Dünya

Fransa DAİŞ saldırılarının neden hedefinde?

Geçtiğimiz Kasım ayında başkent Paris’te farklı noktalarda bombalı ve silahlı saldırılar ile yapılan katliamlarda 120 kişi yaşamını yitirirken, 350’den fazla kişi yaralanmıştı. 7 Ocak 2015 Charlie Hebdo ile başlayan ve Paris ile süren saldırılara son olarak Nice saldırısı eklendi. Nice’te Fransız İhtilali’nin ilk kıvılcımı sayılan Bastille Günü olarak bilinen “Milli Gün” kutlamaları sırasında bir kamyonun kalabalığın arasına girerek 10’u çocuk olmak üzere en az 84 kişi hayatını kaybettiği saldırıyı düzenledi ve bu saldırıda en az 202 kişi de yaralandı. 

Fransa’nın DAİŞ tarafından hedef seçilmesi sonucu yapılan saldırılar ve katliamlar sıralanabilir ancak asıl soru Fransa’nın neden DAİŞ tarafından hedef tahtasına oturtulduğu sorusudur. DAİŞ’in Fransa’yı hedef seçmesinin nedeni olarak Fransa’nın DAİŞ’e karşı koalisyon güçleri tarafından başlatılan hava destekli saldırıda en aktif rol oynayan ülke olması belirlemesi daha ön planda.  DAİŞ’in Fransa’ya “beni Suriye’de vurursanız, ben de ülkenizde sizi vururum” şeklinde bir mesajla tehdit ettiği bilinirken, nedenin Fransa’nın uluslararası politikaları olduğunu söylemekte yarar var.

 

DAİŞ’in Fransa’da toplumsal zemini

Fransa’da uzatılan OHAL Kasım ayındaki DAİŞ saldırısından bu yana devam etmesine rağmen DAİŞ’in Fransa’da yoğun olarak yuvalandığı görüşü, güvenlik zafiyeti olduğuna ihtimal vermiyor değil. Diğer taraftan canlı bomba ve silahlı saldırı yapan DAİŞ militanlarının genel olarak eski bir sömürge olan Fransa’ya karşı bir öfke biriktirdiği ve halifelik kurmak isteyen DAİŞ’in topraklarının Fransa sınırlarında kalması nedenlerinden biri olabilir mi? Fransa’nın özel hedef seçilmesine gösterilen bir diğer neden ise Fransa’daki banliyö kültürü. Pek çok Avrupa kentinde rastlanan gecekondu kültürü, Fransa’da “banliyö’” adıyla anılıyor. Orada yaşayan genç kesimler kendilerini aşağılayan bir söylem ve bu öfke ile DAİŞ’e katılım gösteriyorlar. Elbette bu, DAİŞ’in bu ülkede rahat hareket etmesinde ve toplumsal olarak zemin sunmasına olanak sağlıyor.

ABD-İngiltere ve Fransa radikal İslamcı örgütlere çok ciddi bir destek verdi. Örneğin Libya’da El Kaide adına faaliyet yürüten örgütleri Muammer Kaddafi’ye karşı silahlandırdılar. Suriye’de El Nusra gibi El Kaide adına hareket eden “radikal” İslamcı örgütleri güç olması için askeri, politik ve ekonomik olarak desteklediler. Özellikle İngiltere ve Fransa, Esad’ı düşürmek için kendi ülkelerinde yaşayan Müslüman gençlerin Suriye’de savaşmaları için teşvik etti, yönlendirdi. Örneğin Fransa’da tahminen 800 kişinin Suriye’ye savaşa gittiği ve bunlardan yaklaşık 120’sinin tekrar geri döndüğü belirtiliyor.

Son olarak belirtmek gerekir ki, birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi Fransa’da da yoksul, Müslüman ve toplumun ötekileştirilen kesimleri açısından bir “alternatif” olarak zemin bulan DAİŞ, kendisini besleyen emperyalist güçlerin iç politikada kullandığı bir unsurdur aynı zamanda. Paris saldırısından bu yana OHAL ilan edilen ülkenin, Nice saldırısı bahane edilerek 3 ay daha OHAL’le yaşamak zorunda bırakılması bunun bir örneğidir. Kendi ülkemizden de bildiğimiz gibi OHAL, DAİŞ gibi çetelerden öte ülkedeki ilerici ve yoksul kesimlere dönük saldırıların meşru zemine oturtulmasına yol açmaktadır. Keza Fransa’da Nice’nin ardından banliyö bölgelere operasyon düzenleyerek buradaki halka “terörist” muamelesi yapılmakta ve baskı uygulanmaktadır. DAİŞ bahane!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu