GüncelMakaleler

BİR ÖG OKURU | Kobane düşmedi, ama siz düşeceksiniz!

Suriye iç savaşının başlangıcından bu yana coğrafya birçok acı, katliam, gördü ve çokça gözyaşı döktü. Belki bununla bağlantılı olacak bir söz vardı; “Coğrafya kaderdir” demişti zamanında biri. Ama birileri bunu kabullenmedi, bunun kader olmadığını ve olmayacağını kanıtladı: Kürtler!

Suriye iç savaşının başlangıcından bu yana coğrafya birçok acı, katliam, gördü ve çokça gözyaşı döktü. Belki bununla bağlantılı olacak bir söz vardı; “Coğrafya kaderdir” demişti zamanında biri. Ama birileri bunu kabullenmedi, bunun kader olmadığını ve olmayacağını kanıtladı: Kürtler!

Kürt ulusu 4 parça ülkesinde birçok travmaya şahit oldu. Osmanlı’dan TC’ye ve onun ardı kalan İran, Irak ve Suriye’nin inkarcı, katliamcı politikalarına birçok kez maruz kaldı. Emperyalist, kapitalist sistemin hesapları çok defa Kürdistan coğrafyasına kan kusturdu. Ama işte o ‘birileri’ onların hesaplarını bozdu. O 4 parçadan birinde, Rojava’da!

2014 yılı katliamcı, barbar IŞİD çetelerinin emperyalizmin ve onun Ortadoğu’daki işbirlikçilerinin de desteğiyle Suriye, Kürdistan ve Irak topraklarını adeta birer cehenneme çevirdiği yıldı. IŞİD çeteleri bu bölgelerde hızlı bir şekilde ilerliyor ve durdurulamıyordu. O çetelerin gözünü diktiği topraklardan biri de Kobane idi.

IŞİD’in Kobane saldırıları başladıktan hemen sonra zamanın Başbakan’ı şimdinin Cumhurbaşkanı Erdoğan emin bir ifade ile “Kobane düştü, düşecek” diyordu. Aslında bunu hayal ediyordu, TC geleneğinin devamcısı olmak bunu gerektiriyordu. Ama Erdoğan’ın hayali olmadı. Kobane 134 gün destansı bir direniş sergiledi. Halkın öz savunma gücü YPG’li savaşçılarla birlikte Türkiyeli komünistler, devrimciler sokak sokak, ev ev savaşarak TC destekli IŞİD barbarlarını cehennemlerine gönderdiler ve Kobane düşmedi! Kobane’den başlayan süreç tüm Rojava’yı etkisi altına alarak dalga dalga yayıldı. O nihai zafere ithafen “1 Kasım Dünya Kobane Günü” ilan edildi.

Kobane zaferinin 4. yılına girerken Suriye ve Rojava başta olmak üzere Ortadoğu’da yeni saflar, yeni dinamikler oluşuyor. Fakat baki kalan birkaç şey de yok değil; emperyalistlerin çıkar hesapları, Kürt halkının özgürlük azmi ve TC’nin katliamcı karakteri.

TC’nin Rojava tehdidi

TC Suriye iç savaşının ilk günlerinden bu yana “Neo-Osmanlıcılık” hayalleriyle bezeli bir oyun kurucu olma hevesindeydi. Hatta bunun için –arkasına ABD’yi alacağını düşünerek- Rus uçağı düşürdüğü bile oldu. Fakat hesaba katamadı bazı şeyleri. Mesela ABD Suriye meselesinde o kadar etkin değildi, sahada olmak istemiyordu. Tabi bu da TC’nin stratejilerinde değişiklik yapmasında zorunluluk hali oluşturdu.

İç savaşın ilk günlerinden bu yana Esad Rejimi’ne karşı netti TC. Esad’ı o koltukta istemiyordu. Bu fikri paylaştığı devlet, yıllar boyu “stratejik” ortağı ABD idi. ABD emperyalizmi de Esad rejiminin iç savaşın en büyük etkeni olduğunu hep söyledi ve söylüyor. Çünkü kendince en büyük tehditlerden İran ve müttefiki Rusya’nın yanında herhangi bir Ortadoğu ülkesi olmasını göze alamıyor. Ancak ABD ve ortağı TC Esad’ın koltuğunu bir türlü indiremedi. Suriye’de desteklediği cihatçıları iş yapamadı. Tabi bu konu TC’nin de başına iş açmış oldu.

2015 yılında düşürülen Rus’ara ait bir Su-24 uçağı TC’nin Suriye üzerinde ABD ile olan ortaklığını bitirme noktasına getirdi. ABD bu konuda TC’yi yalnız bıraktı/bırakmak zorunda kaldı. Ruslar Suriye’de netti, sahadaydılar. Bu yüzden TC yönünü zorunlu olarak Moskova’ya çevirdi. Uçak olayını telafi etmek adına hem Suriye sahasında hem de ekonomik olarak karşılıklı bir çıkar güdüldü 3 yılda. TC cihatçıların yönünü değiştirdi, karşılığında Ruslardan Kürt halkına saldırmak için izin aldı.

Efrin işgaliyle başlayan süreç bunun açıklamasıdır aslında. Ruslar ve Esad rejimi TC sayesinde cihatçıları İdlib’e kıstırdı karşılığında Rojava hava sahasını da TC’ye açtı. 25 Eylül’de varılan Soçi mutabakatı ve ardından Ankara görüşmelerinde olurunu alan TC saldırgan tutumunu artırma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Hesabı net, Kürt halkının kazanımlarını yok etmek.

Rojava Devrimi işte bu birçok hesabın arasında yaşandı.

Kobane serhıldanlarından bugüne değin TC destekli barbarlara karşı yaşamı ve özgürlüğü savundu. O günlerden bu günlere birçok hesap yapıldı, yapılıyor. Ama unutulmasın ki emperyalistlerin ve onların işbirlikçilerinin hesabı varsa yurtseverlerin ve devrimcilerin de bir hesabı var. Bu uğurda binlerce şehit verenler bu hesaptan kaçmazlar. Yeri geldiğinde bedelini öderler, hesabın da en ağırını ödetirler.

O zaman da söyledik, yine söylüyoruz:

Kobane düşmedi, ama siz düşeceksiniz!

Bir Özgür Gelecek okuru

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu