H. Merkezi: İHD’nin 24 Temmuz ile 8 Ekim tarihleri arasında yaşanan yaşam hakkı ihlallerini ve katledilen sivillerin bilançosuna ilişkin hazırladığı rapora göre 78 günlük süreçte 113 sivilin katledildiğini belirtti.
İnsan Hakları Derneği (İHD), 24 Temmuz’dan 8 Ekim’e kadar ki 78 günlük süre içerisinde yaşanan yaşam hakkı ihlallerine ilişkin hazırladığı raporu merkez binasında gerçekleştirilen basın toplantısı ile açıkladı. Genel Merkez yöneticilerinin de katıldığı toplantıda raporu İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan açıkladı. Öztürk, “24 Temmuz’da yeniden devreye konulan çatışmalı süreçten, 8 Ekim’e kadar olan 78 günlük zaman diliminde 113 sivilin katledildi” dedi. Belirtilen rakamların hiçbir şekilde kabul edilebilecek yanının olmadığını ifade eden Öztürk, “Bu öldürme olaylarına baktığımızda tespit edilebildiği kadarı ile 5 kişinin PKK’ye bağlı silahlı militanlar, diğerlerinin ise tespit edilemeyen birkaç vaka dışında tamamına yakının devlet güvenlik güçlerinin saldırıları sonucu yaşanan sivil ölümlerdir” diye konuştu.
“Sokağa çıkma yasağını ilan edenlerin yetkisi yok soruşturma başlatılmalı”
Cenevre Sözleşmeleri açıkça ihlal edilip savaş suçu işlendiğine dikkat çeken Öztürk, “Sivil ölümlerinin önemli bir kısmının sokağa çıkma yasağı ilan edilen ilçelerde gerçekleştiği görülmektedir. Türkiye mevzuatında sokağa çıkma yasağının sıkıyönetim ve olağanüstü hal kanunlarında düzenlendiği, il idaresi kanununda valilere böyle bir yetkinin açık olarak verilmediği, Anayasanın 13. maddesinde temel hak ve özgürlükleri sınırlayan düzenlemelerin kanunlarla açık bir şekilde yer alması gerektiği belirtildiğinden, valilerin sokağa çıkma yasağı ilan etme yetkisi bulunmamaktadır. Bu nedenlerden ötürü sokağa çıkma yasağı ilan eden valiler hakkında ve bu konuda valilere talimat vermiş ise İçişleri Bakanı hakkında etkili soruşturma ve kovuşturma yapılması ve bu kişilerin yargı önüne çıkarılması gerekmektedir” şeklinde konuştu.
“Sağlığa erişimi engelleyenler yargılansın”
Saldırıların yanı sıra “sokağa çıkma yasağı”ndan dolayı sağlık hizmetine erişemedikleri için de yaşamını yitirenlerin olduğunu hatırlatan Öztürk, “Bu şekilde vatandaşın sağlığa erişiminin engellenmesi ile ilgili olarak adli ve idari soruşturma yürütülmeli, bu konuda kastı ve ihmali bulunan sorumlular ayrıca yargılanmalıdır” dedi.
“Kızılhaç Kürdistan’a gelip inceleme yapmalı”
Öztürk, Kızılhaç’ın başta “sokağa çıkma yasağı” ilan edilen yerler olmak üzere sivillerin öldürüldüğü tüm yerlere inceleme ziyaretleri yapması gerektiğini belirterek Kızılhaç’a çağrıda bulundu. Öztürk, bu kadar çok sivilin katledilmesi karşısında Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri ile BM İnsan Hakları Komiseri yargısız infazlar özel raportörünün de Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirmesi gerektiğini belirterek, bunun için de girişimlerde bulunacaklarını ifade etti.
“Meclis araştırma komisyonu kurulsun”
“Sivillerin öldürülmesi ile ilgili olarak cezasızlık politikasına son verilmeli, sorumlular etkili şekilde soruşturulmalı ve etkili kovuşturma yöntemlerine başvurulmalı” çağrısını yapan Öztürk, yaşanan bu ağır ihlallere ilişkin Meclis bünyesinde Araştırma Komisyonu’nun kurulması ve Meclis tarafından olayların açığa çıkartılması gerektiğini dile getirdi. Öztürk, “Sivillere yönelik ağır hak ihlalleri yeniden başlayan silahlı çatışma döneminin derhal sona erdirilmesi gerektiğini göstermektedir. Bu nedenle bir an önce kalıcı çatışmasızlığın sağlanarak Kürt sorununun çözümünde diyalog ve müzakere yöntemine geçilmelidir. Bu vesile ile taraflara bir an önce silahları susturması gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyoruz” diye belirtti.
“Kar maskeliler plakasızlar kontrgerilla JİTEM midir?”
Öztürk, bölgede yaşanan sivil ölümlere dair özel bir ekibin varlığına işaret ederek, “Birçok olayda kar maskeli plakasız araçlarla dolaşan özel harekat polisi olduğu söylenen ama kim olduğu belli olmayan insanlar var. Bunlar kimdir, bunlar devlet içerisindeki eskiden adına JİTEM, kontrogerilla dediğimiz yapılanma mensubu kişiler midir?” diye sorarak, durumun araştırılmasını istedi.
PKK’nin 11 Ekim’de ateşkes ilan edeceği yönündeki tartışmalara da değinen Öztürk, bu konuda “karnımız tok” diyerek, ateşkes istemediklerini beyan eden Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ı eleştirdi. Yalçın Akdoğan’ın yeniden düşünmesi gerektiğini dile getiren Öztürk, bir an önce ateşkesin ilan edilmesini ve devletin de resmen ateşkese uyması gerektiğini kaydetti.