ANF’nin haberine göre, Xeber 24 adlı internet sitesi, Hewler’de Batı Kürdistanlı partilerin düzenledikleri toplantıya katılan bir yetkilinin Batı Kürdistan’daki diğer bir parti yetkilisine gönderdiği mektubu yayımladı.
Mektuba göre temel amaç: “PYD güçlerinin etrafındaki çemberin daraltılması, YPG’nin Batı Kürdistan’da tek askeri güç olarak tanınmaması ve dışlanması.”
YPG’yi tasfiye planları
Bu yetkili, Federe Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani ve Dr. Hemid Derbendi başkanlığında yapılan toplantılarda ulaşılan sonuçlardan söz ediyor. Mektupta konuyla ilgili ifadeler şöyle:
“Tartışmalar sonucunda bu birlik içinde ortaklık yapan bütün partilerin Özgür Suriye Ordusu içindeki bütün üye ve taburlarını çekerek, askeri bir güç çatısı altında birleştirmeleri kararını aldık.
Bu da Özgür Suriye Ordusu’nun yardımı ve ittifakı ile gerçekleşecek.
Bu karar özellikle Savunma Birliklerinin (YPG kastediliyor) Serêkaniyê’de görüldüğü gibi rolünün çok öne çıkması ve artık Kürt bölgesinde tek askeri güç olarak öne çıkmasından sonra alındı.”
Federe Kürdistan Yönetimi tarafından maddi ve manevi olarak destekleneceğini de ekleyen parti yetkilisi, KDP tarafından bunun için belli bir bütçe ayrılacağını, başlangıç için de bir milyon dolar verileceğini ileri sürüyor.
Mektupta yer alan “yeni bir döneme başladık, bu da Hewlêr’de düzenlenen toplantılar serisi sonucunda atılan büyük adımlar sayesinde gerçekleşti” cümlelerinden de anlaşılacağı gibi, YPG’nin varlığı ve pozisyonundan çok daha önceleri duyulmaya başlayan rahatsızlık sonucunda, uzun zaman öncesinden planlar yapılmaya başlanmış.
Dolayısıyla, ABD emperyalizminin bölgedeki müdahalesi de göz önünde tutulduğunda, bu kararın sadece bazı partilere ait olduğunu söylemek de pek mümkün olmayacaktır.
Ne olmuştu?
Oysa geçtiğimiz aylarda Suriyeli Kürtlerin kurduğu Demokratik Birlik Partisi (PYD) ve Kürt Ulusal Konseyi, Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) karşı birleştiğini açıklamıştı. Bu birliğin birçok kuralı da vardı elbet ancak, önemsedikleri noktalardan biri şuydu; PYD’nin ağırlığının olduğu bölgeleri ortak yönetmek.
Fakat öyle olmadı, bu birlik çabuk bozuldu.
Serêkaniyê’de Kasım ayında, çatışma yaşanmıştı. Çeteci grupların iki defa düzenlediği saldırıyı başarıyla püskürttü PYD. Bu grupların ateşkes istemesinin ardından tekrar Aralık ayı başında saldırıya geçmesiyle şiddetli çatışmalar yaşandı ve çeteciler ağır kayıplarla geri döndüler.
Suriye’de hem Esad’a hem de ÖSO’na karşı savaşan YPG’nin gittikçe artan ağırlığı; emperyalizmin Ortadoğu üzerindeki hesaplarının taraflarından biri olan ABD ve TC ortaklığının çıkarları ile çatıştı.
Diğer Kürtlerin dönüm noktasını Serêkanîye olarak belirtmesi tesadüf değil elbette. Emperyalizmle anlaşamayan bir Kürt gücünün bölgedeki ağırlığındansa, denetlenebilir ve yönetilebilir bir Kürt gücü daha makbuldür. Dolayısıyla emperyalizm, bu konuda en iyi bildiği işi yapıyor. Kürtlerin bölünmesini ve birbiriyle savaşmaya başlamalarını sağlıyor.
YPG’ye karşı oluşturulacak bu askeri gücün daha önce ÖSO’ya karşı olmasının ardından şimdi PYD’ye karşı ÖSO ile işbirliği yapması da tüm bu hesapların basit bir denge üzerine kurulmadığını gösteriyor. Emperyalizmin bu konudaki müdahaleleri işe yaramış gibi gözüküyor.
Baskı, zulüm ve işkence
artacak
Suriye Kürdistanı’nda yaşananlar ve Irak Kürt yönetiminin de PYD aleyhine saf tutması, çatışmaların sadece o bölgede kalmayacağının sinyallerini veriyor. Bölgede alternatif haline gelen PYD’ye yapılan ve planlanan saldırılar, savaşta taraf olan Türkiye’nin coğrafyasını da doğrudan etkileyecektir (etkilemektedir).
Böylesine bir süreci karşılayabilmek için TC devleti, (ABD’nin dolaylı talebiyle elbette) PYD’nin güçlenmesine engel olabilmek için Türkiye’deki Kürtlere uyguladığı basıncı artıracaktır. Düzmece iddialarla hapishaneleri tıkabasa dolduran faşizmin, bu oranı artıracak olması muhtemeldir. Sınır içi-ötesi operasyonların sayısı ve dolayısıyla devletin katliamlarının artacağını görebiliriz.