Makaleler

Burjuva medyanın bile saklayamadığı gerçek: Çocuk işçiliği

20 Şubat günü burjuva medyanın “amiral” gazetesi Hürriyet’te çıkan haber dikkat çekici idi. Haber İstanbul-Fatih’in Küçük Pazar semtinde “merdivenaltı” diye tabir edilen tekstil atölyelerinde çalıştırılan çocuk işçileri konu almış. Aslında benzer tekstil atölyelerinde çalıştırılan çocuklar daha önce İngiliz yayın kuruluşu BBC ve İngiliz gazete Guardian’a da konu olmus, bu yayınlar Türkiye’deki tekstil atölyelerinde Suriyeli çocuk işçilerin çalıştırıldığını yazmıştı.

Haberde şu kısım dikkat çekiyor: “ ‘Merdivenaltı’ olarak adlandırılan bu işletmelerin çoğunda çocuk işçi çalıştırılıyor iddiası üzerine biz bölgeye gittik. Bu atölyelerin çoğunda ise iddiaların doğru olduğuna şahit olduk. Hanın eksi 1. katında gömlek üretimi yapan bir atölyedeyiz. İçeri giriyoruz. Havalandırma olmayan camsız bir oda. Ortalama bir evin salonunun iki katı büyüklüğünde bir alanda 20-25 kişi çalışıyor… Çalışan Türk sayısı az. Genelde göçmenler var… Odaya girdiğimizde tüm bu özellikler dışında ilk göze çarpan çalışan çocuk sayısının fazlalığı oluyor. Sadece bu atölyede yasak olmasına rağmen 10-14 yaşlarında 3 çocuk çalışıyor. Biri gömlek parçalarını ütülerken diğerleri paketleme yapıyor.” (Hürriyet, 20.02.2017)

Çocukların çalışma koşullarına ve aldıkları ücrete dair de şöyle bir tablo ortaya çıkmış: “Ütü yapan bir çalışanla konuşuyoruz. Maaşının ‘Yaptıkları işe ve yaşlarına göre değişiyor. Ütü yapanlar 600 liraya yakın kazanıyor. Ancak ayak işleri yapanlar en fazla 400 lira kazanıyor’ şeklinde cevaplıyor. Yine aynı kişiden çalışma saatlerinin 12 saati bulduğunu öğreniyoruz.“ (Hürriyet, 20.02.2017)

Haberde, bu „merdivenaltı“ diye tabir edilen tekstil atölyelerinin üretimlerini nerelere yaptıkları ayrı bir tartışma konusu oluyor.(!)… “bir atölyenin sahibi ile konusuyoruz. Hangi firmalara üretim yaptıklarını soruyoruz. Ancak firma ismi vermiyor. ‘Piyasaya üretim yapıyoruz’ diyen atölye sahibi ‘Bize ne tarz ürün istiyorlarsa sipariş veriyorlar. Ona göre üretim yapıyoruz. Türkiye’nin birçok yerinde ürünlerimiz satılıyor’ ifadelerini kullanıyor.” (Hürriyet, 20.02.2017)

Ertesi gün ise haber tekstil patronlarının tepkisini çekiyor ve saygın (!) şirketlerine halel getirmiyorlar. Bu patronlar yine aynı gazetenin ertesi günkü sayısına BBC ve Guardian’da çıkan haberlerin doğruyu yansıtmadığını, çocuk işçi çalıştıran yerlerin kayıtdışı faaliyette bulunan merdivenaltı üretim olduğunu söylüyorlar. BBC ve Guardian ise bu atölyelerin ihracatçı patronların şirketlerine üretim yaptığını belirtiyordu.

İlk olarak şunu belirtmek gerekir ki, bu patronların “kayıtdışı” “merdivenaltı” diye tabir edip sanki sistemin dışındaymış gibi göstermek istediği yerler aslında sistemin taa içindedir. Patronların aşırı kâr için kullandıkları bu atölyelerin aynı zamanda piyasada itibar(!) yapmış ünlü markalar için ucuza üretim yaptığı bilinen bir gerçekliktir. Nitekim emperyalistlerin uluslararası tescilli yayınları olan BBC ve Guardian bile bu “merdivenaltı” atölyelerde üretimi yapılan ürünlerin önemli markalara yapılan üretim olduğunu söylüyor. Tekstilin büyük patronları bunu ne kadar saklamaya çalışırsa çalışsın, kapitalizmin sömürüde hiçbir kural tanımadığı hatta kendi yaralarını bile tınlamadığını her gün yaşadığımız onlarca pratikle deneyimliyoruz. Kapitalist patronlar için yeter ki daha fazla kâr olsun, geri kalan hiçbir ilke, kural onlar için önemli değildir. Bu tür yerler, devlet tarafından denetlenemeyen yerler değil, denetlenmeyen, göz yumulan ve hatta teşvik edilen yerlerdir. Yoksa mesela devrimciler, yurtseveler, halk söz konusu oldugunda binlerce polisi, askeri ile yüksek teknolojisi ile baskı kurup bu konudaki yeteneğini (!) kanıtlayan devletin; şehrin en göbeğinde üretim yapan ve sayıları bir hayli fazla olan bu tür yerleri gözden kaçırabileceğini düşünmek en hafif deyimi ile saflık olacaktır. Uzun lafın kısası bu her türlü yoğun sömürünün yapıldığı küçük çocukların, özellikle mülteci çocukların çok ucuz fiyata çalıştırıldığı, işçilerin kazanmış olduğu kırıntı hakların dahi ellerinden alındığı bu yerler, patronların, devletin bilgisi dışında yerler değil, aksine yoğun olarak kullandıkları, teşvik ettikleri yerlerdir. Buralar sistemin dışı değil, taa içi ve gerçek yüzü, aynasıdır.

Hürriyet’teki bu haberin üzerinden bir ay süre geçmiş olmasına karşın üzerine yazmaya değer olmasının nedeni emperyalist-kapitalist sistemin kronikleşmiş sorunu olan çocuk işçiliği üzerine yazılmış olmasıdır. Çünkü bu sorun, bir mekana ya da kısa bir zaman dilimine indirgenemez. Çocukların emeğinin yoğun sömürüye tabi tutulması, daha önceki bütün sömürücü sistemlerde olduğu gibi kapitalizmin en başından beri olan bir durumdur. Günümüzde de kapitalizmin ulaştığı son düzey olan emperyalizmde de devam etmekte ve hatta çok daha üzt boyuta ulaşmıstır. Nitekim Hürriyet, BBC, Guardian gibi burjuva medyanın temsilcilerinin bunu haberleştirmeleri, bunların samimi olmadığı bilinse de, çocuk işçi sömürüsünün saklanamaz boyutlarda olduğunu gösteriyor. Her ne kadar Hürriyet kendi meşrebine ve sınıfsal konumlanışına uygun bir şekilde sanki çocuk işçi sömürüsü lokal bir sorunmuş gibi sistemle bu sorunun bağlarını koparmaya çalışsa da bu durumun hiç de böyle olmadığı yaşamsal pratiklerden çıkarılabilir.

 

Devam edecek

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu