GüncelMakaleler

ANALİZ | Artsakh İşgal Altında, Tatik ile Papik Çalındı-Gasp Edildi!

"Ermeni tarihi ve kültürünün bir parçası olan Tatik ile Papik’in Azerbaycan işgalcileri tarafından gasp edilmesine karşı çıkmak herkesin görevi olmalıdır"

SSCB’nin dağılmasından sonra Artsakh’ta yapılan referandumda halkın % 99.89’unun evet oyu ile kendi kaderini tayin eden, özgürlük ve bağımsızlığını 2 Eylül 1991 tarihinde ilan eden Artsakh halkı, artık iki bin yıldan fazla zamandır yaşadıkları topraklar üzerinde yaşamıyor. Binlerce şehit vererek, özgürlük ve bağımsızlığını korumaya çalışan Artsakh halkı, varlığını ancak 32 yıl sürdürebildi. Eylül 2023’ten itibaren Türk-Azerbaycan ve İsrail devletlerinin saldırıları, Rusya’nın da onaylaması ile 150.000 kişi tehcire tabi tutularak, 1915 gibi bir kez daha bilinmeyen yollara düştü.

2 Eylül 1991’de ilan edilen Artsakh Cumhuriyeti’nin kuruluşunu hiçbir zaman kabul etmeyen, daha doğrusu yeryüzünde Ermeni varlığına tahammül etmeyen, topyekün imhası için bütün yol ve yöntemleri deneyen İttihat ve Terakki geleneği, Artsakh halkının tehcir edilmesinde birinci derecede rol oynadı.

Özgürlük ve bağımsızlığı kazanmanın zorluklarıyla daha ilk günden itibaren karşılaşıldı. Ağır bedeller ödendi. Halen daha ödeniyor. Artsakh Cumhuriyeti’nin bir dönem görev yapmış siyasi temsilcileriyle, savaşta esir alınan askerler ve bazı siviller halen siyasi tutuklu olarak, Bakü zindanlarında rehine olarak tutuluyor. A.Harutyunyan, D.Baboyan, A.Ğugasyan, D.İşhanyan, D.Marakyan, B.Sahakyan, L.Mnatasakyan ve Ruben Vardanyan gibi isimler rehine olarak tutuluyor. Haksız yere “yargılanacakları” günleri bekliyorlar.

En son V.Putin ile İ.Aliyev’in Bakü’de görüşmelerinde Rus ve Ermeni vatandaşı olan yurtsever, milyarder işadamı R.Vardanyan’ın hapishaneden getirilerek Putin ile görüştürüldüğü ve en geç yılbaşı veya sonraki aylarda salıverileceği iddiaları, Azerbaycan muhalif kanallarda dile getirilmişti. 2 Eylül; Artsakh’ın özgürlük ve bağımsızlığının ilan edildiği gün Yeravan’da kutlanırken, Artsakh’ın teslim edilmesine sebep olan bugünkü Ermenistan siyasi iradesinin, iktidara geldiği günden bu yana geçen zaman dilimi sorgulanmaya ve hesap sormaya muhtaç hale gelmiştir.

2018 yılında “Kadife Devrim” ile Koçaryan-Sarkisyan iktidarlarının bütün olumsuzluklarını kullanarak gelen N.Paşinyan, 70 yıllık SSCB dönemi politikalarını inkar ve reddederek Ermenistan’ın geleceğini ABD-AB’ye, askeri olarak da NATO ülkeleri arasında görmektedir. Dünya’da ihraç edilen renkli devrimlerin Ermenistan ayağında görevlendirilen N.Paşinyan yönetiminde Ermenistan’a Artsakh kaybettirildi. Teslim edildi. Gürcistan’dan Osetya-Abhazya koparıldı. Halen devam eden Ukrayna-Rusya savaşında, Ukrayna diye ne devlet ne asker ne de mühimmat kaldı. Batı emperyalimi yanlısı politikaların sonucu görüldüğü gibi, her zaman hüsranla biterken, en büyük yıkımı ezilen halklar yaşamıştır. Ezilen haklar milliyetçilik adına birbirlerine düşman edilirken, ağır bedeller ödemişlerdir.

Tatik ile Papik (Dede ile Nine) Ermeni kimliği ve kültürün sembolüdür! Gasp edilemez!

Aralık 2022 yılından itibaren Ermenistan ile tek geçiş yolu olan Laçin Koridoru üzerinde “çevre aktivistleri” görünümünde, özel savaş elemanlarının geçiş bağlantısını bloke etmesinden dokuz ay sonra, Eylül 2023’te Artsakh tamamen Azerbaycan kontrolüne geçti. İşgal edildi. Bu duruma sebep olan, Artsakh’ı teslim eden N.Paşinyan ile bir avuç teslimiyet ve ihanet kliği “Karabağ, Azerbaycan’ın bir parçasıdır”, “Her şeyinizi teslim edin ve çekiliniz” açıklamasından sonra, 150.000 Artsakh Ermenisi bir kez daha yaşadıkları topraklar üzerinde tehcirle karşı karşıya kaldı. Son noktayı ise Diaspora ve Ermenistan’da derin üzüntü yaratan Artsakh Cumhuriyeti’nin 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren kendi kendini feshettiği açıklamasını Samuel Şahramanyan yaparak koydu.

Sonradan bu açıklama geri alınmış olsa da artık iş işten geçmişti.

Bu felaket tablosunda her ne kadar Azerbaycan-Türkiye ve İsrail devletleri esas olarak sorumlu ise de, N.Paşinyan kliği Artsakh’ın tarihi-sosyal-kültürel geçmişini inkar ederek, ABD-AB ve Batı yanlısı politikalarına hizmet etmek için anlaşmalı olarak Artsakh’ı teslim etmekte rol üstlenmesi de belirleyicidir.

Aradan geçen bir sene zarfında Artsakh’ta bulunan 6.000’e yakın Anıt, 500’e yakın kültürel alan yıkım tehlikesi ile karşı karşıya kalırken birçok tarihi ve kültürel anıtın yıkımına başlanmıştır. Isdepan Şahumyani Monte Melkonyanların anıtları daha ilk günden büyük öfke ve kin ile parçalanmıştır. Şuşi’de Surp Ghazançetsots ile Berdzordaki Surp Hamparsum kiliseleri camiye çevrildi. İlk günden itibaren Artsakh Bulvarı’na Ermeni Soykırımı’nın baş mimarı Enver Paşa adı verildi. Tarihi ve kültürel dokusu İslamlaştırılarak örtülmeye başlandı.

Artsakh Ermenilerinin sembolü olan Tatik ile Papik’in geleceğinin ne olacağı konusu ise bir sene sonra işgal kuvvetlerinin Tatik ile Papik’i sahiplenmesiyle yanıtlandı. Bu tavır herkesi şaşırttı. Herkesi şaşırttı çünkü Azerbaycan Artsakh’ın sembolü olan Tatik ile Papik Anıtını “Azerbaycan’ın çok kültürlü yapısının bir göstergesi” olduğunu iddia etti.

Haydutlukta sınır tanımayan İ.Aliyev işgalci güçleri Artsakh’ın sembolü olan Tatik ile Papik heykelini gasp edip, çalarak utanmadan sahiplendi. Binlerce yıldır Artsakh toprakları üzerinde yaşamış bir halkı sembolize eden, yaşlı Dede ile Nine’nin heykeli, Ermenistan’dan getirilen tüften taşlar üzerine işleyen Ermeni heykeltraş Sarkis Bağdasaryan mimarı ise Yuri Hasapyandır. Petrol ve gaz zenginliğinden sarhoş haline gelmiş, ülkesinde sanat alanında dünyaya örnek olarak gösterebilecek “dikili bir taş”ı bile olmayan işgal-yağma ve talan ile ünlü İ.Aliyev’in yeni marifeti Ermeni eserlerine el koyma süreci başlatmak oldu!

Ermeni kimliği ve kültürünün en iyi örneklerinden olan Tatik ile Papik Anıtı, Azerbaycan gericiliği tarafından çalınarak gasp edildi. Tatik ile Papik Anıtı’nın İ.Aliyev tarafından “sahip”lenilmesi kararı uzun bir aradan sonra alındı. Bu karar; “minareyi çalan kılıfını uydurduğu” gibi, Tatik ile Papik Anıtı’nın “Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan’ın bir parçası olduğu yıllarda, Sovyet Azerbaycan’ı bütçesinden ayrılan parayla dikildiği, yani Azerbaycan malı”dır denilerek gerekçelendirilmeye çalışıldı.

Tatik ile Papik Anıtı’na dair ilk fikrin, Dağlık Karabağ Komitesi Başkanı Muşeğ Ohancıyan’ın doğrudan katılımı ile hayata geçtiği bilinmektedir. Oysa Sovyet Azerbaycanı Anıtın inşası ve yerleştirilmesi karşısında şikayette bulundu. Sökülmesini talep edildi. Azerbaycan Komünist Partisi Merkez Komitesi’nden bir heyet “bizim dağlarımız”ın ne anlam ifade ettiğini öğrenmek için Stepanagerd’e geldi. Ermeni halkının çabaları sayesinde Anıt’ın yıkılması engellendi.

1967 yılında Anıt’ın heykeltraşı Anıt’ın yapımını şu şekilde anlatıyordu. “…Onlar halktır, onlar topraktır, onlar bizim dağlarımızdır, bu insanlar burada doğmuştur, binlerce yıllık kökleri buradadır, bu toprakların ve doğanın gerçek sahipleridir…”

N.Paşinyan “Batı”ya hizmet etmeye devam ediyor, görevi henüz bitmedi!

2018’den bu yana, eğer geçmişe bakılacak olunursa bugün geldiğimiz noktada, Paşinyan’ın Batı’nın emir ve direktiflerini yerine getirmek için görevlendirildiğini daha rahat görebilmekteyiz. N.Paşinyan, Ermeni sorunu ve Ermenistan tarihinden, barış görüşmelerine ve Artsakh sorununa kadar şimdiye kadar hiçbir Ermeni’nin tartışılmasını dahil kabul etmeyeceği stratejik konularda değişikliğe gitti. Üstlendiği bu görev henüz tamamlanmadı, ısrarla devam ediyor…

N.Paşinyan, Artsakh’ın teslim edilmesinden sonra başlayan barış görüşmelerinde, sanki İ.Aliyev’in talimatlarını yerine getirmek için çalışırken Ermenistan halkının çıkarları hiçe saymaktadır. Ve bu durumdan çok memnun olan İ.Aliyev ile Erdoğan, N.Paşinyan’ı öve öve bitirememektedir. Görüşmeler adil bir zeminde değil, İ.Aliyev’in önkoşullar öne sürmesi, bitmek tükenmek bilmeyen talepler sıralamasıyla gerçekleştirilmektedir. Bunun adına “Barış Görüşmeleri”nden çok, “İ.Aliyev’in arzu ve isteklerinin yerine getirilmesi görüşmesi” denilmesi daha doğru olacaktır.

Ermenistan’da değişikliklerin başında Ermeni tarihini müfredattan silerek Ermenistan tarihi olarak kabul edilmesi gelmektedir. Batı Ermenistan-soykırım ve Artsakh sorununun hafızalardan silinmesi için bölümler çıkarılmaktadır. En önemlisi de Azerbaycan tarafından Ermenistan “Anayasasının değiştirilmemesi halinde Barış Anlaşmasının imzalanmayacağı” konusunda ısrar edilmesidir. İleride herhangi bir hükümet değişikliği durumunda bu talebin tekrardan gündeme gelmemesi için Azerbaycan ve Türkiye’den toprak talebinin Anayasa’dan çıkarılmasını talep etmektedir. N.Paşinyan da bu isteğinin 2027’den evvel olmayacağını “dostu”na iletmiştir.

Bunun yanında Azerbaycan; Artsakh sorunu ile ilgilenen, 1992 yılında sorunun barışçıl yollardan çözülmesi için oluşturulan uluslararası AGİK-MİNSK Gurubu’nun feshedilerek aradan çekilmesi için Paşinyan’ın bizzat girişimde bulunması için ısrar etmektedir.

Azerbaycan’da 2025 yılında yapılması gereken cumhurbaşkanlığı seçimleri Şubat ayında yapılarak İ.Aliyev beşinci kez seçildi. Kasım ayında yapılması gereken milletvekilliği seçimleri de Eylül ayına alınarak, İ.Aliyev hanedanlığını tescillemiş oldu. Şeffaf olmayan, uluslararası gözlemcilerin de belirttiği hile ve entrikanın karıştığı seçimlerde, muhalefet de Aliyev’in entrikalarından bıkmış olacak ki “bir seçim yapmanın gereksiz olduğunu” belirtmiştir. % 37 ile katılımın sağlandığı seçimlerin ne kadar gerçekçi olduğu ortadadır. Kafkaslar’da şimdiye kadar yapılan ve sonuçları önceden belli olan bütün seçimlerin şeffaf olmadığı ortaya çıkmıştır.

Ermeni tarihi ve kültürünün bir parçası olan Tatik ile Papik’in Azerbaycan işgalcileri tarafından gasp edilmesine karşı çıkmak herkesin görevi olmalıdır. Artsakh’ta binlerce yıllık manastırların, kiliselerin, anıtların, kültür alanlarının hızla yıkılarak İslamlaştırıldığı bugünkü koşullarda, Azerbaycan’ın Kasım ayında ev sahipliğini üstlendiği, Birleşmiş Milletler -COP 29 İklim Değişikliği Konferansı, çevrenin korunması adına, insanlığa karşı işlenen tehcir-soykırım ile Cermak Çart’a (Beyaz Soykırım) göz yumması hiçbir zaman kabul edilmemeli, protesto edilmelidir.

Bu utanç sayfası petrol ve gaz uğruna insanlığın kutsal değerlerini ve vicdanlarımızı ayaklar altına alanlara aittir. Tatik ile Papik Artsakh Ermenilerinin bir parçasıdır ve öyle de kalacaktır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu