bilmektedir. Sansür Yasası, Türk sermayesinin işçi sınıfı ve ezilen emekçi kitlelerin, Kürt ulusunun, kadın ve LGBTİ+ların gelişen mücadelesinin sesini kısmak, görünmez kılmak ve yok saymak gibi stratejik hedeflerin bir sonucu olarak gündeme gelmiştir.

Yasanın AKP-MHP eliyle gündeme getirilmesi bu işin sadece görünen yüzüdür. Diğer yandan bu stratejik yaklaşımla uyumlu bir şekilde Sansür Yasası’nın, iktidardaki mevcut kliğin rakipleri karşısında üstünlük kurma mücadelesinde de etkin bir araç işlevi göreceğine şüphe yoktur.

Sansür Yasası’nın, AKP-MHP iktidarının seçim hazırlıkları kapsamında attığı adımlardan biri olduğu da açıktır. Bu yasa ile, AKP-MHP iktidarı seçim süreci boyunca kamuoyunu yanlış bilgilendirmeyi, manipüle etmeyi ve gerek burjuva muhalefetin gerekse de devrimci, ilerici güçlerin sesini kısmayı, güçten düşürmeyi ve etkisizleştirmeyi hedeflemektedir. Ancak 2015’ten bugüne

katliamlar, gözaltı ve tutuklamalar nasıl devrimci, yurtsever güçlerin, kitlelerin mücadelesini durdurmadıysa bu yasa da durduramayacaktır.

Zira, ezilenler, yaşadıkları sömürü ve zulüm düzenine karşı mücadele etmenin, direnişin sesini duyurmanın mutlaka bir yolunu bulmuştur/bulacaktır! Ezilenlerin direnişi ve bilinci tıpkı gerçekler gibi devrimcidir!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu