Ortadoğu’da savaş ve çatışmaların ayrıntıları gün geçtikçe daha net açığa çıkıyor. Özellikle Suriye savaşında açığa çıkan birçok nokta emperyalistlerin bölgesel amaçlarını açığa çıkardı. Başta bölge devletlerinin, Suriye’de işlettikleri ve hayata geçirdikleri planlar ortaya çıktı. Demokrasi sevdalısı olanların gün geçtikçe ılımlı muhaliflere döndüğü; bir zaman sonra öfkeli insanlardan nasıl katil çetelere dönüştüğünü gördük. Kuşkusuz tüm bu evreler kendi içinde belli tarihsel dilimlerle tanımlanılarak ayrıntılandırılabilinir.
Ancak gelinen aşamada emperyalistlerin, demokrasi sevdalılarının bölgede icra ettikleri katliamları hepimiz çok net gördük. Savaşın emperyalistlere sunduğu en büyük avantaj, büyük oranda silah ticareti olmuştur. Silah ticaretinin özellikle 5 yılı geride bırakan Suriye’den nasıl kâr elde ettiğini tahmin bile edemiyoruz. Türkiye, Ürdün, Katar, Suudi Arabistan, İsrail, ABD, Almanya, Çin, Rusya ve daha birçok ülke, silah ticaretinden kayıt dışı kâr elde etti. Suriye’ye karşı yürütülen savaşın başlangıcından beri ABD, Bulgaristan’dan 500 milyon Dolar değerinde Sovyet tipi silahlar satın aldı. Bunlar arasında 18.800 taşınabilir tanksavar bombaatar ve 700 adet tanksavar Konkurs füze sistemi de bulunmaktadır. Bu silahlar Pentagon Özel Harekat Komutanlığı aracılığıyla DAİŞ vb. çetelere verildi.
1993 yılından bu yana ABD Delaware (Purple Shovel) isimli bir paravan şirket üzerinden silah ticareti gerçekleştirdi. Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının ardından alınan bu silahların Suriye’de DAİŞ’in eline geçtiği açıklandı. (The Washington Post 07.2014) Öyle ki silahlar dönemin Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un Hırvatistan’dan Suriyeli “muhaliflere” Ürdün üzerinden tanksavar silah tedarik etmesi talebinde bulunmasından bir hafta sonra gerçekleştirildi.
Balkan Araştırmaları Ağı (BIRN) raporunda Bulgaristan’ın Suriye’deki tekfirci çetelere ABD talebiyle silah tedarik ettiği belirtiliyor. DAİŞ karşıtı koalisyonda, BGM-71 TOW gibi ABD menşeli tanksavar silahlar Bulgaristan tarafından DAİŞ’e verildi. Öyle ki Suudi Arabian Cargo isimli havacılık şirketine ait Cidde havalimanından boş kalkarken Sofya Uluslararası Havalimanı’nda yükleme yapıldıktan sonra, Ürdün sınırına 100 km mesafedeki Suudi havalimanı Tabuk’a geri uçtular. Normal durumlarda kargo uçakları iniş için sivil havacılıktan izin alırken Suudi Arabistan’dan gelen kargo uçağı iznini Savunma Bakanlığı’ndan aldı. Savunma Bakanlığı’ndan izinli kargo uçaklarının tehlikeli madde taşıdığı bilinmektedir. Sofya Havalimanı’ndan gerçekleştirilen her uçuşta ise ortalama 80 ton yük bulunduğu BIRN raporunda açıklandı.
Bulgaristan savunma sanayi ihracatında artış yaşandı 2015 yılının ilk yarısında Bulgaristan’ın savunma sanayi ihracatına ilişkin yıllık raporda, yılın ilk bölümünde, Suudi Arabistan’a 85 milyon euro değerinde silah sevkiyatının yapıldığı belirtiliyor. Ağustos ayından Aralık ayına kadar da Suudi Arabistan’a 29 milyon euro değerinde silahın sevkiyatına devam edilmiş. Bulgaristan Hükümeti, 2014-2015 yılları arasında, Suudi Arabistan’a sattıklarının dışında nihai kullanıcının Birleşik Arap Emirlikleri olduğu silah satış ruhsatları verdiğini kabul etti. Bulgaristan’ın 2014-2015 yılları arasında Birleşik Arap Emirliklerine sattığı silahların toplam tutarı ise 30 milyon euro.
Birleşmiş Milletler’in yayımladığı bir raporda, Bulgaristan’dan Suudi Arabistan’a Suudi Arabian Cargo şirketine ait bir Boeing 747 Jumbo Jetiyle taşınan malların ayrıntılı listesi yer alıyor. Listeye göre uçakta Toyota kamyonetlerine montaj sistemine sahip 827 ağır makineli tüfek ve 120 adet SPG-9 tanksavar sistemi bulunuyor. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin ordularının Avrupa’dan ithal edilen silahlarla donatıldığı bilinmektedir. Bu yüzden Sovyet tipi Bulgar silahları kendi orduları için almış olmaları olasılığını ortadan kaldırılmış bulunmaktadır.
