Pandemi döneminin iktidarın sınıfsal pozisyonunu açık bir şekilde ortaya çıkarmasında berrak bir tablo ortaya çıkardığını çokça belirtmiştik.
Bu berraklığın bugün açığa çıkan gerçeklerle beraber hiçbir tartışmaya gerek bırakmadığı ortadadır. Sürecin başından itibaren ortaya çıkan ikiyüzlülük artık pervasız bir hal almış, gizlenmeye ihtiyaç duyulmamaktadır.
Başta ulaşılamayan ama bazılarının oyun oynadığı test kitleri videolarının yerini bugün lebalep kongre, hınca hınç cenaze, sırası gelmemesine rağmen evinde aşı olanların videoları almıştır.
Kârlarına kâr katanlar ile o şirketlerde pandemi bahanesi ile işten çıkarılanlar yani kalkan olunanla kolonya vaat edilenlerin durumu sürecin özeti olarak karşımıza çıkmaktadır.
TTB; Sağlık Bakanlığı Verileri Tartışmalıdır!
Türk Tabipler Birliği(TTB) Covid-19 pandemisi 11. Ay Değerlendirme Raporunu yayınladı. Raporda okulların kapalı olmasının çocukların hem beden hem de ruh sağlıklarını olumsuz etkilediğini, gerekli önlemler alınarak okulların açılmasının gerektiği belirtildi.
Salgınla mücadelede önemli olanın birinci basamak hizmetlerinin doğru organize edilmesidir tespiti yapılan raporda, “Temel amaç hastalığın yayılmasının önüne geçmektir ve bunun için en etkin yöntem salgının sahada yönetilmesidir.” Aşı tartışmalarına da değinen TTB aşıların yeterli dozlarda olmadığını, ne zaman geleceği konusunda yeterli ve açık bir bilgiye sahip olmadıklarını belirtti.
Raporda “Tüm dünyada yaşanan Covid-19 pandemisi, işyeri hekimlerinin çalışma koşullarında sorunları arttırmış, gerek sağlık çalışanı sağlığı gerekse işçi sağlığı açısından riskler artmıştır. Toplumun geri kalanının yaşamını sürdürmesi için üretmeye devam etmek zorunda kalan ve aileleri ile birlikte nüfusun büyük bir kesimini oluşturan, potansiyel bulaş kaynağı olabildikleri göz önüne alındığında tüm emekçiler ve çalıştıkları işyerleri en kritik alanlardır.” denildi.
Raporda, Covid-19 salgını başladığından beri, 11 Şubat 2021 tarihine kadar Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre 2.564.427 vaka ve 27.187 Covid-19 kaynaklı ölüm kaydedildiği belirtilmektedir. Aynı zaman da yayınlanan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ölüm istatistiklerini inceleyen TTB; 5 yılın ortalaması baz alındığında, 2020 yılında, 1950 ve daha önce doğmuş 70.000’i aşkın kişinin fazladan ölümünden bahsetmektedir. TTB’nin raporunda; “Sadece TÜİK verilerine bakıldığında bile, Sağlık Bakanlığı verilerinin ve sağlık sistemimizin tüm çelişkileriyle tartışılmaya açık olduğu, net bir şekilde görülmektedir”, tespiti yapılmaktadır.
Lebalep Dolu Kongrelerde Halk Sağlığı Hiçe Sayıldı!
Pandeminin başından itibaren halk sağlığı hiçe sayılarak binlerce insan alınan-alınmayan önlemlerden kaynaklı yaşamını kaybetti. Pandemi dönemini bir başarı hikâyesine dönüştürmeye çalışan iktidar, halktan gerçekleri gizleyerek bunu başarmaya çalışmaktadır. Kendi sorumluluğunu gizleyip ölümlerin artmasını, vaka sayılarının yükselmesini; insanların kişisel olarak pandemi kurallarına uyup uymamasına bağlayarak, tüm sorumluluğu pandemiden en fazla etkilenen insanlara atmaktan çekinmemektedir.
Süreç başından itibaren tam bir ikiyüzlülükle yönetilmektedir. Tıklım tıklım otobüslerde işe gitmek zorunda olanlara pandemi kuralları hatırlatılarak, diğer yandan yasaklara rağmen kongrelerde masaların üzerlerinde eğlenceler yapılabilmektedir. Bir taraftan virüsle mücadelede maske takmayana, sokağa çıkma yasağına uymayana para cezası kesilip televizyonlarda reklamı yapılırken, diğer taraftan kapalı salonlarda tıklım tıklım kongreler, fiziksel mesafeye dikkat edilmeyen cenaze törenleri gerçekleştirilmektedir.
Halka hiçbir yardımda bulunmayan iktidar vergi borçlarını silmesi gerekirken, hafta sonu sokağa çıkma yasağından muaf olan kişilere vergi borcu olup ödemeye gitmek isteyenleri ekleyebilmektedir.
“İşte şu salonun hali… Bakın bir kongre yapıyoruz, salgının olduğu bir dönemde kongre yapıyoruz ve Rize’de salon lebalep dolu.” R.T. Erdoğan’ın Rize AKP kongresinde salonun dolu olmasını öven sözleri pandemi sürecinin nasıl yaşandığının göstergesidir. Kendi çıkarlarına ne uygunsa iktidar onu yapmaktadır. Kongrelerini bir güç gösterisine dönüştürmek için bütün gücünü kullanmıştır. Bunun yanında iktidar kendi üyelerinin bile yaşamlarını tehlikeye atmaktan çekinmemiştir. Kongre yapılan Karadeniz illerinin vakaların en çok arttığı iller olarak kayda geçmesi dikkat çekmiştir. Tabip odalarına göre vaka sayılarının artmasında kongrelerin etkisi olabilir, ancak asıl neden tek başına kongrelerin olmadığını belirtmektedirler. Bizimde burada değinmek istediğimiz vakaları kongrelerin arttırdığı meselesi değil, iktidarın yaptığı kongrelerdeki anlayışının pandemi sürecinin gerçekliği olmasıdır.
Size Pandemi Yok Bize Mi Var!
Kongrelerin doluluğu ile övünenler pandemi kapsamında aylardır kapalı olan kafe ve restoranların, esnafın durumunu görmezden gelmektedir. Salonlar dolu iken esnafın kepengi kapalıdır. Herkese mesafe diyen Sağlık Bakanı hınca hınç cenazelere katılabilmektedir. Sermayeye milyarlarca destek paketleri açıklarken insanlar işsizlik ve virüsle baş başa bırakılmıştır.
Lebalep dolu olmakla övünen anlayış ile ‘kapanan işyeri falan yok’ açıklaması yapan anlayış aynıdır. Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Sicil Gazetesi verilerine göre, 2020 yılında en az 99 bin 588 esnaf, meslekten ve sicilden terkini gerçekleştirerek kepenk kapatmak zorunda kalmıştır. Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı verilerde ise ülke genelinde 30 bin 931 şirket kapanmış. Hane halkı borcu, kredi miktarları ve haciz dosyaları rekor seviyeler tırmanmış durumda. Ertelenen vergi, kredi ve kira gibi ödemelerin tarihleri gelmiş durumda. Çok sayıda esnaf ertelemeye başvurduğu için eklenen faiz oranlarıyla birlikte daha fazla borç ödemek durumunda kalacak.
En küçük hak arama mücadelesi için bir araya gelmeyi pandemi ile mücadele kapsamında yasaklayan iktidar binlerce insanı bir araya getirmekte sorun görmemektedir. Trabzon’un Akçaabat ilçesinde gece saatlerinde otoyolun üzerine sandalye koyarak oturma eylemi yapan işyerleri kapalı olan iki esnafın “Kongreye izin var, mekânları açma yok he mi? Mekânları açmıyorsunuz he mi? Bu insanlar kirayı nasıl ödeyecek? Size pandemi yok, bize pandemi var öyle mi?” sözleri süreci özetlemek için yeterlidir.