Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, madenlerde Avrupa Birliği mevzuatına (ATEX) uygun malzeme ve koruyucu sistem kullanma şartını 2020 yılına erteledi. Maden iş kolunda işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından oldukça önemli bir yerde duran bu karar birçok katliama perde aralamaktadır. Böylece madenlerde denetimleri erteleyerek yeni ölümlere zemin sunuluyor. Ayrıca bu zamana kadar gerek denetim gerekse de yaşanan katliamlar nedeniyle kapatılan madenlerin açılışı sağlanıyor. Öyle ki şimdiye kadar kapanan birçok maden bu karar ile açılış başvurusu yapmış durumda.
Madenlerde teçhizat ve koruyucu sistemlerle ilgili mevzuatın ertelenmesiyle Soma katliamı sonrasında yapılan mevzuat denetimlerinde uygunsuzluk içerdiği için kapatılan maden ocaklarının açılış başvurusu yapması devletin patronlara kıyak geçmesinden başka bir şey değildir. Çalışma Bakanlığı adına açıklama yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Kasım Özer, maden şirketlerinin mevzuatı karşılayamadığı için kapandığını, bu nedenle bir geçiş süreci sağladıklarını söyledi. Özer “ATEX’le ilgili değişiklik yapılmasaydı, ATEX sertifikası olmayan madenlerin kapatılması zorunluluğu devam edecekti. Biz hem geçiş süreci verdik, hem de bir an önce belgenizi alın yönlendirmesi yapmış olduk” dedi. Madenlerin kapanmasını işçi sağlığı ve güvenliği açısından daha önemseyen bu açıklamanın her yanının aşırı kâr hırsının koktuğu gayet açıktır.
Çırpınırken mal kaçırma…
Soma ve Ermenek’in ardından madenlerde yaşanan katliamlarla karinesi iyice kabaran TC’nin böylesi bir süreçte çırpınışları oldukça anlaşılırdır. Özellikle 7 Haziran seçimlerinin ardından AKP yaşadığı çırpınışlarla yarattığı çatışma ortamlarından mal kaçırmanın derdindedir.
Yeni maden yasası da enerji alanından kâr alanı açmak ve periferisinde toplanan patronları büyüterek sermaye alanında genişlemeyi amaçlamaktadır. Bu amaçlama ise herhangi bir yenilgi karşısında bu sermaye ile küllerinden yeniden doğmayı hedeflemektedir. Sermaye alanına çekilen bu peşkeş AKP’nin panzehiri olarak gündemdedir.
Özellikle Ortadoğu’da değişen dengelerle birlikte enerji alanında da değişmekte olan dengelere mevcut denetimleri reddederek yararlanmak istemektedir. Enerjide yaygınlık kazandığı alanı korumaya çalışma güdüsü AKP’nin siyasi ve ekonomik bekasını korumaktan başka bir anlam taşımamaktadır. Bu kapsamda ise madenlerde yaşanacak katliamlar AKP’nin sermayesine akıtılan yeni can suyu olarak açığa çıkmaktadır.
Konuya ilişkin açıklama yapan Dev Maden-Sen Temmuz ayında meydana gelen maden cinayetlerine ilişkin hazırladığı raporla katliamlara değinirken aynı zamanda Geçici Bakanlar Kurulu’nun bu kararını değerlendirdi. Yayımlanan raporda “iş güvenliği” kararı nedeniyle maden cinayetlerinde çok fazla artışın olacağına dikkat çekilerek, gerçekleşecek ölümlerden geçici Bakanlar Kurulu’nun sorumlu olacağı uyarısında bulundu.
Sendika Temmuz ayında 10 madencinin yaşamını yitirdiğini, 4 madencinin de ağır yaralandığını açıkladı. Soma’nın yaralarını saracağını söyleyen geçici AKP hükümetinin aldığı kararlarla çalışma koşullarını işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından 2006’nın gerisine götürdüğünü belirtti.