Kalbi daima soldan atan Britanyalı yönetmen Ken Loach, ikinci kez Altın Palmiye aldığı Ben, Daniel Blake / I, Daniel Blake ile İngiltere’nin çöken sosyal yardım sistemini eleştiriyor. Daha doğrusu, işsiz kalan yardıma muhtaç kimselere yardım etmemeyi, onları canlarından usandırıp, hakkı olandan vazgeçirmeyi kendine iş edinmiş sosyal yardım kurumunun işleyişini gözler önüne seriyor.
Gerçek olaylardan…
Filmin senaryosu, Ken Loach’un pek çok filminin senaryosunda da imzası bulunan Paul Laverty’ye ait. Laverty, İngiltere’nin çöken yardım sistemini, yaptığı röportajlardan hareketle ve gerçek olaylardan esinlenerek kaleme almış. Birbirlerinden başka yardım alacak kimseleri olmayan yardıma muhtaç insanlar ancak birbirleriyle sırt sırta vererek hayatta kalabiliyorlar. Akıl almaz bir şekilde işleyen bürokrasi, mağduru yıldırmak üzerine kurulu. Dünyanın bu en büyük kapitalist ülkesi Britanya’daki sosyal yardım sisteminin çöküşü ülke yönetiminin tercih ettiği bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor. Amaç yardım etmek değil, muhtaç olanı bir bilgisayar tuşu gibi “delete”e basarak sistemden çıkarmak üzerine kurulu. Kim vazgeçerse o kaybedecek. Daniel Blake karakteriyle Ken Loach sisteme direnmeyi seçiyor.
Kalp hastası olduğu doktor raporuyla belgelenen Daniel Blake’e doktoru tarafından iki ay çalışamaz raporu verilir. Sağlık sebebiyle işten men edilen Daniel, maaş alamayacaktır. Bu süre zarfından geçinebilmek için sosyal yardım kuruluşlarına başvuru yapması gerekir. Çalışamaz durumda olduğunu sosyal hizmetler çalışanına ispat etmek zorundadır. Sosyal hizmetler çalışanının kafası mağduru mağlup etmek üzerine çalışmaktadır. Hal böyle olunca Daniel’ın teknolojiyle imtihanı başlar. Değişen başvuru sistemi, 60’ına merdiven dayamış, kurşun kalem kullanmaktan vazgeçmemiş bu marangoz ustası için hayli zorludur.
Sosyal yardım kurumuna doğrudan bilgi almaya gittiğinde karşı karşıya kaldığı durum ise bilgisayar karşısında kaldığı durumdan farklı değildir. Kendilerine öğretileni bilgisayar soğukluğuyla tekrarlayan, tekrarlayan ve yine tekrarlayan sistemin memurlarıyla, korumalarıyla karşılaşır. İnsan olduklarını onlara hatırlatmaya çalışsa da, robotlaşmış insan güruhuna derdini anlatamaz. Kendisi gibi mağdur diğer insanları görür. Kurumda tanıştığı iki çocuklu ve dul Katie ile kader birliği yapar. Komşusunun gözünün içine bakan, bilgisayardaki herhangi bir tuş olmayan bu adam, çevresinde yardıma muhtaç olan, olabilecek herkese karşı tetiktedir. Tepeden tırnağa insan olarak, tepeden tırnağa kapitalistçe işleyen bu çarkın karşısına dikilir.
Karanlık bir ortamda sosyal yardım profesyonellerinin sorularını yanıtlayan Daniel Blake’i duyarız. Bu ilk kareden itibaren, film kendisine ilişkin doneleri de verir. Sistemin çirkinliğini mizah duygusunu yitirmeden gösterir Ken Loach. Bitip tükenmek bilmeyen bir sabır işinin içinde buluruz kendimizi. Yolları kesişen Daniel ile Katie, onurlarını, haysiyetlerini korumak için birbirlerine destek olurlar. Sistem, kırılma noktalarından, çatlaklarından sızarak oynar onlarla. Daniel’e karşın siyahi komşusu genç delikanlı, yaşına rağmen sistemi çözmüş, yaşayabilmenin yollarını bulmuştur. Daniel, her ne kadar dijital ortam ve iletişim çağıyla yıldızı barışık olmasa da, bu siyahi gençle, onun yaşıtlarıyla, dünyanın diğer ucundaki Çinli fabrika işçisiyle kolaylıkla iletişim kurabilmektedir.
‘Ben, Daniel Blake’im’
Sisteme karşı konumu sarsılan ve yönünü kaybeden Daniel rüzgârı arkasına alır, en derininden gelen sesle sisteme “Ben, Daniel Blake’im” diye bağırır.
Loach, bize sistemin çürümüşlüğünü gösterirken, “insan” olduğumuzu hissettirecek kadar incelikle işlenmiş bir işe imza atmış. Salt gerçekçiliğin egemen olduğu film, insani dokunuşları ve mizah duygusuyla aklımızda ve yüreğimizde iz bırakıyor. Kasvetli ve gri havasına rağmen, sımsıcak, samimi bir film Ben, Daniel Blake. Kimi bölümlerde melodram havası fazla gelse de, bir parça duygusallığın kimseye zararı olmaz. 80 yaşında olmasına rağmen insana ve hayata inancını koruyan Ken Loach, bir kez daha başarıya ulaşmış.
Filmin oyuncu seçimindeki başarıya işaret etmeden geçmeyelim. Son derece başarılı iş çıkaran oyuncularıyla Ben, Daniel Blake mutlaka izlenmeli.
Yönetmen:Ken Loach
Senaryo:Paul Laverty
Oyuncular:Dave Johns (Daniel Blake), Katie (Hayley Squires)
Esra Karataş / Gazete Duvar