İstanbul: İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan ikinci KCK Davasının dördüncü duruşmasına anadilde savunma talebi ve açlık grevinin ulaştığı boyut damgasını vurdu.
Duruşmada söz alan tutuklu avukat Serkan Akbaş, cezaevlerindeki açlık grevlerine ve ağırlıklı olarak medyanın bu konuda yarattığı dezenformasyona dikkat çekti.
Tutuklu bulunduğu Kandıra 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde de 9 tutuklunun 56 günden beri açlık grevinde olduğunu aktaran Akbaş,“13-15 kilo kaybı söz konusu. Durum artık çok ciddi bir aşamaya gelmiş durumda” diye konuştu. Akbaş, açıklamasının ardından savunmasını Kürtçe yapmak istediğini belirterek, “Ben Kürdüm, anadilde savunma yapmak istiyorum” dedi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Ekinci, “Bu konuda daha önce karar verdik. Hiçbir insan, hiçbir hâkim, Türkçe bilmeyen birine zorla ‘Türkçe konuş’ diyemez. Ama biz sizin çok iyi Türkçe konuştuğunuzu biliyoruz” dedi.
Akbaş’tan sonra söz alan Avukat Selçuk Kozağaçlı da açlık grevlerinin kritik noktayı çoktan geçtiğini belirterek böylesi bir zamana denk gelen duruşmanın süreç açısından önemine vurgu yaptı. Toplumsal olayların yargılama süreçlerine etkilerinin göz ardı edilmemesini isteyen Kozağaçlı taleplerin hukuksal talepler olduğunu kaydetti.
Anadilde savunma hakkının tanınmasını isteyen Kozağaçlı bu konuda meclise bir yasa tasarısının sunulmuş durumda olduğunu hatırlatarak “Kanun çıkmasına ne gerek var? Anadilde savunma için zaten hiç bir yasal engel yok. Lütfen sayın mahkeme yasa tasarısını dikkate alarak, talebimizi kabul etsin” diye konuştu. Duruşmada ayrıca Kürtçe savunmalarının tutanak altına alınmaması ve “savunmanın anlaşılamadığı” kaydıyla yetinilmesinin de savunma hakkının ihlali olduğu belirtildi.
Mahkemece anadilde savunma hakkının tanınmayacağı yönlü kararın değiştirilmeyeceğinin ifade edilmesi üzerine avukatlar mahkeme salonunu terk ettiler.
Beş dakika aranın ardından mahkemenin duruşmaya hukuksuz bir biçimde devam etmesi ve Kürtçe savunma yapmak isteyen tutuklu avukatların mikrofonlarının kapatılması duruşmaya gözlemci olarak katılan çeşitli ülkelerden avukatları hayretler içinde bıraktı.
Duruşmanın, duruşma salonunun yeterince büyük olmadığı gerekçesiyle Silivri’ye alınmasına rağmen elverişsiz derecede küçük bir salonda görülmesi bahanesiyle ve avukatların bu yönlü taleplerine rağmen içeriye alınmayan tutuklu avukatların yakınları bu duruma tepki gösterdi.
3 Ocak 2013’e ertelenen duruşmayı, Fransa, İsviçre, Hollanda, İngiltere, Almanya, Yunanistan’dan gelen avukatlar da izledi.