İzmir’in Bergama ilçesindeki Agrobay Seracılık’ta sendikalı oldukları için işten çıkarılan işçilerin 23 Ağustos’ta başlattığı direniş, 30. gününde (20 Eylül) devam ediyor.
Ağır çalışma koşullarına isyan ederek Tarım-Sen’de örgütlenen ve çoğu kadın olan tarım işçilerinin birinci talebi tazminatlarını, ödenmemiş ücretlerini almak ve sendikalı oldukları için çıkarıldıkları işlerine iade edilmek.
Bergama’daki eylemlerini İstanbul’a taşıyan Agrobay işçileri, şirketin ihracat yaptığı Almanya ve Rusya’nın İstanbul konsoloslukları önünde bugün eylem yaptı.
İşçiler ilk olarak Gümşsuyu’ndaki Almanya Başkonsolosluğu binası önünde bir araya geldi.
Tarım-Sen Genel Başkanı Umut Kocagöz, “Agrobay Seracılık’ta üretilen domatesin çoğu Almanya’ya ihraç ediliyor. Biz de bu domateslerin hangi sömürü koşullarında üretildiğini muhatabına anlatmaya geldik” dedi.
“Can güvenliğimiz yoktu”
9 yıldır Agrobay’da can güvenliği olmadan çalıştığını belirten Şirin Yıldırım, “Çok zor şartlar altında, kötü koşullarda çalıştık. Arabadan düştüm, omurga kemiğimi kırdım. Benim raporumun üstünü bile şirket karşılamadı” dedi.
İşten atılmadan önce bir ay boyunca 1,5 ton asitle uğraştığını kaydeden Yıldırım, “İlaç atmaktan karaciğerimden enzimler yükseldi. Karaciğerim artık mikrop kovamıyor. Çalıştığımız sürece sağlık sorunları yaşadık. Bu yüzden sendikalı olduk. Kendimizi kapının önünde bulduk. İşten bu yüzden çıkarıldık” diye konuştu.
“Biz üretmezsek siz yiyemezsiniz”
6 senedir Agrobay’da çalışan direnişteki işçilerden Ayten Yavuz yazın 80 dereceye varan havalarda çalıştıklarını belirterek “Size domates üretiyoruz ama ne zorluklarla ürettiğimizi bilin” dedi.
Ayrıca Yavuz, ağır hakaretlere ve baskılara maruz kaldıklarını söyledi. Baskılardan kaynaklı sendikaya üye olduğunu söyleyen Yavuz, aynı zamanda ilk işten çıkarılan işçi olduğunu da sözlerine ekledi.
Yavuz sözlerine şu şekilde devam etti:
“Tazminatsız olarak işten çıkarıldık. Artı bir maaşımız da içeride. Diğer arkadaşlarımızın maaşı yattı. Bizim maaşımız yatmadı. Herhalde bize ceza vermek istiyor. Bizi maaşla korkutmak istiyorlar. Biz hakkımızı istiyoruz. Başka bir şey değil ama şunu bilin biz üretmezsek siz yiyemezsiniz.”