H. Merkezi: İstanbul-Altunizade’de bulunan Petrol-İş Genel Merkezi’nde İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin 16 Şubat Cumartesi günü düzenlediği Kadın Çalıştayı‘nda, farklı iş kollarındaki kadınlar çalışma hayatında iş güvenliği odaklı yaşadıkları sorunları paylaştı.
Çalıştaya birkaç erkek dışında gelenlerin hepsi kadındı; çocuklar yüzünden gelemeyecek kadınlar da düşünülmüştü, dışarıda çocuk bakım hizmeti verildi.
Tarım işçisi, sağlık çalışanı, fabrika işçileri, akademisyenler, mühendisler, ev işçileri, ev eksenli çalışanlar gibi farklı meslekten kadın çalışanlar bir aradaydı.
İş kollarına göre sorunları farklılık gösterse de temelde esnek çalışma, güvencesizlik, taşeronlaşma, düşük ücret, ayrımcılık, psikolojik şiddet, taciz gibi konularda sorunlar ortaklaşıyor.
Meclisin raporuna göre, 2012’de iş cinayetlerinde ölen en az 868 işçiden 61’i kadın. Kadınlar, erkeklerle aynı meslek hastalıklarına sahip olsalar da kadın olmalarından ötürü hamilelik dönemlerinde yaşadıkları sıkıntılar, regl ve üreme bozuklukları gibi farklı hastalıklarla da karşılaşıyor.
“İşlerin 3/2’sini yapan kadınlar gelirin 1/10’unu alıyor”
Berna Güler Müftüoğlu‘nun verdiği bilgilere göre, dünyada yoksulların yüzde 70‘ini kadınlar oluşturuyor, işlerin üçte ikisini kadınlar yapıyor ama toplam gelirin yalnızca 10’da biri kadınlara ait. Türkiye’de kadın istihdam oranı yüzde 24. Üstelik işyerinde ortalama 40 saat çalışma sürelerine bir de 28 saat ev işi eklendiğinde çok ağır çalışma koşulları ile karşı karşıyalar.
Marmara Üniversitesi’nde akademisyen olan Müftüoğlu, bilgi üretiminin gerçekleştiği üniversitelerde yeni çıkacak YÖK yasasının da öngördüğü gibi esnek çalışma ve performans sistemi ile birlikte daha çok öğrenci daha az akademisyen denkleminde çok ağır koşullar dayatıldığını belirtti.
“Ölen kadınların çoğu mevsimlik tarım işçileri”
Kadın istihdamının en yüksek olduğu (yüzde 47,9) tarımda çalışan kadınlarla ilgili bilgi veren Neslihan Karatepe, tarımda çalışan kadınların yüzde 79‘unun “ücretsiz aile işçisi”, yüzde 95‘inin de sosyal güvenceden yoksun bir şekilde kayıt dışı çalıştığını söyledi.
Tarımda çalışan kadınların yüzde 6.4’ü cinsel, yüzde 20’si fiziksel şiddete, yüzde 24.5’i duygusal şiddete maruz kalıyor. 2012’de iş kazalarında yaşamını kaybeden kadınların çoğu tıkış tıkış otobüslerde ölen mevsimlik kadın işçiler.
“Hamile kadınlar nöbet tutuyor”
Sağlık sektöründeki bütün dünyada kadınların 16 kat fazla mobbinge maruz kaldıklarını belirten hemşire Gülşen Türker, Türkiye’de “Sağlıkta Dönüşüm” kapsamında çalışma koşullarının kadınlar için daha da kötüleştiğini söyledi.
Hamile kadınların nöbet tutmasının kanunen yasak olmasına rağmen buna mecbur bırakıldıklarını bir kadın hemşirenin, ayda sekiz kere nöbet tuttuğu için erken doğum yapmak zorunda kaldığını anlattı.
“246 gündür direnen DHL kadın işçisi”
“Türkçem çok iyi değil, ilkokuldan sonra okutulmayan bir kız çocuğuydum” diye sözlerine başlayan Aysel Şimşek ise direniş kararlılığyla salonda en çok alkışı aldı.
Şimşek, dünyaca ünlü lojistik firması DHL’den sendikalı olduğu için diğer arkadaşlarıyla birlikte işten çıkarıldı, 246 gündür direniyorlar.
Dokuz saat aynı hareketlerle ışıksız ortamda asgari ücretle çalıştıklarını söyleyen Şimşek, çalışanlarım neredeyse hepsinin görme sorunu çekmesine rağmen göz taraması bile yapılmadığını söyledi.
“Kadın mühendis kendini ispatlamak için çuval taşıyor”
Maden Mühendisleri Odası’nın ilk kadın başkanı Nedret Durukan, mühendis, mimarların yaklaşık yüzde 20’sinin kadın, bunların ise sadece yüzde 7’sinin yönetici kadroda yer aldığına belirtti ve TMMOB’da da durumun neredeyse aynı olduğuna dikkat çekti.
“Şantiyeler kadın yeri değildir” algısı nedeniyle kadın mühendislerin şantiyede kendi bedenlerine uygun kıyafet dahi bulamadıklarını dikkat çeken Durukan, bunun da iş güvenliği açısından çok tehlikeli olduğunu belirtti.
Mühendisliğin “erkek mesleği” olduğuna dair anlayış yüzünden, kadınların erkek meslektaşları tarafından sürekli kendini ispatlamaya zorlandıklarını bunun yüzünden de kadınların mesleği gereği olmasa dahi ağır çuvalları dahi taşıyabildiğini gösterme çabasına girdiğini söyledi.
“Ev işçileri ‘işçi’ kabul edilmeli”
Son olarak da “işçi” dahi kabul edilmeyen ev işçisi kadınlar ve ev eksenli çalışan kadınlar söz aldı. IMECE Kadın Sendikası’ndan Serpil Kemalbay, Türkiye’de yaklaşık 800 bin ev işçisi olduğunu belirtti; iş yasası kapsamına alınmayan ev işçisi kadınların uzun mücadeleler sonucu camdan düşerek yaşamını yitiren Fatıma Aldal‘ın ölümünü mahkemede “iş kazası” olarak kabul ettirdiklerini hatırlattı.
Ev Eksenli Çalışanlar Sendikası’ndan Gülsüm Coşkun, ev eksenli çalışan kadınların üç, dört farklı iş yaptığı için diğer mesleklerden farklı olarak birçok meslek hastalığı yaşadıklarına dikkat çekti. Sosyal güvenlik kapsamına alınması gereken ev eksenli çalışanlar için iş güvenliği koşullarının da düzenlenmesi gerektiğini belirtti.
Çalıştay, açık forum ve sanat etkinlikleri ile gün boyu devam etti.
Sonuç bildirgesi
* Toplumsal cinsiyetçi iş bölümüne son verilmeli.
* Kadın işlerinin ‘tehlikesiz ve basit’ olduğu ön yargısı yıkılmalı.
* Yeniden üretim atölyelerine dönüşen evler ve iş yerleri sağlık ve güvenlik risklerine karşı güvenli hale getirilmeli.
* Gerek devlet tarafından gerekse emek ve meslek örgütleri tarafından oluşturulan işçi sağlığı ve güvenliği politikalarının toplumsal cinsiyet açısından düzenlenmeli.
* Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından, işyerlerinde ve evlerde kadınların ağırlıklı olarak çalıştığı işlerin ve bu işlerde çalışan kadınlarda rastlanan ortak sağlık sorunları ve riskleri rapor edilmeli ve kamuoyuyla düzenli olarak paylaşılmalı.
* Kadınların çalışma alanlarındaki kimyasal, biyolojik, fiziksel, ergonomik vb. riskler saptanmalı.
* İşyerinde kadına yönelik cinsel şiddet, taciz, cinsel sataşma tehlikesine karşı başvuru masası oluşturulmalı.
* Emek ve meslek örgütleri kadın işçi sağlığı konusunda sektörlerine göre veri toplamalı ve raporlandırmalı.
* Tüm çalışma alanlarında kadınların örgütlenmesi ve birleşik mücadelesi gerekli.
* Kadınlar çifte mesaisinin yıpratıcılığı ve üstlerindeki aşırı iş yüküne bağlı fiziksel ve ruhsal zararlar toplamı bir meslek hastalığı tanımı getirilmeli.
* Ücretli ücretsiz kadın işçilere yıpranma payı/ erken emeklilik uygulamaları getirilmeli.
* Ev ve bakım hizmetleri azami ölçüde kamusal alandan ücretsiz karşılanmalı. (bianet)