Çatalca’daki Polonez işlenmiş gıda fabrikasında sendikaya üye oldukları için işten çıkarılan 146 işçinin direnişi 145’inci gününde devam ediyor. Seslerini duyurmak için Ankara’ya yürümek isteyen işçiler, polis saldırıları ve zorlu hava koşullarına rağmen mücadelelerini sürdürüyor.
Engellemeler nedeniyle Çatalca Adliye Sarayı önünde açlık grevine başlayan işçiler, yaşadıkları sağlık sorunlarına rağmen alandan ayrılmıyor.
İşçiler, yaşadıkları zorluklara, direnişlerine ve baskılara ilişkin Bir Gün gazetesine konuştu.
Ambulans erişimindeki gecikmelerin sağlıklarını tehdit ettiğini belirten işçilerden Figen Bora, “Her gün birileri fenalaşıyor ve hastane iki dakika mesafede olmasına rağmen ambulans yarım saat sonra geliyor. İl Sağlık Müdürlüğü burada ambulans beklemesine izin vermiyor. Bir işçinin ölmesi mi gerekiyor?” diye tepki gösterdi.
‘Bizim gitmemizi bekliyorlar’
İşçilerden Barış Aktaş, mücadelenin bir onur davasına dönüştüğünü vurgulayarak, “Burada direnmekten başka şansımız yok. İnsanlar bize güveniyor ve bizim kazanmaktan başka şansımız yok. 5 aydır buradayız, 5 ay daha kalırız. Onlar inatsa biz onlardan inadız. Bu bizim ilk yalnız kalışımız değil; 22 yıldır yalnızız zaten” dedi.
Direnişte yer alan genç işçilerden Zeynep, dayanışmanın önemine değinerek şunları söyledi: “Burada arkadaşlarımın yanında olmak çok değerli. Ailem artık izin vermiyor, korkuyorlar. Ama direnebildiğim kadar direnmek istiyorum. Maddi kazancım olmasa da ileride ‘Ben direnerek hakkımı aradım’ demek istiyorum.”
ÇHD’den destek
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi, işçilere yönelik uygulanan şiddet ve hukuksuzluklarla ilgili suç duyurusunda bulundu. ÇHD İstanbul Şube Başkanı Ezgi Önalan, işçilere hitaben yaptığı konuşmada, “Direnişin gücünü kırmak isteyen kolluk güçleri ve patronlar hakkında suç duyurusunda bulunduk. Süreç boyunca Polonez işçilerinin yanında olacağız ve davalarını takip edeceğiz” dedi.
‘Kazanana kadar buradayız’
Direnişin ön safhalarında yer alan Nafiye Keklikçi, anayasanın 51. maddesine dikkat çekerek, “Sendikalı olma hakkımız var ama bu hakkımızı kullanamıyoruz. Beş gündür betonların üzerinde yatıyoruz, taş devrinde gibi sürünüyoruz” ifadelerini kullandı.
Fenalaştığı için hastaneye kaldırılıp tekrar direniş alanına dönen Bedriye Önal ise mücadeleden vazgeçmeyeceklerini belirtti: “Kim 20 yıllık emeğini bırakıp gitsin? Yıldırma politikaları işe yaramıyor. Açız, üşüyoruz ama hakkımızı almadan vazgeçmeyeceğiz.”