H.Merkezi: Nuriye Gülmen ile Semih Özakça’nın KHK’larla ihtaç edilmeleri ile başladıkları açlık grevi sürerken destek eylem, etkinlik ve açıklamaları sürüyor.
Avrupa Türkiyeli işçiler Federasyonu (ATİK ) bir açıklama yaparak Nuriye ve Semih’in ve tüm KHK ihraçlarının taleplerini sahiplendiklerini ilan ettiklerini dile getirdi.
ATİK açıklaması, “Türkiye’nin üzerine karabasan gibi çöken bu hukuksuz uygulamalar nedeniyle, ihraç edilen kamu emekçileri aileleriyle birlikte zor koşullara mahkûm edilmiş; bu hukuksuzluğu ve haksızlığı kabullenemeyen, çaresizliğe düşen onlarca insan intihara sürüklenmiştir” sözleriyle başladı.
Haksızlık ve hukuksuzluğa karşı, ülkenin çeşitli şehirlerinde protestolar ve mücadele yöntemleri de gecikmediğini dile getiren ATİK, “KHK ile haksız ve hukuksuz biçimde ihraç edilenlerdenakademisyen Nuriye Gülmen ile öğretmen Semih Özakça da;işlerinin, ekmeklerinin ellerinden alınmasına, maruz kaldıkları adaletsizliğe boyun eğmediler. Önce 120 gün boyunca Ankara Yüksel Caddesi’ndeki. İnsan Hakları Anıtı önünde; onlarca gözaltına, işkencelere rağmen sessiz oturma eylemlerini sürdürdüler. 121. günde direnişi bir adım daha ileriye taşıyarak, “Sizleri açlığa mahkûm ediyoruz” diyenlere; “işimi geri istiyorum” talebiyle bedenlerini süresiz açlık grevine yatırdılar. Ankara’nın orta yerinde, gözlerindeki umudu ve yüzlerindeki gülümsemeyi bir an olsun kaybetmeden, 75 gün boyunca sürdürdüler direnişi” dedi.
“Yeni Gezi ve Tekel Direnişini engellemek” korkusu ile gözaltı
Eylemin, sağlık açısından oldukça kritik günlere girmiş olmasına rağmen, Nuriye ve Semih adlî kontrol için her gün karakola gidip imza veriyorlar, ayrıca günde iki sefer Yüksel Caddesine gelerek basın açıklamasıni yaptıklarını altını çizen açıklama, “Buna rağmen direnişin 75. Gününde, gece yarısı, özel harekat polisleri Nuriye ve Semih’in kaldıkları eve baskın yapmış ve kapıyı kırarak içeri girmiştir. Nuriye ve Semih’i yerlerde sürükleyerek ve darp ederek gözaltına alırken, duruma engel olmaya çalışan yakınları ve avukatlar da birlikte gözaltına alınmıştır. Avukatlar yaptıkları basın açıklamasında, savcılığın Gülmen ve Özakça’nın evlerine yönelik baskını; “Grevin ölüm orucuna dönüşmesini, ayrıca Gezi ve Tekel eylemleri gibi yaygınlaşmasını engellemek” gerekçesiyle gerçekleştirdiğini bildirdiler.” şeklinde sürdürüldü.
ATİK: “Hak arama mücadelesi dalga dalga yayılıyor!”
Şüphesiz egemenlerin korkuları yersiz olmadığını ifade eden ATİK, devletin saldırdıkça ülkenin birçok yerinde başta Semih’in eşi ve annesi, Gezi’nin şehit anneleri ve toplumun birçok kesitinden kadınlar olmak üzere, dayanışma eylemlerinin dalga dalga yayıldığını vurgulayarak, “Adalet arayışı ve direniş geleneği tekrar tekrar yükseliyor” dedi.
Açıklama, “ATİK olarak; Gülmen ve Özakça’nın direnişini sahiplendiğimizi, haksız/ hukuksuz ihraç edilen tüm emekçilerin görevlerine iade edilmeleri taleplerinin, talebimiz olduğunu ilan ediyoruz. Faşist T.C. devletinin emekçilere ve tüm ezilenlere yönelik saldırılarını ve yaptırımlarını lanetlerken, ATİK tabanımız başta olmak üzere, tüm ilerici, devrimci ve demokratları kamu emekçilerinin Avrupa’daki sesi olmaya çağırıyoruz.
Direne Direne Kazanacağız!
NuriyeGülmen ve SemihÖzakça Yalnız Değildir!
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça Derhal Serbest Bırakılsın!
Faşizme Karşı Omuz Omuza!” şeklindeki çağrı ile sonlandırıldı” şeklindeki çağrı ile sonlandırıldı.