“Yerel seçimler sonrasında beklenen Güney Kürdistan’ı işgal hareketi, ormanların yakılması ile başlatıldı. Yerel seçimlerde aldığı yenilgiyi unutturup, şovenizm ve ırkçılık üzerinden şekillenmiş savaş çığırtkanlığıyla gündemi değiştirip güven kazanmaya çalışan faşist AKP-MHP hükümeti; DEM PARTİ dışındaki muhalefet partileri ile görüşmeler yaparak işgal hareketinin iç politik zeminini hazırladı. Son haftalarda faşist rejimin baş sözcüsü Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye devlet başkanı Esad’la diyalog geliştirme yönlü mesaj ve girişimleri; bu işgal hareketinin dar bir çerçevede tutulmayacağına ve kısa süreli olmayacağına işaret etmektedir.” sözlerine yer verilen açıklamada, TC devletinin Kürt ulusunun kazanımlarını gasp etmek adına büyük güçlerden icazet aldığına ve şiddetli bir şekilde işgal saldırılarına başladığına dikkat çekildi.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
“Rojava özerk yönetiminin dağıtılmasının esas alınacağı pazarlıkların geliştirilmesi için Rusya devlet başkanı Putin’in desteğini alarak Esad’ı zorlayan Erdoğan, son NATO toplantısında da Güney Kürdistan’a yapacağı askeri müdahale için onay almışa benziyor. Bu saldırı ile Kürt özgürlük hareketini yenilgiye uğratmak ve teslim almayı hedefleyen faşist AKP-MHP hükümetinin bu hedefine ulaşmasını engellemek, biz devrimcilerin, sosyalistlerin, komünistlerin ve yurtseverlerin görevidir.
Rusya’nın Ukrayna işgaline hararetli şekilde karşı çıkan ve Ukrayna’ya her türlü silah yardımını yapmaktan geri durmayan ABD, NATO ve Avrupa Birliği, Kürdistan ve Filistin’e yönelik saldırılar karşısında sessizliğe gömülüyor. Emperyalistlerin kendi çıkarlarını esas alan bu iki yüzlü politikalarını teşhir etmek, emperyalistlerin ve uşaklarının, ulusların kendi kaderlerini kendilerinin belirleme istemlerine ve mücadelelerine karşı geliştirilen her türlü saldırı ve işgal hareketlerine karşı çıkmak; demokrasiden, insan hak ve özgürlüklerinden, ulusların tam hak eşitliğinden yana olan her insanın görevidir.
Biz ADGB olarak, tüm duyarlı insanları, faşist T.C. devletinin Güney Kürdistan’a yönelik başlattığı işgal ve ilhak hareketine karşı çıkmaya çağırıyoruz. Halkların geliştireceği dayanışma eylem ve etkinlikleri, emperyalistlerin ve uşaklarının halklara ve ezilen uluslara karşı geliştirdiği saldırıları geri püskürtebilir.
Geçmişte Kobanê’yi teslim almaya yönelik geliştirilen ve DAİŞ’in aktif rol aldığı saldırıya karşı bedenlerini siper ederek Kobanê halkıyla dayanışmada bulunmak için yola çıkan ve Suruç’ta katledilen 33 genç devrimcinin anısı, bir kez daha dayanışmanın önemine vurgu yapıyor. Emperyalizme, faşizme ve her türden gericiliğe karşı birlikte mücadele ve halklarla dayanışmada tereddüt etmeyelim! Kararlı ve cüretkâr davranalım!”
