Berlin: Münih’te yapılacak NATO Güvenlik Zirve öncesi Almanya Şansölyesi Angela Merkel ve TC Başbakanı Binali Yıldırım Berlin’de biraraya geldi. Beklentilerin aksine Alman Devleti’nin TC’ye yönelik hiçbir yaptırımı veya tavrı ortaya konmadı. Demokrat kamuoyu, buluşmayı Merkel’in Erdoğan’a açık desteği olarak yorumladı. Buluşma öncesi Nav-Dem’e yönelik getirilen gösteri yasağı ise Merkel’in Afrin işgalini açıktan desteklediği yorumlarına neden oldu.
On binlerce insanın Türk hapishanelerine atılması, infazların alenileştiği, Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) ülkenin yönetildiği, Afrin’e yönelik işgalin 28. Güne evrildiği, Tek Tip Elbise (TTE) saldırısının planlandığı bugünlerde Merkel, Yıldırım ile görüştü. Afrin işgali ile birlikte Almanya’nın TC’ye sattığı Leopard panzerlerinin gündemden düşmüyor. Afrin’de kullanılan Leopard panzerlerinin satışı bizzat Dışişleri Bakanı Gabriel tarafından onaylanmıştı. İki ülke hükümetleri ilişkilerin “yeniden normalleşmesini” öne çıkarıyor.
Yapılan bir saatlik buluşma sonrası öne çıkan konu ise tutuklu gazeteci Deniz Yücel’in durumu oldu. Bir yıldır tutsak olan Yücel hakkında iddianame olmaksızın hapis yatıyor. Alman Şansölyesi toplantıda Yücel’in durumuna dikkat çektiklerini söylerken, Yıldırım davanın en kısa zamanda başlatmasını umduğunu zikretti. Ancak demokratik çevreler, Yücel’e ilişkin iddianamenin dahi çıkarılmamış olmasının yeterince antidemokratik olduğunu ve Alman Hükümeti’nin bu durum karşısında sessiz kalmasını eleştiriyor.
Yanı sıra muhalif basında, Afrin işgalinin buluşmada ele alınmamasının Merkel’in işgale göz yumduğu şeklinde ele alınıyor.
Konuya dair mecliste sorun önergesi veren Sol Parti milletvekili Gesine Lötsch’e Alman Dışişleri “Türkiye’ye herhangi bir yaptırımın öngörülmediği, Türkiye’nin işgal hakkında uluslararası yasalara bağlı kalınarak savunma hakkını kullanacağı yönünde taahhüt verdiği ve Türkiye’nin kendi güvenliğinin dikkate alınması gerektiği” şeklinde cevap verilmişti.
Şansölye Merkel ve ekibinin, “Türkiye’nin güvenlik kaygılarını dikkate almaları”, Afrin’de dramatik sonuçlar doğuruyor. Afrin Enformasyon Merkezi’nden (ICAR) verilen son bilgilere göre 26’sı çocuk 161 sivil şimdiye kadar “Zeytindalı operasyonunda” katledildi. Mahalleler, hastaneler ve okullar bombardımana tutuldu.
Yıldırım birçok faşist uygulamanın başaktörü
Faşist uygulamaları ile dünya kamuoyunda bilinen Erdoğan’ın en yakın isimlerinden olan Yıldırım, yine aynı çevre tarafından yapılan komplo sonucu Başbakanlıktan uzaklaştırılan Davutoğlu sonrası Mayıs 2016’da Başbakanlık koltuğuna oturmuştu. Kürdistan’da Cizre, Nusaybin, Silvan, Varto, Sur vb. Kürt şehir ve ilçelerde yüzlerce insanın katledilmesi, evlerin yıkılması ve Kürtlerin göçe zorlanması döneminin Başbakanı olarak tarihe ismini yazdırdı. Bu dönemde özellikle Cizre’de bodrum katın 100’den fazla insanın diri diri katledilmesinde Binali Yıldırım baş sorumlulardan birisi olarak biliniyor. Binali Yıldırım dönemi, KHK’ların uygulanması, gazetecilerin hapsedilmesi, sokak infazlarının arttırılması, paramiliter güçlerin örgütlenmesi ve daha birçok faşist uygulamaların dönemi olarak tarihe geçti. Son olarak Afrin işgali ile savaş suçlusu düzeyinde suçlamalar Yıldırım’a yöneltilmişti. Demokratik kurum temsilcileri, Binali Yıldırım’ın Erdoğan’ın suç makinesi işlevini gördüğünü, buna rağmen Merkel’in görüşme yapmasını, tavırsız kalmasını sert bir dille eleştirerek ilişkileri askıya alma çağrısında bulundular.
Yıldırım’dan gazeteciye sözlü sataşma
Bir gazetecinin Afrin’e ilişkin fotoğrafları göstermek istemesine Yıldırım tahammül edemedi. Gazetecinin bu tavrına sözlü sataşmada bulunan TC Başbakanı fotoğrafların gerçeği yansıtmadığını, propaganda amaçlı olduğunu iddia etti ve sözlü sataşmasına devam etti.
Nav-Dem’e gösteri yasağı
TC Başbakanı Yıldırım’ın Almanya ziyaretinin faturası Kürtlere çıkarıldı. Ziyaret öncesi Kürt kurumu Almanya Demokratik Kürt Toplum Merkezi’ne (Nav-Dem) Köln polisi tarafından gösteri yasağı getirildi. PKK yanlısı ve gösterilerinde yasak bayrakların taşındığı“ iddiasıyla getirilen yasağın devam edeceği öne sürülüyor. Gayri resmi bilgilere göre Nav-Dem’e bundan sonra gösteri izni verilmeyeceği, kurumun dahi yasaklanabilmesi yönünde Alman makamlarının adım atacağı vurgulanıyor. Afrin’i Sahiplenme Platformu yasağı sert bir dille eleştirerek, yasağı tanımayacaklarını, Nav-Dem’e destek vereceklerini, Almanya’nın bu tutumu ile işgali desteklediğini ve yasakların derhal kaldırılması gerektiği vurgulandı.
“Alman Devleti’nin çıkarları, Afrin işgalinde yatıyor”
Türk devletinin son yıllarda tavan bulan faşist uygulamaları karşısında Almanya’nın sessiz kalması ve dolaylı olarak destek vermesi, silah ticaretine bağlanıyor. Merkel basın açıklamasında “ortak çıkarlarının” olduğunu ve bu “çıkarların” daha da “derinleştirilmesi” gerektiğini dile getirdi. Bu “ortak çıkarların” ekonomik çıkarlar olduğu basına yansırken, Kürdistan’da yaşanan katliamlarda Alman firmaları da kazanıyor. Kraus Maffei Wegmann ve Rheinmetall silah şirketlerinin tüm uğraşları, Alman ve Türk devletlerinin panzer antlaşmasının gerçekleşmesi yönünde oldu. Bu durum karşısında “Alman devletinin çıkarları gereği Afrin işgal edilmesi gerekiyordu” yorumları yapıldı. Alman demokratik çevreler tarafından silah şirketlerinin Berlin hükümetinin nasıl davranacağını çok önceden bildiklerine işaret ediliyor.(ATİK Haber Merkezi)