Son yıllarda yapılan araştırmalarda emekli ve memurların temel gıda maddelerinin satın alma gücünün düştüğü açık bir şekilde görülüyor. Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar’ın yaptığı açıklamaya göre bu oran ciddi derecede gerilemiş durumda.
Gıdada fiyat artışının resmi enflasyon oranının çok üzerinde olduğunu belirten Çakar; “Son bir yıldaki gıda enflasyonu, çalışanları ve emeklileri ezdi. Tüm memur ve memur emeklileri ile emekli öğretmenlerin 52 temel gıda maddesinde, emekli işçilerin 46 temel gıda maddesinde, çalışan asgari ücretli işçilerin ise 37 temel gıda maddesinde satın alma güçleri düşmüş ve yoksullaşmışlardır. TÜİK‘in 2014 yılı Eylül ayı ile 2015 yılı Eylül ayı gıda fiyat istatistiklerine göre, mercimekte yüzde 35.49, dana etinde yüzde 24.78, yumurtada yüzde 15.10, zeytinyağında yüzde 99.35, çayda yüzde 20.67, dolmalık biberde yüzde 37.97, taze fasulyede yüzde 27.27, patlıcanda yüzde 44.94, üzümde yüzde 21.84, kavunda yüzde 17.02, ceviz içinde yüzde 28.41, fındık içinde yüzde 38.23 artış olmuştur” diyerek enflasyon fiyat dengesini emekli ve memurların üzerindeki etkilerini gösterdi.
Yıllar geçtikçe ekonomideki istikrarsız durum emeklilerin daha da yoksullaşmasına yol açtı. Özellikle yükselen enflasyon tüm fiyatların yükselmesine neden olurken emekli ve memur maaşlarına yapılmayan ya da enflasyon oranı altında yapılan zammın satın alma gücünü etkilemediği ifade edilmektedir. Enflasyon oranlarının belirlenen herhangi bir kur paritesinde sabitlenememesi ve bunun sonucunda genel pahallılaşmanın artması satın alma gücünün bu oranda artmaması yoksullaşmanın önünü açtı. Devletin enflasyonun yükselmesinin engelleyemediği üzerine ülke parasının uluslararası para birimleri karşısındaki değer kaybına uğradığı süreçte ekonomideki devülasyon durumu emeklilerin daha da yoksullaşmasının başlıca nedenlerinden biriydi. Enflasyon artışı fiyat artışını getiriyor fiyatların genel artışına ufak bir fikir sahibi olmak için enflasyonun fiyat çelişkisini anlamak gerekiyor.
Enflasyon fiyat dengesi
Eğer iç piyasada arzdan fazla talep varsa ya da üretilen mal ve hizmet miktarından daha fazlası talep ediliyorsa enflasyon artacak ve fiyatlar yükselecektir. Bu durumda devletin enflasyonu düşürmesi için ya faizleri artırması ya da hane halkını tasarrufa yöneltmesi gerekiyor. Ancak AKP hükümeti döneminde özellikle son yıllarında iç piyasadaki dengesizlikten kaynaklı devletin ekonomiyi düzeltme yöntemi hane halkını sürekli olarak tüketime zorlamak ve elinde birikmiş olan parayı harcamasını sağlamak oldu.
Özellikle doların yükseldiği dönemde R. T. Erdoğan’ın “Dolar tutmak vatan hainliğidir” şeklindeki beyanı bu iddiamızı somutlar şekilde. Devlet hem şovenist politikalarını artırıp hem de hane halkının parasıyla iç piyasayı hareketlendirmeye çalışmaktadır. Bu şekilde de enflasyonu düşüremeyen AKP hükümeti, emekli ve memurların maaşlarına ciddi anlamda bir zam da yapmayarak artan fiyatlar karşısında hane halkını da yoksullaşmaya itmektedir. Fıtratlarında insanları aç bırakmak olan egemenlerin enflasyonu düşürmeyi bırakın hamlesi düşüncesi bile yoktur.
Yoksullaşan emekli maaşıyla kendi yaşamlarını idame ettiremeyen emekliler özellikle son dönemde tarım da istihdam aramaya başlamışlardır.
Yoksullaşan emekliler tarıma yöneldi
Yoksullaşan emekliler kendi yaşamlarını idame ettirmek için farklı işlere yönelmeye başladı. Emekli olamayan emekliler fiyat artışlarının karşısında çareyi yeninden çalışmaya yönelerek çözmeye başladı. Taksicilikten, garsonluğa kadar tüm işleri, iş güvencesi olmadan yapmak zorunda kalan emekliler son dönemde çareyi tarım alanına iş bulmaya başladılar. Yapılan araştırmalara göre tarım sektöründe çalışan işçilerin daha önceden başka sektörlerden emekli olup sigortasız işçilerden oluşan kişiler olarak ortaya çıkıyor.
Tarımda sigortasız ve yarı maaşa çalışan emekliler aslında iş verenler için aranan kan. Hem sigortasız ve hem düşük ücretle çalışmak zorunda olan emekliler, yaşamlarını idame ettirmek için bu gibi zor koşullar altında çalışmaya zorunda bırakılıyor. AKP hükümetinin ekonomideki bu istikrarsız tutumu devam ettikçe yoksullaşma oranı hızla artmaya devam edeceği gibi emekli ve memurların başka işlerde çalışması da hızlı bir şekilde devam edecektir. Yani mezar da emeklilik hayata geçmiş olacaktır.