Makaleler

Ekonomi borçla büyüyor! Milyoner sayısı artıyor! -1-

Katar krizi patlak verdiğinde en hızlı refleks gösteren ülkelerden birinin Türkiye olması aralarındaki ekonomik-politik ilişkiyi bilenler açısından hiç şaşırtıcı olmadı. Son yıllarda “kaynağı belirlenemeyen” kayıt dışı sermaye girişinin bozulmuş olan makro ekonomik dengelere rağmen Türkiye’nin krizini idare edebilmesinde temel bir rol oynadığı bilinmektedir. Hal buyken, Katar’ın yanında taraf tutup Suudilerden krizin bitmesi için “Eyyy” diye seslenmeden ricacı olunmak dışında bir seçenek kalmamaktadır. Bunlar Türkiye’nin ekonomik sıkışmışlığının göstergesidir. Türkiye’nin burjuva sistem içinde dahi artık tolere edilmekte zorlanılan “yasadışı” ekonomik faaliyetlerine rağmen durumu hiç parlak görünmüyor. Fakat bunu TÜİK’in rakamlarından hemen ortaya çıkarmak mümkün görünmüyor. Çünkü TÜİK, Türkiye’de pembe tablolar çizmeye devam ediyor. Sorunun varlığı, pek “titiz çalışmayan” TÜİK’in farklı endeksleri arasındaki çelişkilerde daha net ortaya çıkıyor.

Haziran ortasında açıklanan büyüme rakamları hükümetin beklediği gibi % 4 değil, % 5 olarak açıklandı. Peşi sıra açıklanan işsizlik oranlarında ise ocak ayına göre % 2’ye yakın düşüş göründü. Erdoğan bu rakamları “uyuyan, yan gelip yatan bir Türkiye yok” şeklinde yorumladıysa da sayılara daha yakından bakıldığında borçla oluşturulan bir büyüme olduğu ortaya çıkıyor. Nisan referandumu öncesi hükümetin yaptığı harcamaların yanı sıra kredi verme şartlarının değiştirilmesi ve daha kolay hale getirilmesi halkın borçlanarak ihtiyaçlarını gidermesi anlamına geldi. Borç yükünün artması, çalışan kesimlerin iş koşullarından güvenliğe, aldıkları ücrete kadar çok kötü koşullarda çalışmayı kabul etmelerini veya artık gittikçe sıklaşan şekilde cinnetler yaşamasını getirmektedir.

Halk, zorunlu harcamaları için borçlandığında aldığı paranın faizini ödemesi dışında ödediği vergilerle de soyulmaktadır. Yani “iliğine kadar” sömürülme durumu yaşanmaktadır. Dolaylı vergi sistemiyle, en zorunlu tüketim maddeleri olan ekmekten suya kadar her şeye vergi ödenmektedir. Fakat bu vergiler hazine tarafından açık bir şekilde kamu-özel işbirliği ile yapıldığı söylenen ve kâr garantisi verilen köprü, otoyol, hastane vb.lerini yapan şirketlere aktarılmaktadır. Osmangazi ve Yavuz Sultan Selim Köprüsüne 23,7 milyar Dolar taahhüt verilmişti. Bu miktar 2016 Temmuz’undan kasım ayına kadar kurdaki artış dolayısıyla 16.4 milyar TL arttı. Yani halkın cebinden şirketlere doğru çalışan hortumlama mekanizması çok yönlü çalışmaktadır. Tüketim kredileri artırılırken sürekli borç içinde olunmakta, borcun ödenmesi için çok zor koşullarda, yoğun sömürü altında çalışılmakta ve üstelik yenilen ekmekle bile şirketler finanse edilmektedir.

Tüm bu sömürü mekanizmasının da işe yaradığını belirtmeliyiz. Çünkü açıklanan Küresel Varlık Raporu’na göre Türkiye’de 2016’da milyoner hane sayısı % 0,2 artışla 28 bine yükselmiş durumda. Her ne kadar bu milyonerlerin arasına çok daha eski zamanlarda katılmış olsalar da Erdoğan ve Yıldırım’ın ailelerinin de bu 28 binin içinde olduğunu vurgulamak gerekiyor. Fakat Panama belgelerinde de görüldüğü gibi milyonerler genelde vergi ödemeyi sevmediklerinden farklı ülkelere falan gitmek zorunda kalıyorlar. Bizler de bu durumu ara sıra kendi iç çekişmeleri sonucu sızdırılan belgelerden öğreniyoruz. Öğreniyoruz ama şaşırmıyoruz. Çünkü kapitalist sistemin esası zaten buna dayanıyor. Yani milyonerler için işler yolunda. En son ortaya çıkan belgelerin ismi “Malta Dosyaları”ydı.

Bunları Avrupa Araştırmacı Gazetecilik Ağı (EİC) yayımladı. Buna göre Erdoğan ve Yıldırım’ın ailelerinin 2008’den itibaren Malta ile ticari ilişkileri başlamış. Malta’da şirket kurma maliyeti ve vergi oranları düşük. Belgelere göre Yıldırım ailesinin gemi ve gayrı menkullerinden oluşan 140 milyon Avroluk, Erdoğan ailesinin ile Azeri zengin Masimov’un Türk vatandaşlığına geçmeden önce hediye ettiği ve 26.5 milyon Avroluk değere sahip tankerin kayıtlı olduğu şirketi bulunuyormuş. (9 Haziran 2017, Özgürlükçü Demokrasi, O. Hamzaoğlu’nun yazısı) Tabii bu Malta dosyalarına dair burjuva basında hiçbir haber yorum çıkmadı. Erdoğan ve Yıldırım aileleri de bir açıklama yapmadı. Sonuçta neyi açıklayacaklar ki, milyon avroluk hediye verilmişse onlar yapsın, aileleri de para kazanmasın mı!

(Devam edecek)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu