GüncelManşet

HALKIN HABER ALMA HAKKINI ENGELLEYEMEYECEKLER!

14 yıllık iktidarı döneminde işçi, emekçi, kadın, doğa, hayvan vd. düşmanı paketler, toplu açılışlar, mega projeler derken bunlara paralel yolsuzluk, yüzsüzlük ve hukuksuzlukta sınır tanımayan AKP, duvara tosladı. İçte ve dışta “stratejik derinlik” avuntularıyla kendilerine kazdıkları ve düştükleri kuyularından dört bir yana saldırarak kurtulmaya çalışan AKP, R.T. Erdoğan’la birlikte halka karşı topyekun saldırarak yaşamını uzatmaya çalışıyor.

15 Temmuz darbe girişimi ile birlikte klik savaşı son raddesine varırken 14 yıllık iktidarı boyunca mağdur-mağrur, azgın, katil rollerini ustaca yerine getiren AKP’nin, gerçekte gücünün hiç de o kadaır olmadığı ortaya çıktı. Polisinden öğretmenine, askerine, memuruna, doktoruna, avukatına “FETÖ” örgütlenmesi her yerde çıkarken enişte ve komşunun istihbaratıyla bir darbe teşebbüsünü geride bıraktı. İşi artık iyiden iyiye paranoyaya (aslında rakipleriyle hesaplaşmaya) bağlayan AKP, 15 Temmuz destanı(!) ile kaybettiği prestiji geri kazanmaya çalışıyor.

Bir başına 2023 hedefli hayalleri ile dolmuş miada eklemeler yapmak için toplumun nefes kanallarını kapatan AKP, kaybedilen prestiji dışta bulamayınca ülkedeki toplumsal kesimleri bir bütün bastırarak dikta rejiminde bulmayı umuyor. Bu saldırıların hedefinde şu sıralar muhalif TV, radyo ve gazeteler bulunuyor. Önümüzdeki yıl tamamlanacak olan yeni hapishanelerle beraber 150 bin kişiyi hapishanelere atmayı planlayan devlet, katliamlar gerçekleştirerek bu saldırıları genişletmeyi önüne koyuyor.  Numan Kurtulmuş’un başında olduğu Kanun Hükmünde Kararname masasıyla, radyolar mühürlenirken sesine, emeğine sahip çıkan bir basın emekçisinin saçlarından sürüklenerek gözaltına alınmasından muhalif kesimlere verilmeye çalışılan gözdağını Özgür Radyo’da gördük.

Numan Kurtulmuş’un organize ettiği, RTÜK’ten bazı yetkililerin iddia ettiğine göre tamamıyla kendilerinden habersiz KHK ile işletilen süreç… Kimin haberi var kimin yok, işimiz değil elbet. 12 TV ve 11 radyonun kapatılıp mühürler vurulduktan sonra teknik malzemeler yağmalanarak devlet yalakası TRT’ye peşkeş çekildi. Yani suçlarını gizlemek, yeni ve daha büyük katliamlarına uygun ortam yaratmak için eleştiren ve itiraz eden, televizyon ile radyoları mühürlediler.

Devletin “Özgür Basın” düşmanlığının 24 saati

Hayatın Sesi TV, Azadi TV, Jiyan TV, Van TV, TV10, Denge TV ve Zarok TV’nin de aralarında bulunduğu 12 televizyon kanalının TÜRKSAT yayınları OHAL kapsamında Numan Kurtulmuş’un başkanlık ettiği birim tarafından verilen emir ile 24 saat içerisinde kapatıldı. Kapatılan kanallardan özellikle de Jiyan TV, TV 10 ve Zarok TV ayrı bir önem taşıyor.

Jiyan TV Türkiye’de ilk Zazaca(Kırmanckî) yayın yapan televizyon. Zaza dili, kültürü ile yayın yapan bir kanal. TV 10 ise Alevilerin sesi. Zarok TV’nin bu kapatılmalarda çok daha özel bir yeri bulunuyor. Zarok TV Kürtçe’nin çocuklar nezdinde gelişimini amaçlayan kültürel bir kanal olmasına rağmen AKP bunu bile hazmedemedi. Yani Red Kit’in ve Şirinler’in Kürtçe konuşmasını kabullenemeyerek, Kürt çocuklarının Kürtçe öğrenmesi, konuşması engellenmesi amaçlandı. Böylelikle yıllardır bu iktidarın Kürtçe’ye, Kürtlere karşı olmadığı yalanı bir kez daha açığa çıkmış oldu.

Cizîr’i, Sûr’u, Şirnex’i, Gezi’yi kimse görmesin diye kapatıyorlar

15 Temmuz darbe girişiminin ardından demokrasiye sahip çıkma çağrısı yapanların demokrasiden anladıkları bu süreçle beraber tekrar açığa çıktı. Temel hak ve özgürlükleri engellemeyerek OHAL ile Gülen Cemaati’ne karşı mücadele edeceklerini açıklayanlar, bugün OHAL’i tam da beklediğimiz şekliyle; ezilenlere karşı kullanıyorlar. Biliyoruz kidarbe gerçekleşseydi de bugün yaşananlar olacaktı.

Türkiye’de hükümetler sıkıştığında bir çıkış yolu olarak baskıyı daha bir önceliğine alır. Gazeteciler, gazeteler, TV’ler, radyolar baskı altına alınmaya çalışılır.  Önce gerçekler karartılmaya çalışılır; halkın doğru bilgiye ulaşması engellenir ki baskıcı düzen devam edebilsin. Bununla beraber OHAL 3 ay daha uzatıldı ve 1 yıla uzatmak için OHAL’i olağanlaştırmanın yöntemi olarak da her partiden üyenin bulunacağı KHK Komisyonu kurulmak isteniyor. Komisyonun kurulmasıyla resmilik kazanacak olan OHAL uygulamaları, toplumun büyük bir kesimine OHAL koşullarını “normalleşme” olarak dayatılacak.    

Yani 23 radyo ve TV, işçiler ve kadınlar öldürüldüğünde, LGBTİ’ler nefret cinayetine kurban edildiğinde, doğa talan edildiğinde kimse ses çıkarmasın diye; TV’ler penguen belgeseli yayınlasın diye, Cizîr’de, Sûr’da insanlar öldürüldüğü zaman kimse görmesin diye kapatılıyor. Evet, ülkede sömürünün katmerleştirildiği bir gerçek, ve bu gerçekler ortaya çıkmasın diye TV ve radyolar kapatıldı.

Yılmadan, usanmadan gerçekleri yazmaya, görüntülemeye devam

AKP iktidarının dayatacağı OHAL’i ve uygulamalarını kabullenmeyeceğiz. Kanalların karartıldığı, radyoların susturulduğu, gazetelerin kapatıldığı ve ülkenin koca bir hapishaneye döndüğü bir dönemde gür bir ses yükseltmek hem de faşizme karşı olmazsa olmazımız olması gerekir. Ve ne yaparlarsa yapsınlar, gerçekler eninde sonunda gün ışığına çıkacak.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu