Kültür&Sanat

Agire Jiyan; Tohum Kültür Merkezi, devrimci dost bir kurumdur (video haber)

İstanbul: “Umudu Tohumca Büyütüyoruz” şiarıyla yapılan çalışmalar kapsamında umudu büyütmek ve Tohum Kültür Merkezi’nin düzenlediği etkinliğe sanatçılar cephesinden yapılan çağrılara ses katmak için bu çalışmalar kapsamında gerçekleştirdiğimiz röportajları yayımlamaya devam ediyoruz.

ÖG: Ezilen bir halkın dilinden müzik yapıyorsunuz, bu üretimin sanata nasıl bir katkısı var?

Agire Jiyan: Dünya müziklerine baktığımızda katkıda bulunan daha çok ezilen halkların müzikleri olmuştur. Türkiye’de sadece Kürtler yaşamıyor; Lazlar, Çerkezler ve birçok halk var. Biz Kürt sanatçısı olarak kendi sanatımızı kendi müziğimizi, kültürümüzü yaşatmaya çalışıyoruz. Kürtçe tam 5 bin yıllık bir dil. Bu dilin kültürünün de bir o kadar derin ve geniş olmasının hesaplarsak; şimdi yaşadığımız coğrafyaya baktığımızda Kürtçe’den Türkçe’ye çevrilen birçok şarkı olduğunu eğer görebiliyorsak eminim ki Türkiye’deki halklara Kürt müziğinin ezgilerinin melodileri mutlaka bir şekilde etki etmiştir. Kürtlerin şu anda geldiği bir nokta var, kendi özgürlüklerini istiyorlar. Tabii biz de Agire Jiyan olarak özgürlük şarkılarını da söylemeye çalışıyoruz.

– Çatışmaların yoğunlaştığı, Kürt halkına yönelik baskıların arttığı bir süreçten geçiyoruz. Sizce bu süreç nereye evrilir?

– Aslında genel anlamıyla baktığımızda Türkiye’deki 30 yıldır süren bir savaş var. Çünkü insanların, bir kişinin öldüğü bir yerde eğer ağır kimyasal silahlar kullanılıyorsa bu bir savaştır. Türkiye’deki savaş gerçekliğini kabul etmek gerekiyor. Ama maalesef Türkiye hükümet olarak, politika olarak ’23’ten bu yana Kürt halkının kabul etmediği gibi Kürt realitesini ve sorununu da kabul etmiyor.

İster istemez bu 30 yıldır süregelen savaş gerçekliği içerisinde birçok insan yaşamını yitirdi. Tabii ki biz Kürt sanatçısı olarak bu savaşın mutlaka Kürtlerin kendilerini özgür bir şekilde ifade edebileceği bir seviyeye geleceğini düşünüyor ve inanıyoruz.

Savaşın bu şekilde darp etmesi birçok halkın kaybıdır.  Biz her zaman şunu dile getiriyoruz; bu kayıpların bir an önce bitmesi için Kürt özgürlük mücadelesinin, Kürt realitesinin tanınması Kürtlerin anayasal bir statüye kavuşturulması ve eşit bir şekilde özgürleşmesi gerektiğini savunuyoruz. Bunun için de bunu sanatımızda dile getirmeye çalışıyoruz.

– Agire Jiyan olarak kültür-sanata bakışınızı açar mısınız?

– Sanat, sanat içindir diyen insanlar vardır. Ama ben sanatın toplum için yapıldığını/yapılması gerektiğini düşünen biriyim. Çünkü Kürt halkı ezilen, özgürleşme mücadelesi veren bir halktır. Sanat, sanat içindir gerçekliğini daha çok burjuva dediğimiz sanat akımları dile getirilebilir. Şu anda Kürt müziğini, ezilen halkların sanatını yapan birçok sanatçının sanatı toplum için yapması gerektiğini düşünüyorum. Ancak bu şekilde devrimci sanat gerçekliği ortaya çıkabilir. Bu şekilde halklar kendini ifade edebilir.

– Alternatif bir kültür-sanat merkezi nasıl olmalı, Tohum Kültür Merkezi’ni nasıl bir yere koyabiliriz?

– Alternatif sanat dediğimiz; sistemin dayattığı yaşam koşulları karşısında kendi yaşam koşullarını, kendi sistemini yaratmaya çalışan sanattır. Biz de sistemin bize dayattığı yaşam koşulları, sistemin bize vermek istediği sanatı reddeden insanlar olarak ister istemez alternatif bir yerdeyiz.

Bu hem Mezopotamya Kültür Merkezi açısından hem de Tohum Kültür Merkezi cephesinden baktığımızda gerçekliğini koruyor. Yani Tohum Kültür Merkezi benim için devrimci bir yerde duran, alternatif bir kültür merkezi. Zaten yakın bulmasam etkinliklerinde de yer almazdım. Benim için bir kültür merkezi olacaksa ya da herhangi bir birey sanatçı olacaksa mutlaka sisteme nasıl baktığı önemli. Alternatif dediğimiz hangi cephede, alanda durduğu çok önemli. Böylesi kurumlarla çalışmak bizim için bir gerçeklik çünkü biz alternatif duran kuruluşlar devrimcilerle birlikte bir güç olabiliriz. Aksi takdirde hepimiz sistemin birer bireyi oluruz.

– “Umudu Tohumca Büyütüyoruz” şöleninde yer alıyorsunuz. Buradan gazetemiz okurlarına söylemek istediğiniz bir şey var mı?

– İlk başta Tohum Kültür Merkezi ve çalışanlarına emeklerinden dolayı başarılar diliyorum. Biz de orada Kürt sanatçısı olarak kendi mesajımızı ileteceğiz, kendi duruşumuzu orada halkımızla birlikte hep beraber vermeye çalışacağız. Halkımızı da oraya davet ediyorum.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu