“Bizim topraklarda önce kadınlar uyanır, sonra güneş doğar; Çünkü güneşi kadınlar doğurur…”
Bu kitabı okumadan önce ve okuduktan sonra diye bir ayrım yapacaksınız hayatınızda. Bende öyle oldu. Umuyorum sizde de öyle olacaktır. Yaşadığımız bu dünya eğer biz bu ayrımı yapmaz isek düzelmeyecek. Şimdi siz diyeceksiniz ki “bir kitap mı dünyayı aydınlatacak?” Tabi ki “hayır”. Zaten kastım da bu değil.
Bu kitap sizin beyninizde bir kıvılcım yakacak. Bu kıvılcımdan bir, beş, on, yüz, bin güneş doğacak. Her kitap bir kıvılcım ve her kıvılcım bir güneş olacak. Ve dünyayı Bin Muhteşem Güneş aydınlatacak.
‘Nereye giderseniz gidin, ülkeniz peşinizden gelir. Artık siz orada yaşamasanız da o içinizde yaşar. Afganistan’ın Khaled Hosseini’de yaşadığı gibi…’
Khaled Hosseini “Bin Muhteşem Güneş” adlı bu güzel kitabı bizlere armağan ederken aslında birçok gerçeği de gözümüzün önüne serdi. Yazarın asıl amacı da buydu zaten. Yazar nereye giderse gitsin ülkesini ve ülkesinin sorunlarını içinde taşımış ve bunları eserlerine yansıtmıştır.
Afganistan’da yaşanan olayları ve bu olayların merkezindeki iki kadını ele alan yazar, kitabında o coğrafyanın dipsiz kuyularına inmiş ve o karanlık bölgeleri bizlere sunmuştur. Bence yazar o dipsiz kuyuları bizlere sunarken bizden bir şey beklemiştir. Her birimizin bir güneş olup karanlığa kafa tutmamızı beklemiştir. Kitabın bende uyandırdığı etki kelimenin tam anlamıyla budur.
Hadi kitabı elinize alın ve başlayın. İnanın bana kitap bittiğinde gözlerinizi kapatıp derin bir nefes alacaksınız ve tutuşturacağınız güneşi hayal edeceksiniz. Şimdiden iyi okumalar!
Kitabın Yazarı: Khaled Hosseini
Türü: Yabancı Romanlar
Yayınevi: Everest Yayınları
Yayınlandığı Yıl: 2008
(Bir Özgür Gelecek Okuru)