Seni nasıl anlatsam, nereden başlasam bilemiyorum. 13 yıl oldu şehit düşeli. Canım, kuzum, oğlum, Barış’ım, sana doyamadan, hasretimi gideremeden, bize haber vermeden ülkeye döndün.
Birlikte kaldırdık pankartları yürüyüşlerde, o kararlı duruşun, o kararlı yürüyüşün hep ileriye doğru, seni olgunlaştırdı, cesaretlendirdi, her şeyi iyi planlar, iyi organize eder hale getirdi.
Senin boşluğunu kimse dolduramaz. Evde kardeşlerine yardımcı olurken, işte çalışırken, çevrede dostluklar edinirken, ilişkilerinde herkesi kendine hayran bıraktın. O güler yüzlü gülüşünle, çocukluğundan şehitliğine kadar hayatın gözümün önünden bir film şeridi gibi geçerken senin gibi bir oğlum olduğu için çok onurluyum. Senin telefonda annene – anne benim gibi bir evlat yetiştirdiğin için gurur duy – dediğin gibi.
Barış´ım sensiz geçen günler bizim için çok zor. Acı haberi aldığımda dünyam başıma yıkıldı. Keşke ben ölseydim, sen yaşasaydın. bir baba için evlat acısı yaşamak çok zor. Her şeyin bir bedeli var ve bizlerde bu bedeli çok ağır ödedik. Türkiye Devriminin yolunu çizen komünist önder İbrahim Kaypakkaya’dan günümüze kadar, devrim ve komünizm yolunda toprağa tohum olarak düşenler binlerce filiz verip büyüyecektir. Senin ideallerin, düşüncelerin sınıf mücadelesinde Türkiye Proletaryası ve devrim güçlerince daha ileri noktalara taşınacak nice BARIŞLAR yaratılacaktır.
Sizleri unutmadık!
Barış’ım bütün şehitlerimiz gibi senin de kanın yerde kalmayacaktır. Partin ve yoldaşların seni unutmayacak, unutturmayacak; intikamını mutlaka faşist cellatlardan alacak ve o kızıl bayrağı savaştığın dağlara bir gün mutlaka dikecektir. Uzun sureli sessizliğimi bozarak düşüncelerimi kısa da olsa yazmaya çalışıyorum. Çünkü kendimi ifade etmekte zorlanıyorum.
Benim için yaşamak, anlatmak, direnmek, şehitlerimize sahip çıkmak, anılarını yaşatmak, partiye ve devrime sahip çıkmak, faşizme karşı savaşanlara layık duruş sergilemek her zaman her yerde birincil görevimizdir. Barış’ım onurlu mücadelende sıktığın o yumrukla yoldaşlarına örnek oldun. Zor günlerin adamı direnmenin simgesi haline geldin.
Sıktığın o yumruk faşist düşmanlara korku saldı. Karabalı Köyü’nden gerillaların çıkışı Yozgat’ın köpeklerini her zaman uluttu. Düşman her zaman korkacak, faşizmin eli kanlı cellatları bir gün yaptıklarının hesabını verecektir. Tokat Erbağ’da Cem Ergüldü yoldaşınla şehitliğe eriştiniz. Sizleri unutmadık unutturmayacağız.
Televizyona bakarken bir kanalda, bir TİKKO gerillası ile bir HPG gerillası Dersim Cemişgezek’te şehit düştü haberi geçti. Ertesi gün TİKKO gerillasının Yurdal Yıldırım yoldaş olduğunu örgendim. Şok oldum. Hiç beklemiyordum. Çünkü aradan 13 yıl geçti ve aynı acıyı tekrar yaşadım.
Hamburg´tan giden Ovacık’ta şehit düsen 3 gerilla ile birlikte anma yapıldı. Yurdal yoldaş’ın bu anmada hayatı ve mücadelesi anlatıldı. Yaklaşık 200 kişilik salon tıka basa doldu. Kendimi zor tutuyordum, duygusal bir insan olduğum için sürekli gözlerimden boşalan yaşları sildim. Barış ile Yurdal´ın gerillada birlikte resmini görünce benim için kolay olmadı.
Benim konuşma yapmamı istediler; olabilir dedim ama sonra vazgeçtim. Daha sonra konuşmacı arkadaş “aramızda şehit ailelerimiz var konuşmak isterlerse” diye anons etti. Ben şehit babası olarak dayanamadım, kısa bir konuşma yaptım. Boğazım düğümlendi. Konuşamadım ve oradan ayrılmak zorunda kaldım.
Bir arkadaşın! “Karabalı Aydın, Barış, Yurdal’la Yaşayacak” adli şiirinden sonra Yurdal Yıldırım yoldaşın Barış´ı anlatan mektubu okundu. Barış’a – Barış Yoldaş az kaldı sana bir gün kavuşacağım- demesi beni çok duygulandırdı. Yurdal yoldaşın o mektupta anlattıkları şehitlerimizin, partiye, devrime, halka, yoldaşlarına; ne kadar bağlı, YOLDASLIK sevgisi ile ne kadar içten bağlı olduğunu bir kez daha anladım.
Unutulmayan, solmayan bu yürekler, ebediyen gönlümüzde, partimizle mücadelemizde yaşayacaktır. Çocukluk arkadaşın, okul arkadaşın, Almanya arkadaşın ve can yoldaşın Yurdal ile her alanda beraberliğini bütün halkımızın örnek alması gerekiyor.
Siyasi ve askeri alanda beraberliğin halkımıza, yoldaşlarına umut, düşmana korku, kavgaya sırt dönen döneklere tokat olmuştur.
Barış´ım seni anlatmak çok zor. Kelimeler yetmez. “Ben yanmazsam, sen yanmazsan, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa” dediğini unutmuyorum.
Yoldaşım, oğlum;
Onurumsun, canım barışımsın seni çok özledim.
Aydın, Barış, Yurdal yoldaşlar sizsiz sizinleyiz kalbimizde, gönlümüzde her zaman yaşayacaksınız. Sizi unutmadık unutturmayacağız.(Barış Aslanın ailesi)